"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1917 E., 2024/2362 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/971 E., 2024/394 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; Konya ili, Meram ilçesi ... köyünde bulunan 141 ada 315 parsel sayılı taşınmazın davacının babasından kaldığını ve mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde davacıya bırakıldığını, ... köyündeki kadastro çalışmalarında yapılan hata sonucunda hak sahiplerinin büyük bir çoğunluğuna fiilen kullandıkları taşınmaz yerine başka parsel numarası verildiğini, bu kapsamda kendisinin uzun yıllardır fiilen kullandığı taşınmazının davalılar adına tespit ve tescil edilen 141 ada 315 parsel sayılı taşınmaz olduğunun kısa bir süre önce farkına vardığını ileri sürerek 141 ada 315 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2.Birleştirilen davada davacı vekili dava dilekçesinde; Konya ili, Meram ilçesi ... köyünde bulunan 141 ada 315 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar murisi adına tespit ve tescil edildiğini, ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın davacının murisi ...'ın 1968 yılındaki ölümüne kadar murisin kullanımında olduğunu, ...'ın vefatından sonra ise taşınmazın ..., ... ve davacı ... tarafından kullanıldığını, taşınmazın asıl dosya davacısı ...'ın kullanımında olduğuna dair iddianın gerçek dışı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacının murisi ... adına, olmazsa 1/3 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış; davalılardan ..., ... ve ... 03.05.2023 tarihli celsede davayı kabul etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 07.11.2023 tarih ve 2023/862 Esas, 2023/921 Karar sayılı kararıyla eldeki davanın Mahkemenin 2022/971 Esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 25.07.1997 tarihinde kesinleştiği, eldeki davaların ise kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı belirtilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl davada davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi kapsamında 10 yıllık hak düşürücü süreye atıfta bulunularak İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacı vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Asıl davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davanın kadastro tutanaklarına yapılan itiraz mahiyetinde olmadığını, kadastro sırasında yapılan maddi hatanın düzeltilmesinin amaçlandığını, kadastro çalışmalarında davacının fiili kullanımında olan taşınmazın davalılar adına, davalıların kullanımında olan taşınmazın da davacı adına tespit ve tescil edildiğini, davalıların 03.05.2023 tarihli celsedeki kabul beyanları nazara alındığında eldeki davada hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığını, davanın kadastro öncesi nedenlere değil kadastro sırasında yapılan hataya dayandığını, deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olmasının da isabetsiz olduğunu, davanın reddi sonucunda mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3.Birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davanın kadastro tespitine dayalı bir tapu iptali ve tescil davası olmadığını, temel uyuşmazlığın fiili kullanım durumunda herhangi bir değişiklik olmaksızın parsel numaralarının hatalı verilmesi ile ilgili olduğunu, dava konusu 141 ada 315 parsel sayılı taşınmaz ... adına tespit ve tescil edilmiş ise de 60 yıldan fazla bir süredir davacının ailesinin kullanımında olduğunu, İlk Derece Mahkemesince davaya ilişkin keşif ya da bilirkişi incelemesi yapılmadığını, tanıkların dinlenmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kadastro çalışmaları sonucunda, Konya ili, Meram ilçesi, ... köyünde bulunan 141 ada 315 parsel sayılı taşınmazın 11,200 m2 yüz ölçümü ve tarla vasfıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak senetsizden ... oğlu ... adına tespit edildiği, Kadastro Komisyonunun 20.11.1996 tarihli kararıyla taşınmazın tespitinin iptali ile verasette iştirak şeklinde ... mirasçısı olan davalılar adına tespit edilmesine karar verildiği, askı ilanlarının 25.06.1997-25.07.1997 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği, asıl dava ve birleşen davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra sırasıyla 30.12.2022 ve 06.11.2023 tarihlerinde açıldığı anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dava konusu 141 ada 315 parsel sayılı taşınmazda ... mirasçıları arasındaki iştirak hali çözülmediği için bir kısım davalıların kabul beyanlarının herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağının anlaşılmasına göre verilen karar usul ve kanuna uygun olup asıl davada davacı ve birleştirilen davada davacı vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacı vekilinin ve birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80'er TL bakiye onama harçlarının temyiz eden asıl davada davacıdan ve birleştirilen davada davacıdan ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.