Logo

1. Hukuk Dairesi2025/286 E. 2025/554 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin kararın temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2656 E., 2023/1371 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/153 E., 2022/401 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı Hazine vekili, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, temyize cevap dilekçesinde davalı ... vekilince incelemenin duruşma istekli olarak yapılması talep edilmekle; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili; dava konusu 1458 ada 76 (yeni 10835 ada 85) parsel sayılı taşınmazın muris ... adına kayıtlı iken, Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/31 Esas, 2012/337 Karar sayılı dosyası ile 20/32 payın davalılar adına tesciline karar verildiğini, ancak Tapu Müdürlüğünce taşınmazın tamamının davalılar adına tescil edildiğini, davalılar tarafından taşınmazın davalı ...’na devredildiğini, imar uygulaması sonucunda 12432 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların oluşturduğunu, 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’a satıldığını, 3 parsel sayılı taşınmazda ise davalı Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. lehine borç ipoteği tesis edildiğini, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olduğunu, davalı ...'nun komşu parsellerin maliki de olması sebebiyle tescile konu edilen taşınmazın gerek fiziki gerekse imar planlarındaki konumu nedeniyle yıllardan beri taşınmazla ilgilendiğini, murisin mirasçılarından bir kısmı ile iletişime geçerek satın almayı teklif ettiyse de hisseli olması nedeniyle satın alamadığını, taşınmazın evveliyatı itibariyle daha başka mirasçısı yani hissedarının bulunduğunu bildiğini, ipoteğin kaldırılması gerektiğini, Belediye adına olan taşınmazların dayanağının yolsuz olması nedeniyle daha sonra kamu tarafından iyi niyetle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile ayrı ayrı 3/32'şer payın adlarına tesciline karar verilmesini ve her türlü tazminat ve dava hakkının saklı tutulmasını istemiş; 15.03.2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminata karar verilmesini talep etmiş; 07.06.2021 tarihli beyan dilekçesinde de ıslah dilekçesi kapsamı gereğince kısmi ıslah ile istenen alacak miktarının belli olduğunu, eksik harcın ikmal edildiğini, tapu iptali ve tescil talebinin kabul görmemesi durumunda, 346.401,00 TL bedel üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş; 06.07.2021 tarihli duruşmada Mahkemece temsilcide yanılma nedeniyle Hazineye davanın yöneltilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine 19.07.2021 tarihli dilekçe ile Hazinenin davaya dahil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl davada davalı ... vekili; Belediyenin tapu kütüğündeki kayıtlara dayanarak tapuda malik görünen ... ...'nun talebiyle taşınmazı Encümen kararı ile devraldığını, yolsuz tescili bilen veya bilebilecek durumda olan 3. kişi olmadığını, tapu siciline iyi niyetle güvenen 3. kişi durumda olduğunu savunmuştur.

Asıl davada davalılar ..., ..., ... ve ... ... vekili; Mahkeme kararı ile Melikgazi Tapu Müdürlüğüne gittiklerini ve hisseleri oranında dava konusu taşınmazın tescil işleminin yapılmasını talep ettiklerini, bu işlem sonucunda yeni resmi senet ve onaylı tapunun müvekkillerine teslim edildiğini, bu işlemden yaklaşık 1,5-2 yıl sonra resmi ve onaylı tapu kaydına dayanarak ...'na dava konusu taşınmazı devrettiklerini, müvekkillerinin başka bir işlemi olmadığını, yolsuz tescil işleminin öncesinde ve sonrasında iyi niyetli olduklarını, tüm işlemlerin tamamen Devlet kurumlarınca verilen resmi ve onaylı kayıtlara göre yapıldığını, ihtiyaç sebebi ile taşınmazın satıldığını, haklarını bertaraf etme gibi niyetleri olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asıl davada davalı ... vekili; 12432 ada 1 parsel sayılı taşınmazı diğer davalılardan ...'ndan 25.08.2016 tarihinde bedelini ödeyerek kullanmak üzere satın aldığını, iyi niyetli 3. şahıs olduğunu, davacı ile diğer şahıslar arasındaki hukuki ve maddi ilişki ve işlemler hakkında hiçbir bilgisinin olmayıp resmi ve kesin karine olan tapu kayıtlarına güvenerek işlem tesis ettiğini, engelli çocuğu olduğundan bahçeli ev aldığını, evin aboneliklerini yaptırdığını tamiratını yaparak harcamalarda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asıl davada davalı Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili; ... Yapı Taşımacılık İnş. Tur. San ve Tic. Ltd. Şti ve GRN Otel ve Tur. Nakl. San. ve Tic. Ltd. Şti ile müvekkili Banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca muhatapların Bankaya karşı gerek müşteri olarak gerekse müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduklarını, dava konusu taşınmazında Bankaya olan borçlarının teminatı olarak taşınmaz