Logo

1. Hukuk Dairesi2025/38 E. 2025/468 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı tasarrufların bağış mı yoksa zilyetliğe izin mi olduğu hususunda tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, mirasbırakanın sağlığında tapusuz taşınmazları davalılara teslim etmesinin bağışlama hükmünde olduğu ve davacıların bu duruma itiraz etmedikleri gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının, usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1585 E., 2023/560 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/60 E., 2022/50 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı ... ve birleştirilen davada davacı ...; kadastro sırasında Trabzon ili, Sürmene ilçesi, ... Mahallesi 141 ada 5, 142 ada 2, 144 ada 1, 5, 10, 147 ada 2, 148 ada 7, 220 ada 2, 244 ada 4 ve 247 ada 10 parsel sayılı taşınmazların davalı kardeşleri ... adına, aynı mahalledeki 203 ada 11, 221 ada 1, 242 ada 7 ve 243 ada 6 parsel sayılı taşınmazların ise diğer kardeşleri davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa tüm taşınmazların mirasbırakan babaları ... ...’a ait olduğunu ve babalarının sağlığında ya da ölümünden sonra mirasçılar arasında taksime konu olmadığını, kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalılar; mirasbırakan babaları ... ...’un sağlığında 1987 yılında taşınmazlarını tüm çocukları arasında taksim ettiğini, mirasbırakanın 1989 yılında öldüğünü, ölümünden kadastro tarihine kadar davacıların bu taksime hiçbir itirazda bulunmadıklarını, taksimde davacılara da yer verildiğini, dava tarihine kadar davacıların kendilerine verilen arazileri ekip kiraya verdiklerini, taksimden bu yana yaklaşık 31 yıldır herkesin kendi taşınmazını kullandığını, ancak davacıların kazanç elde etmek amacıyla kötüniyetle dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; öncesinde tarafların ortak mirasbırakanı ... ...'a ait olan dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalı çocuklarına bağışlandığı, tüm mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazların uzun yıllardır davalılarca kullanıldığının ve mirasbırakan tarafından zilyetliğinin de teslim edildiğinin anlaşıldığı, bunun yanı sıra mirasbırakanın sağlığında davacı kızlarına da bir kısım taşınmazlarını bağışladığı, mirasbırakanın adil olma yükümlülüğünün bulunmadığı, iddianın ispatlanamadığı, dava konusu 144 ada 10 ve 148 ada 7 parsel sayılı taşınmazların ise davalılar ya da mirasbırakanla bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 144 ada 10 ve 148 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar yönünden pasif husumet yokluğundan, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise esastan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan ... ...'dan gelmekle birlikte kadastro sırasında davacılar adına da tespit ve tescil edilen taşınmazların bulunduğu, kadastro öncesi tapusuz olan taşınmazların menkul mal hükmünde olup zilyetliğin teslimiyle birlikte mülkiyetin karşı tarafa geçtiği, mirasbırakanın sağlığında yaptığı paylaştırmanın niteliği itibariyle bağışlama hükmünde olup tapusuz olan taşınmazlara ilişkin bağışlama işleminin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı, yapılan taksim işleminde taşınmazların eşit olmasına ya da paylaşımın adil şekilde yapılmasına gerek bulunmadığı, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın davalı erkek evlatlarının taşınmazlarını kullanmasına izin vermesinin mirasını taksim ettiği ya da bağışladığı anlamına gelmeyeceğini, mahalli bilirkişi ve tanıkların mirasbırakanın davacıların da miras payını verdiğine dair beyanların gerçek dışı olduğunu, davacıların miras hakkının teslim edilmediğini, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalılara verilmediğini, taksimin söz konusu olmadığını, mirasbırakanın sadece davalıların taşınmazları kullanmasına izin verdiğini, ölümünden sonra yıllarca taşınmazların taksim edilmediğini ve aile içinde münakaşaların meydana geldiğini, vekalet ücretinin de fazla hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Trabzon ili, Sürmene ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 141 ada 5, 142 ada 2, 144 ada 1, 144 ada 5, 147 ada 2, 220 ada 2, 244 ada 4, 247 ada 10 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle davalı ... adına; 203 ada 11, 221 ada 1, 242 ada 7 ve 243 ada 6 parsel sayılı taşınmazların yine senetsizden aynı nedenle diğer davalı ... adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Asıl davada davacı ...'ün adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından aşağıda yazılı 1.330,20 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının asıl davada davacı ...'den; 435,50 TL

bakiye onama harcının ise birleştirilen davada davacı ...'den alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.