Logo

1. Hukuk Dairesi2025/717 E. 2025/799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davada, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı ve kesinleşmiş kararlara rağmen yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının zilyetlikle iktisap iddiasına ilişkin daha önce kesinleşmiş kararlara rağmen bazı taşınmaz bölümleri hakkında yeniden hüküm kurulması ve diğer bölümlere ilişkin ise kadastro çalışmaları sonucu oluşan yeni durum ve komşu parsellerdeki uygulama kadastrosu tespitlerine rağmen davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığından, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/3 E., 2023/254 K.

Mahkemece yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün 25-30 yılı aşkın süredir müvekkilinin malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... cevap dilekçesinde; nizalı taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Dahili davalı ... Belediye Başkanlığı tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2015 tarihli ve 2010/327 Esas, 2015/917 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümlerinin dava konusu edildiği, (A) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin kadastro parselleri içerisinde kaldığı, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin ise tescil harici alanda kaldığı ve dosya kapsamına göre bu bölümlerde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.02.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki krokide (B) harfiyle gösterilen 11.255,99 metrekare ve (C) harfiyle gösterilen 725,70 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Kararın süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.03.2020 tarihli ve 2016/16045 Esas, 2020/950 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte beyanlarına başvurulan yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazın evveliyatı hakkındaki beyanları arasında çelişkiler olduğu halde bu çelişkiler giderilmediği gibi, beyanlarında davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliğin davacıya miras bırakanından intikal edip etmediği, davacının zilyetliğinin kendi adına mı olduğu, kendi adına ise taşınmazın davacıya nasıl geçtiği ve zilyetliğini ne sebeple sürdürdüğü hususları da açıklanmamasına rağmen, Mahkemece bu hususlar davacıdan sorulmak suretiyle davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığının açıklığa kavuşturulmadığı, öte yandan taşınmazın evveliyatını, kullanım süresi ile niteliğini ve varsa üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmadığı, ziraat mühendisi bilirkişinin taşınmaz bölümlerinin niteliğini belirtmekten uzak, yetersiz ve soyut içerikli raporuna itibar edildiği, yine ziraat mühendisi bilirkişi raporu ekinde yer alan ve nizalı taşınmazın imar-ihyasının tamamlandığı bölümleri gösteren basit kroki ile fen bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan ölçekli kroki çeliştiği halde bu çelişki giderilmeden fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen kroki esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğu gerekçesiyle karar bozulmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/3335 Esas, 2021/1012 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.

2. Bozma üzerine Alanya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/363 Esas, 2021/58 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde kadastro çalışması yapıldığı gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi halinde dosyanın Alanya Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmeksizin 12.10.2021 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Görevsizlik kararı üzerinde, Alanya Kadastro Mahkemesinin 2021/13 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında, 13.04.2022 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A), (B1), (B2), (B3) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin davanın eldeki davadan tefrikine karar verilmiş; tefrik üzerine Alanya Kadastro Mahkemesinin 15.06.2022 tarihli ve 2022/100 Esas, 2022/93 Karar sayılı kararıyla, nizalı taşınmaz bölümleri ile ilgili olarak kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi halinde merci tayini için dosyasın Yargıtaya gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmeksizin 23.08.2022 tarihinde kesinleşmiştir.

4. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 05.12.2022 tarihli ve 2022/14189 Esas, 2022/17446 Karar sayılı kararıyla, 13.04.2022 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tapulu taşınmaz içerisinde, (B1), (B2) ve (B3) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin ise tescil harici alanda kaldığı gerekçesiyle Alanya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

5. Merci tayini üzerine, Alanya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.10.2023 tarihli ve 2023/3 Esas, 2023/254 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 03.08.2023 tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 287,77 metrekare, (B1) harfi ile gösterilen 09,94 metrekare, (B2) harfi ile gösterilen 159,42 metrekare, (B3) harfi ile gösterilen 155,51 metrekare ve (D) harfi ile gösterilen 285,75 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, nizalı taşınmaz bölümlerinin evvelinde taşlık ve çalılık vasfında olmakla tescil harici bırakıldığını, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün adına tescili istemiyle dava açmış, mahallinde yapılan keşif sonrası teknik bilirkişiden aldırılan rapordan, davacının (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen nizalı taşınmaz bölümlerini dava konusu ettiği anlaşılmıştır. Rapor incelendiğinde; (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün 40 nolu kadastro parseli içerisinde, (D) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün 56 nolu kadastro parseli içerisinde, (B) ve (C) harfleri gösterilen taşınmaz bölümlerinin ise bölgede 1968 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tescil harici bırakılan alanda kaldığı anlaşılmıştır.

Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin 04.12.2015 tarihli ve 2010/327 Esas, 2015/917 Karar sayılı kararıyla, 20.02.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki krokide (B) ve (C) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, yalnızca davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, kadastro parselleri içerisinde bulunan ve aynı raporda (A) ve (D) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin olarak verilen karar davacı yönüyle kesinleşmiştir.

Davalı ... vekilinin temyizi üzerine, dava ve temyize konu (B) ve (C) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümleri yönüyle kararın araştırmaya yönelik olarak bozulmasına karar verilmiş, bozma üzerine Mahkemece yapılan yargılama sırasında, nizalı taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca kadastro çalışması yapılmış, (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüne 105 ada 51, (C) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümüne ise 105 ada 52 parsel numarası verilmek ve taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı oldukları belirtilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle taşınmazlar hakkında kadastro tutanakları düzenlenmiştir.

Alanya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/363 Esas, 2021/58 Karar sayılı kararıyla, nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde kadastro çalışması yapıldığı gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, Alanya Kadastro Mahkemesinin 14.06.2022 tarihli ve 2021/13 Esas, 2022/89 Karar sayılı kararıyla, 105 ada 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfıyla davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir.

2. Mahkemece nizalı taşınmaz bölümlerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.

a) Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönüyle yapılan incelemede; Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin 04.12.2015 tarihli ve 2010/327 Esas, 2015/917 Karar sayılı kararıyla, (A) ve (D) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümleri kadastro parselleri içerisinde kalmakla, bu bölümler yönüyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm yalnızca Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, (A) ve (D) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin olarak verilen karar davacı yönüyle kesinleşmiştir. Mahkemece, kesinleşen bu bölümler hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

b) Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B1), (B2) ve (B3) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönüyle yapılan incelemede ise; Mahkemece harca esas değerin belirlenmesi amacıyla mahallinde yeniden yapılan keşif sonrası teknik bilirkişiden aldırılan raporda, taşınmazların bulunduğu bölgede 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda komşu taşınmazların yüz ölçümlerinin ve sınırlarının değiştiği, rapora ekli krokide (B1), (B2) ve (B3) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin de başlangıçta davacı tarafından dava konusu edilen ve bozma öncesi Mahkemece hükme esas alınan 20.02.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüme dahil olduğu belirtilmiştir. Rapor incelendiğinde; söz konusu bölümlerin halihazırda komşu 105 ada 14, 21 ve 23 nolu kadastro parselleri içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.

Mahkemece söz konusu bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de 20.02.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sonucunda 105 ada 51 parsel numarasıyla ve 10.940,70 metrekare yüz ölçümlü olarak hükmen davacı adına tescil edildiği ve hükmün Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleştiği, komşu taşınmazlarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunun 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmasından önce olduğu, kaldı ki davacı tarafından komşu taşınmazlarda yapılan uygulama kadastrosu tespitine her zaman itiraz edilebileceği gözetildiğinde, Mahkemece esasen dava konusu olmayan söz konusu bölümler yönüyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı ... harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Alanya 6. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.