üzerine Melikgazi Tapu Müdürlüğünün 29.06.2016 tarih ve 23798 yevmiye sayılı işlemi ile 300.000,00 TL limitle 1. dereceden müvekkili Banka lehine ipotek tesis edildiğini, ipoteğin tesis tarihinde taşınmazın tam hisseli olarak ipotek veren ... adına kayıtlı olup tapu kaydında herhangi bir şerh, kayıt, veya beyanın bulunmadığını, Bankanın iddia edilen yolsuz tescili bilebilme imkan ve ihtimalinin bulunmadığını, davacının talebinin ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup harcın ipotek değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, harcın eksik yatırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Asıl davada davalı ... (Melikgazi Tapu Müdürlüğü) ve Hazine vekili; tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikine yöneltileceğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, süresinde açılmadığını, Hazinenin sorumluluğuna ilişkin şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Birleştirilen davada davalı ... vekili; ... Ltd.Şti'nin ve ... Emlak'ın sahibi olup yıllardan beridir arsa alım satımı, inşaat ve özellikle villa yapım işi ile uğraştığını, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda arsalarla ilgili olarak piyasada araştırmalar yaptığını ve uygun gördüğü arsaları da satın alarak inşaat yapmaya hazır hale getirdiğini, asıl dava dosyasındaki diğer davalıların tamamını sadece pazarlık aşamasında ve taşınmazı satın alma aşamasında tanıdığını, emlakçı ... tarafından kendisine gelindiğini, davalıların tanıdığı olan inşaatçı ... ... ile görüşerek pazarlık yapıp 535.000,00 TL bedelle satın aldığını, dava konusu taşınmazı ham parsel olarak satın alındıktan sonra üzerine villa yapılabilmesi için imar parseli haline getirilmesi gerektiğinden taşınmazın bağlı bulunduğu Melikgazi Belediye Başkanlığına başvurulduğunu, gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra tevhit-ifraz işlemleri yapıldığını, dava konusu 8 ve 9 sayılı parsellerin 3194 sayılı Yasa'nın 18/2. maddesindeki DOP kapsamında Melikgazi Belediye Başkanlığına bedelsiz olarak terk edildiğini, 1 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’a satış suretiyle devredildiğini, yolsuz tescili bilebilecek durumda olmasının mümkün olmadığını, davalı müvekkilinin sadece tapu kütüğünde yazılı bulunan kısıtlamaları bilmesinin zorunlu olduğunu, Hazineden Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1007. maddesi kapsamında bedel alabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2021 tarih 2016/282 Esas, 2021/331 Karar sayılı kararı ile asıl davada Tapu Genel Müdürlüğü ve dahili davalı Hazine yönünden davanın pasif husumetten usulden reddine, diğer davalılar yönünden kötüniyetli oldukları ispat edilmediğinden reddine; birleştirilen davada 1, 8, 9 sayılı parseller yönünden pasif husumetten usulden reddine, diğer taşınmazlar yönünden esastan reddine karar verilmiş, kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili ve birleştirilen davada davalı ... vekili (vekalet ücreti yönünden), asıl davada ... ..., ..., ... ve ... vekili (vekalet ücreti yönünden) tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; ıslahla tazminat isteğinde bulunulduğu, bu hususun değerlendirilmesi, davalı Banka yönünden tapu iptal-tescil talebine ilişkin pasif husumetten usulden ret, harçlandırılan bir ipoteğin terkini talebi bulunmadığından da bu hususta karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi, esastan reddedilen talepler yönünden nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği belirtilerek kararın kaldırılarak Mahkemesine gönderildiği, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada davalı davalı Banka yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... ve ... yönünden TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlandığından davanın reddine, davalı ... Müdürlüğüne izafeten Hazine ile davalı mirasçılar yönünden tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddi ile tazminat isteği yönünden 346.401,00 TL’nin (davalı Hazine 310.607,90 TL olmak kaydıyla) kabulüne; birleştirilen davada 1, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı adına kayıtlı olmadığından davanın pasif husumetten reddine, diğer taşınmazlar yönünden TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlandığından esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davada davalılar ... ..., ..., ... ve ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; birleştirilen davada davalı ... ile asıl davada davalı ... Cingöz'ün, Melikgazi Belediye Başkanlığının kötüniyetinin ispat edilemediği, bir kısım taşınmazlar yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden ret kararı verilmiş olması, Kuveyt Türk Katılım Bankası aleyhine dava açılmış ise de talepte taşınmazların ipotekten arındırılmış olarak tescili talep