Logo

1. Hukuk Dairesi2025/400 E. 2025/2346 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, miras yoluyla intikal ettiğini iddia ettiği taşınmazlar üzerinde zilyetliği bulunduğu gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulünün Hazine ve diğer davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, davacının zilyetlikle edinim şartlarını sağlayıp sağlamadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçısının uzun yıllardır taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla zilyet olduğunun ve bu zilyetliğin davacıya intikal ettiğinin tespit edilmesi, davacının da taşınmazı nizasız ve fasılasız olarak 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunun belirlenmesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun tespit edilmesi gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/462 E., 2022/1637 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2006/771 E., 2018/1980 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, ... köyünde bulunan 132 ada 54, 137 ada 163, 134 ada 399 parsel sayılı taşınmazların kendisine babasından intikal ettiğini, taşınmazlarda zilyetliğinin bulunduğunu belirterek çekişmeli taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.

Yargılama sırasında dava konusu 132 ada 54 parsel sayılı taşınmazın yerine 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın davaya konu edildiği beyan edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazların değerinin düşük gösterildiğini, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufunda olup zilyetlikle edinilemeyeceğini, dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; 137 ada, 163 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacının murisinden intikal ettiği, murisin uzun yıllar boyunca bu taşınmazda malik sıfatıyla zilyet olduğu ve taşınmaz üzerinde tarım yapmak suretiyle taşınmazı kullandığı, taşınmazın miras yoluyla davacıya intikal ettiği, davacının da bu taşınmaza murisinin ölümünden bu yana malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyet olduğu ve 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına oluştuğu, dava konusu edilen taşınmazların bir kısmının boş doğal görünümünde, tarımsal faaliyet yapılmamış yer olduğu, üzerinde herhangi bir bitki örtüsü olmayan açık alan olduğu, gösterilen sabit sınırların arazi üzerinde mevcut olmadığı dolayısıyla davacının olağanüstü zamanaşımı ile kazanma şartlarını sağlayamadığı, 134 ada 399 parsel içinde kalan ve krokide (D) harf ile gösterilen kısmın ise mera vasfında olması nedeniyle özel mülkiyete elverişli olma koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 137 ada, 163 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz üzerinde bulunan ve teknik bilirkişinin 28.04.2014 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 986,087 metrekarelik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, sair dava ve taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.04.2014 tarihli rapor ve eki haritada (C) harfi ile gösterilen bölümünün ve 134 ada 399 sayılı mera parselinin aynı haritada (D) harfi ile gösterilen bölümünün jeodezi ve fotogrametri mühendisleri bilirkişi kurulunun eski tarihli hava fotoğraflarına göre yaptığı değerlendirmede boş doğal görünümde ve tarımsal faaliyet yapılmamış yerler olduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre de 134 ada 399 sayılı parselin çekişmeli bölümünün mera vasfında olduğunun bildirildiği, bu durumda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleşmediği, 134 ada 220 sayılı parsel hakkında yöntemince malikine husumet yöneltilerek açılmış bir dava bulunmadığı, davalı ... çekişmeli 137 ada 163 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki olmayıp dava konusu taşınmaz hakkında açılmış bir davası ya da açılmış olan davaya yöntemince katılımı da söz konusu olmadığı, Mahkemece, dava konusu 134 ada 399 sayılı mera parseli yönünden de davanın reddine karar verildiği ve davalı ... lehine hesaplanan vekalet ücretinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu 137 ada 163 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.04.2014 tarihli rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen 986,087 m² yüz ölçümündeki bölümünün, jeodezi ve fotogrametri mühendisleri bilirkişi kurulu raporunda 1975 ve 1992 yıllarına ait hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik olarak yöntemince yaptığı incelemede tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olduğu, gösterilen sabit sınırların arazi üzerinde mevcut olduğunun belirtildiği, tespit tarihinden geriye 20 yılı aşkın süredir davacı tarafın nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği gerekçesi ile davacı vekilinin, davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı lehine edinim koşullarının oluştuğunu, taşınmazların davacının zilyetliğinde bulunduğunu, eklemeli olarak zilyetliğin 100 yılı aştığını, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davanın kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; davacının davasını ispat edemediğini, davanın tümden reddedilmesi gerektiğini, davanın reddine ilişkin hükmün yerinde olduğunu ancak lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin az olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucunda, Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 163 ve 138 ada 149 parsel sayılı taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiş, 134 ada 399 parsel sayılı taşınmaz hükmen mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin, davalı Hazine vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 435,50’şer TL bakiye onama harçlarının temyiz eden davacıdan ve temyiz eden davalı ... Başkanlığından alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

30.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.