Logo

1. Hukuk Dairesi2025/619 E. 2025/2235 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacıların zilyetliğine dayanarak talep ettikleri taşınmazların mülkiyetinin kime ait olduğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların dayandığı tapu kaydının daha eski tarihli ve doğru temele dayandığı, ayrıca komşu parsellerin revizyon gören tapu kayıtlarının da davalıları gösterdiği gözetilerek, davacıların temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/395 E., 2023/798 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde; Hakkari ili, Yükseova ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 127 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tespit ve tescil edildiğini, 127 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dayanak tapu kaydı olan 23.03.1989 tarih 57 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kaldığını, tapu kaydının sınırları itibariyle tespit yapılmadığından adlarına kayıtlı taşınmazın bir bölümünün murislerinden intikal etmesine ve 80 yılı aşkın süredir arsa olarak kullanılmasına rağmen farklı parseller altında tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek asıl davada 111 ada 3 parsel, birleştirilen davalarda ise 127 ada 3 ve 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında dava konusu taşınmazların kamuya tahsis edilmiş olması nedeniyle mülkiyetinin kendilerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde; çekişmeli taşınmazların üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, bu taşınmazların kamuya tahsisli yerlerden olduğunu ve kendilerine ait 27.09.1989 tarih ve 14 sıra nolu ve kök geldi kayıt olan 28.07.1953 tarih ve 50 sıra nolu tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.07.2010 tarih ve 2010/8080 Esas 2011/5655 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, çekişmeli 127 ada 8 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 21.07.2010 tarih ve 2010/8080 Esas 2011/5655 Karar sayılı kararının davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 03.10.2011 tarih ve 2010/8080 Esas 2011/5656 Karar sayılı kararıyla yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu' nun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemince tapu kayıt uygulaması yapılması, dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kayıtlarından hangisinin kapsamında kaldığının duraksamasız saptanması, tapu kayıtları iç içe girdiği takdirde önceki günlü doğru temele dayanan ve hukuki değerini koruyan tapu kaydına değer verileceğinin göz önünde tutulması gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozma kararı sonrasında Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2000/284 Esas sayılı dosyadaki 111 ada 3 parsel ile 2005/28 Esas sayılı dosyadaki 127 ada 3 parsele yönelik açılan davaların birleştirilmesi sonucunda İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2019 tarih ve 2000/284 Esas, 2019/427 Karar sayılı kararıyla; asıl davada dava konusu 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazın dosya kapsamında mevcut 25.12.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2912,33m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen davalarda ise 127 ada 3 ve 127 ada 8 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetlerinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2019 tarih ve 2000/284 Esas 2019/427 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili ve davalılar Hazine, İl Özel İdaresi, Milli Eğitim Bakanlığı ve ... vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Dairenin 27.06.2022 tarih ve 2021/4695 Esas 2022/5169 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmazların tespitine esas alınan ve davalıların dayandığı 27.09.1989 tarih ve 14 sıra numaralı tapu kaydının hudutlarının komşu taşınmazlara revizyon gören tapu kayıt maliklerini okuduğu, yine benzer şekilde komşu parsellere revizyon gören tapu kayıtlarının da dava konusu taşınmaz yönünde tapu kayıt maliki olan davalıyı gösterdikleri, dolayısıyla tespite esas tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu, öte yandan davacıların dayandıkları tapu kaydındaki mevcut paylarından daha fazla taşınmazın kadastro sırasında davacılar adına tespit ve tescil edildiği, aynı yere ait tapu kayıtlarından eski tarihli ve doğru temele dayanan, hukuki değerini koruyan tapu kaydına üstünlük tanınması gerektiği, eldeki davada da davalı tarafın dayandığı ve tespite esas alınan tapu kaydı ve tedavüllerinin önceki tarihli olduğu ve doğru temele dayandığı, bu kapsamda davalıların dayandığı tapu kaydına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Ç. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların tespitine esas alınan ve davalıların dayandığı 27.09.1989 tarih ve14 numaralı tapu kaydının hudutlarının komşu taşınmazlara revizyon gören tapu kayıt maliklerini okuduğu, benzer şekilde komşu parsellere revizyon gören tapu kayıtlarının da dava konusu taşınmaz yönünü kayıt maliki olarak davalıları gösterdiği, davacıların dayandığı tapu kaydında mevcut paylarından daha fazlasının kadastro çalışmaları sonucunda davacılar adına tespit ve tescil edildiği, aynı yere ait eski tarihli ve doğru temele dayanan tapu kaydına itibar edilmesi gerektiği belirtilerek asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2.Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davalı adına kayıtlı 14 numaralı tapu kaydının geldisi olan 28.07.1953 tarih ve 50 sıra numaralı tapu kaydının hudutları ve miktarı itibariyle dava konusu taşınmazlara uymadığını, sonraki tarihlere ait tedavül kayıtlarının birbirlerini okumasının ise dayanaksız olduğunu, dolayısıyla 14 numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uymadığının dosya kapsamı itibariyle açık olduğunu, dava konusu 111 ada 3 parselin ise dayanak 14 numaralı tapu kaydı ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacılar lehine dayanak tapu kaydından daha fazla yerin tespit ve tescil edildiği doğru ise de bunun dayanak tapu kayıtlarının sınırları içerisinde kalan alanların adlarına tescili sonucunda gerçekleştiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucunda Yüksekova ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 127 ada 2 parsel sayılı 5.000,28 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü adına arsa niteliği ile tespit edilmiş; tespit 11.06.1991 tarihinde kesinleşmiştir. 127 ada 2 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan dava konusu 127 ada 8 parsel sayılı 2.140 m2 yüzölçümündeki taşınmaz trampa sonucu 1.10.1999 tarihinde davalı Hazine adına tescil edilmiştir. Çekişmeli 127 ada 3 parsel tapu kaydına dayalı olarak Hakkari İl Özel İdaresi adına tespit ve tescil edilmiş; 111 ada 3 parsel ise evvelinde 126 ada 1 nolu parsel iken bu parselin ifrazı sonucunda davalı Hazine adına tescil edilmiştir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.