edilmediğinden ve bu yöne ilişkin ayrı bir dava değeri de belirtilmediğinden ve ayrı bir harç yatırılmadığından usulüne uygun açılmış bir davanın varlığından söz edilemeyeceğinden bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olması, vekalet ücretine yönelik değerlendirmenin usul ve yasaya uygun olduğu, asıl davada davalılar Kuveyt Türk Katılım Bankası, ..., ... ile birlikte olmak üzere davacı aleyhine maktu ve tek vekalet vekalet ücretine hükmedilmiş ise de davalıların istinaf talebinde bulunmadıkları, tazminat talebine ilişkin davalılar ... ..., ..., ... ve ...’un taşınmazın tamamının adlarına tescilinin hatalı olarak sağlandığını bilmelerine rağmen taşınmazı devrettikleri, 12/32 pay yönünden sebepsiz zenginleştikleri, Hazinenin ise Mahkeme ilamını hatalı olarak tapu siciline işlemek suretiyle TMK'nın 1007. maddesi gereğince Tapu Sicil Müdürlüğünün tapu sicilinin tutulmasında ... zararlardan Devletin sorumlu olacağına dair kural çerçevesinde taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden Hazinenin devir tarihindeki değeriyle sınırlı olarak sorumlu tutulmuş olmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davalı ...’ın düşük bedelle aldığı, hemen imar işlemleri yaptırarak geri dönüşünü imkansız hale getirip davacıların haklarını almasını zorlaştırdığını, bilirkişi raporunda tespit edilen değerlerle temlikteki değerler arasında fark bulunduğunu, bunun kötüniyeti gösterdiğini, ipoteğin de aynı amaçla konulduğunu, davalı Belediyeye ilişkin kamunun tüm organlarıyla bir bütün olması nedeniyle iyi niyet iddiasında bulunmayacağını, tapu iptali tescil talebinin kabulü gerektiğini, hükmün ferilerinin hukuka uygun olmadığını, birleştirilen davada iki ayrı vekalet ücreti verilmemesi gerektiğini, husumetten ret kararı verilemeyeceğini, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Asıl davada davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; ... ile Hazine aynı kurum veya birbirinin temsilcisi gibi karar verildiğini, tazminat davasının muhatabının Hazine olduğunu, tapu iptal ve tescil davası reddedildiğine göre Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne yöneltilen davanın da reddedilmesi gerektiğini, ayrıca Hazineye yöneltilen tazminat davasının da reddine karar verilmesi gerektiğini, çünkü olayda Hazinenin sorumluğunu gerektirecek kanunda aranan şartların mevcut olmadığını, davacı tarafın uğradığı bir zarar mevcut ise bunu tazmininin tapuya hisselerinden fazla miktarda adlarına tescil edilen maliklere düştüğünü, Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından ... zararlardan Devletin sorumluluğunun sınırsız olmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin gerçek değerinin çok üzerinde tespit edildiğini, raporun yeterli olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, eksik araştırma ile karar verildiği belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; dava konusu 1458 ada 76 parsel sayılı 8.917 m2 miktarlı evli bağ nitelikli taşınmazın tamamının kök muris ... adına kayıtlı olduğu, kök murisin 01.12.1951 tarihinde ölümü ile eşi Sadiye’nin de kendisinden sonra 1978 yılında öldüğü, geride 1972 yılında ölen kızı ...’in mirasçıları davacılar ile 1989 yılında ölen oğlu ...’in eşi Nazire ile çocukları Sadet, ... ile 1984 yılında ölen torunu ... ...’nın mirasçıları davalılar ... ..., ... ve ...’ın kaldığı, davalı ...’un ... ...’nın eşi olduğu, Kayseri 3. Noterliğinin 22.08.1977 tarihli 23189 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakım akdi ile Sadiye ve ...’in dava konusu taşınmazdaki miras paylarını davalıların murisi ... ...’ya temlik ettiklerinden Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.06.2012 tarihli 2010/31 Esas, 2012/337 Karar sayılı kararı ile 20/32 payın iptali ile davalılar adına tesciline karar verildiği, kararın 16.05.2013 tarihinde kesinleştiği, ancak taşınmazın tamamının 13.03.2014 tarihli işlemle hükmen davalılar adına tescil edildiği, davalıların adlarına kayıtlı payları 19.02.2016 tarihinde davalı ...’na satış suretiyle temlik ettiği, taşınmaz kaydının 13.06.2016 tarihinde kapanarak 10835 ada 85 parsel (8.733,61 m2 evli bağ) ve ... adına kayıtlı 10835 ada 210 parselin (2,32 m2 arsa) birleştirilmesi ile davalı ... ve davalı ... adına kayıtlı 10835 ada 211 parselin (8.735,93 m2, evli bağ ve arsa) oluştuğu, 14.06.2016 tarihli ifraz ve taksim işlemi ile oluşan 12432 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tescil edildiği, 1 parsel sayılı taşınmazın 25.08.2016 tarihinde davalı ...’e satıldığı, 3 parsel sayılı taşınmaza davalı Banka lehine 29.06.2016 tarihinde 300.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin ve asıl davada davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden asıl davada davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.