"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/313 E., 2022/446 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; tereke temsilcisi vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 30.04.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma günün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ... ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; miras bırakan ...'ın kayden malik olduğu, üzerinde ev olan 1 parsel sayılı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı ...'ye temlik ettiğini, onun da murisin kızı olan davalı ...'e devrettiğini, tüm işlemlerin danışıklı olduğunu, murisin dava konusu taşınmazı devretmeden önce 08.04.2002 tarihinde Cicilli Beldesinde bulunan taşınmazını 08.04.2002 tarihinde tüm mirasçılarına çeşitli oranlar vermek suretiyle devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada davacı muris ...’ın terekesine tereke temsilcisi tayin edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; miras bırakanın ...'ye, onun da diğer davalıya yaptığı temliklerin muvazaalı olmadığını, murisin yayla evini ihtiyacı nedeniyle sattığını, murisin taşınmazı davalı ...’ye satmadan önce başka taşınmazlarını da ihtiyaç nedeniyle başkalarına sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; Alanya’da çalıştığı zamanlar murisle tanıştığını, murisin tedavi olacağı için dava konusu yayla evini satmak istediğini, uzun süre satamadığını, birikmiş parası ve aldığı borçlar ile taşınmazı satın aldığını, ailevi nedenlerle köyüne dönmek zorunda kaldığı için de taşınmazı davalı ...’e sattığını, her iki temlikin de parası karşılığında olduğunu, tapu maliki olmadığı için kendisine dava açılmasının hatalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.04.2010 tarihli ve 2007/203 Esas, 2010/269 Karar sayılı kararı ile temlikin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 27.04.2010 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 29.11.2010 tarihli ve 2010/10381 Esas, 2010/12378 Karar sayılı kararı ile; davanın terekeye iade istemli açıldığı, dava dışı mirasçıların olurlarının alınması ya da tereke temsilcisi aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın ölünceye kadar davacıdan ve diğer mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirecek herhangi bir nedeninin olmadığı, dinlenilen bir kısım tanık beyanlarında özellikle mirasbırakanın eşi davacı ile davalı ... ...'in annesi ...'un satış işlemine bizzat tanıklık yaptığı ve beyanında mirasbırakanın taşınmazı işlerini batırıp Kıbrıs'a kaçan oğlu ...'ye Kıbrıs'ta bir ev almak amacı ile sattığı ve satış bedelinin davalı ... tarafından nakit olarak mirasbırakana ödendiğinin belirtildiği, tapudaki satış bedeli, taşınmazın bilirkişilerce belirlenen satış tarihi itibari ile rayiç bedelinden düşük olsa da genellikte tapuda satış yapan şahısların tapu devri nedeni ile harç ve masrafları az ödemek amacı ile eksik değer bildirdikleri, davalıların ekonomik sosyal durumlarına göre taşınmazı satın alabilecek gelir durumuna sahip oldukları ve satışın muvazaalı olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde özetle;
a. Mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, davalıların Mahkemenin mirasbırakanın oğlu için taşınmazı sattığı yönündeki gerekçesini savunma yapmadıklarını,
b. Tanık beyanlarında yer alan ifadenin Mahkemece resen dikkate alındığını, mirasbırakanın bankada mevduat hesabı olmadığını, Kıbrıs'tan alındığı belirtilen eve ilişkin bilgi olmadığını, mirasbırakanın tüm çocuklarına 5'er dönüm yer verdiğini, oğlu ... için 8 dönüm yer sattığını, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığını,
c. Son zamanlarında davalı ...'in mirasbırakanın yanında olduğunu, ...'in taşınmazı babasından değil de diğer davalı ...'den satın aldığını, davalı ...'nin mirasbırakanın eşinin kiracısı olduğunu, kolluk araştırmasında ...'nin taşınmazda oturmadığının tespit edildiğini,
d. ...'nin taşınmazı alacak ekonomik gücü olmadığını, ödemeye ilişkin belge sunulamadığını, ...'nin kısa süre sonra taşınmazı ...'e devrettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Hemen belirtilmelidir ki; TMK’nın 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190/1 hükmü ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü düzenlemiştir.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının Daire bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı; özellikle murisin çocukları ile arasında husumet olmadığı ve muris muvazaası iddiasının davacı tarafça kanıtlanamadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tereke temsilcisi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 534,70 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Davalı taraf vekili duruşmaya katılmadığından duruşma vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.