"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/78 E., 2024/255 K.
Mahkeme kararı davalılar Hazine vekili, ... vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Kumluca ilçesi, ... köyü, Kozarası mevkiinde kain 116 ada 52 ile 71 parsel sayılı taşınmazların arasının yol olarak tespit dışı bırakıldığını, bu yolun çevre parsel maliklerine yararının bulunmadığını ve fiiliyatta da yol olmadığını ileri sürerek yolun iptali ile yol geçmesi gerekliliği durumunda 116 ada 71 parsel sınırından diğer komşu parsele taşmaksızın yol geçirilmesini veya Mahkemenin uygun göreceği bir yerde yol tespit edilmesini talep etmiştir.
Davacı ... 16.11.2012 havale tarihli dilekçesinde özetle; Antalya ili, Kumluca ilçesi, ... köyü 116 ada 71, 48 ve 52 parsel sayılı taşınmazların arasında gösterilen ve fiiliyatta yol olmayan kısmın yol vasfının iptali ile bu kısmın 71 ve 52 parsel sayılı taşınmazlarla birleştirilerek ya da müstakil parsel olarak tarla veya bahçe vasfıyla adına tesciline karar verilmesini, talebinin ve davasının bu şekilde anlaşılmasını talep etmiştir. Davacı ... 24.09.2014 tarihli 18. celsede alınan beyanında ise rapordaki (A1) harfi ile gösterilen kısmın 71 parsel sayılı kendi taşınmazına eklenmesini istediğini, (A2) olarak gösterilen parçanın ise 52 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine itirazının olmadığını belirtmiştir.
Asli müdahiller ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... vekili 11.12.2012 havale tarihli dilekçesinde özetle; Antalya ili, Kumluca ilçesi, ... köyü, Kozarası mevkiinde kain 116 ada 71 parsel sayılı taşınmazda müvekkili ...'in, aynı yerde bulunan 52 parsel sayılı taşınmazda ise diğer müvekkillerinin hissedar olduğunu, dava konusu edilen yerin kadastro çalışmaları sırasında zeminde yol olmadığı halde yol varmış gibi gösterildiğini, yani fiilen ve hukuken müvekkillerine ait taşınmaz üzerinde farazi olarak yol ihdas edildiğini, yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler ve tanıkların zeminde yol olmadığını belirttiklerini, yine keşifte görev alan fen ve zirai bilirkişilerin zeminde yol olmadığını, yol olarak gösterilen yerde yaşlı meyve ağaçları olduğunu belirttiklerini, davanın konusunun müvekkillerini ilgilendirdiğini, bu nedenle davaya asli müdahil/müdahil davacı olarak kabullerine ve yapılacak yargılama sonunda Antalya ili, Kumluca ilçesi, ... köyü 116 ada 71, 48 ve 52 parsel sayılı taşınmazların arasında gösterilen ve fiiliyatta yol olmayan kısmın yol vasfının iptali ile tarla veya bahçe vasfında müvekkilleri adına kayıtlı bulunan 71 ve 52 parsel sayılı taşınmazlara ilavesi suretiyle, olmadığı takdirde bu kısımda kalan ayrı bir parsel numarası verilerek müvekkilleri adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesini, olmazsa da bu kısımda kalan muhdesatların/ağaçların müvekkillerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Asli müdahiller vekili 11.08.2014 tarihli dilekçesinde özetle; fen bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen alanın müvekkillerine ait 52 parsel sayılı taşınmazla tevhit edilerek (A1) harfi ile gösterilen alanın diğer davacı ...'e ait 71 parsel sayılı taşınmaz ile tevhit edilerek davacılar adına tesciline, olmadığı takdirde ayrı bir parsel numarası verilerek tesciline karar verilmesini, (A3) ile gösterilen alanın davacılar adına tesciline karar verilmesinin mümkün olması halinde bu kısmın da 52 parsel maliki olan müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Asli müdahiller vekili 24.09.2014 tarihli 18. celsede alınan beyanında ise bilirkişi raporunda (A2) ile gösterilen kısmın müvekkiller adına 52 parsel ile birleştirilmesini, (A1) ile gösterilen kısmın 71 parsel ile birleştirilmesini, (A3) ile gösterilen kısmın da mümkün olursa müvekkilleri adına 52 parsel ile birleştirilerek tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddini savunmuşlar, davalılardan Hazine vekili bilahare sunduğu 18.07.2014 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporunda (A3) ile gösterilen alanın TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Fer'i müdahiller ..., ... ve ... vekili 16.05.2008 havale tarihli müdahillik taleplerini içerir dilekçesinde özetle; zeminde yol olarak kullanılmak üzere bırakılan bir kısmın iptalinin talep edildiğini, komşu parsel malikleri olan müvekkillerinin bu yoldan istifadesi ve yararları göz önüne alındığında davaya müdahale talebi gerektiğini belirterek müdahillik taleplerinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Davanın açıldığı Kumluca Kadastro Mahkemesinin 07.11.2008 tarihli ve 2007/169 Esas, 2008/150 Karar sayılı kararıyla, dava konusu yerle ilgili kadastro tutanağı tanzim edilmediği ve taşınmazların değeri dikkate alındığında Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli ve 2009/7802 Esas, 2010/5649 Karar sayılı kararı ile hüküm düzeltilerek onanmış, karar 12.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.01.2015 tarihli ve 2011/63 Esas, 2015/33 Karar sayılı kararıyla fen bilirkişisinin 09.07.2014 havale tarihli raporunda (A1) ve (A2) ile gösterilen kısmı yönünden Kadastro Kanunu'nun 13. ve 14. maddeleri uyarınca imar-ihyaya uygun kazanım koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, (A3) ile gösterilen kısım yönünden ise imar-ihyaya uygun kazanım koşulları sağlanmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.11.2017 tarihli ve 2015/15852 Esas, 2017/8009 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastroca tescil harici bırakılan yer hakkında açılan tescil davası olup bu nitelikteki davanın 4721 sayılı TMK’nın 713/3. maddesi uyarınca yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine birlikte yöneltilmesinin zorunlu olduğu, davanın 08.02.2007 tarihinde Hazine ile ... Köyü Tüzel Kişiliği hasım gösterilerek açıldığı, 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu ... ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının yasal hasım konumuna geldiği, Mahkemece, yargılama devam ederken yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereği Kumluca Belediye Başkanlığının davaya dahil edildiği ancak bir diğer yasal hasım konumunda olan ... davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu, böylelikle taraf teşkilinin eksik bırakıldığı, taraf teşkili dava şartlarından olup bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemeyeceği göz önüne alınarak öncelikle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması, dahili davalının davaya ilişkin savunması ve delillerini sunması bakımından imkan tanınması, varsa tüm delillerin toplanması daha sonra işin esasına ilişkin hüküm kurulması gerekirken Mahkemece belirtilen şekilde taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.03.2019 tarihli ve 2018/162 Esas, 2019/116 Karar sayılı kararıyla; davacının yol olarak tespit edilen kısmın 116 ada 71 parsele eklenmesi suretiyle tescilini talep ettiği, 116 ada 52 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin de ortak beyanlarında yol olarak gösterilen kısmın tarafların zilyetliklerinde bırakılmalarını talep ettiği, bu hususta müdahil davacılar arasında husumet olmadığı, bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) ile gösterilen kısımlar yönünden imar-ihyaya uygun kazanım koşullarının oluştuğu ancak (A3) ile gösterilen kısım yönünden imar-ihyaya dayalı kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu 116 ada 52 parsel ile 116 ada 71 parsel arasında yol olarak gösterilen 281,14 m²'lik alanın bilirkişi raporunda (A1) olarak gösterilen 98,25 m²'nin 116 ada 71 parsele eklenmesi, (A2) ile gösterilen 119,20 m²'lik kısmın 116 ada 52 parsele eklenmesi suretiyle tapuya tesciline, krokide (A3) ile gösterilen 63,69 m²'lik kısım yönünden ise açılan davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine vekili, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.06.2023 tarihli ve 2021/8455 Esas, 2023/3564 Karar sayılı kararıyla; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalıların sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemiyle açılan davada, davalılardan Hazine vekilinin çekişmeli taşınmaz bölümünün Hazine adına tescilini talep ettiği, Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle bilirkişi raporunda (A1) ve (A2) ile gösterilen kısımlar yönünden davanın kabulüne karar verildiği ancak krokide (A3) ile gösterilen kısım yönünden ise açılan davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı Hazinenin tescil talebi yönünden bir karar verilmediği, davalı Hazinenin tescil talebi yönünden bir değerlendirme yapılarak olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.04.2024 tarihli ve 2024/78 Esas, 2024/255 Karar sayılı kararıyla; davacı ...'in yol olarak tespit edilen kısmın 116 ada 71 parsele eklenmesi suretiyle tescilini talep ettiği, dava devam olunurken 116 ada 52 parsel sayılı taşınmazı maliklerinin de davaya dahil olarak ve 116 ada 71 parsel sayılı taşınmaz maliki ile ortak beyanlarında yol olarak gösterilen kısmın tarafların zilyetliklerinde bırakılmalarını talep ettiği, bu konuda müdahil davacılar arasında husumet olmadığı tarafların taleplerinin ortak olduğunun anlaşıldığı, müdahil davalıların ve davalıların sunmuş olduğu cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları, keşif tutanakları, mahalli bilirkişiler ile tanık beyanları incelendiğinde, fen bilirkişisinin 09.07.2014 havale tarihli ek raporunda (A1) ve (A2) ile gösterilen kısımlar yönünden Kadastro Kanunu'nun 13 ve 14. maddeleri uyarınca imar-ihyaya uygun kazanım koşulları oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle açılan davanın davacılar ve müdahil davacılar yönünden kabulüne, imar-ihyaya dayalı kazanım koşulları oluşmayan ve raporda (A3) ile gösterilen kısım yönünden ise açılan davanın reddi ile (A3) ile gösterilen kısmın Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece davacıların talebinin kısmen kabulü ile (A1) ve (A2) harfi ile gösterilen yerlerin davacıların parseline eklenmesine karar verildiğini, davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, Mahkemece tescil için gerekli olan ilanların yapılmadığını, bu haliyle Mahkemece eksik inceleme neticesi hüküm tesis edildiğini, ayrıca davada yasal hasım konumunda olduklarını, bu nedenle aleyhlerine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, hükmün bu yönüyle de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, bu nedenle aleyhlerine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de haksız ve mesnetsiz olduğunu, imar planına dahil olan alanlarda imar-ihya suretiyle mülkiyet kazanımının söz konusu olmayacağını, Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yol olarak tescil harici bırakıldığını, dava tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin yasal hasım olduğunu, dolayısıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, verilen kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Hemen belirtilmelidir ki; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozmaya uygun şekilde karar verilmesine göre usul ve kanuna uygun olup tarafların öteki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalılar Hazine vekili, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili ve ... vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davanın niteliği gereği Davalılar Hazine vekili, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili ve ... vekilinin davada yasal hasım konumunda bulunması nedeniyle vekalet ücreti de dahil hiçbir yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla HUMK'un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Hükmün 7. bendinin a) fıkrasının ve 8. bendinin tümüyle hüküm yerinden çıkarılmasına,
Hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Alınan peşin harçların istek halinde temyiz eden davalı Belediyelere iadesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi