Logo

1. Hukuk Dairesi2025/937 E. 2025/1673 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından zilyetliğinde olduğu iddiasıyla tapuya tescilinin talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetlik iddiasının ispatlanamaması ve kadastro tespitinin hukuka uygun bulunması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1586 E., 2024/1570 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çemişgezek Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/28 E., 2021/14 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı dava dilekçesinde; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 176 ada 57 parsel sayılı taşınmazın 11.190,00 m2 yüz ölçümlü olarak adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazının kuzey yönüne doğru 20.000,00 m² ve güney yönüne doğru ise de 25.000,00 m² yüz ölçümündeki zilyetliğinde bulunan kısımların ise mera olarak tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek 176 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tahminen 45.000,00 m² yüz ölçümlü kısmının mera sicil kaydının iptali ile 176 ada 57 parsel sayılı taşınmaza eklenmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu edilen yerin özel mülkiyete konu teşkil edilecek yerlerden olmadığını ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu alanın 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nda yer alan mutlak tarım arazisi ve dikili tarım arazisi tanımına uymadığı, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 3. maddesi "d" bendinde belirtilen mera tanımına uyduğu, kadastro çalışmaları sırasında yapılan tespitin hukuka uygun olduğu ve davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlarının mera olmayıp kadimden beri zilyetliğinde bulunduğunu, bu olgunun keşif mahallinde dinlenen bilirkişilerin beyanları ile de doğrulandığını, kısa bir dönem terör sebebiyle zilyetliğinin kesilmiş olsa bile gerek kadastrodan evvel gerek kadastro sırasında ve gerekse de halihazırda taşınmazın zilyetliğinde olduğunu, tarım arazisi vasfında olduğu gözetilmeden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, ek rapor alınması konusundaki talebinin reddedildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu Tunceli ili, Çemişgezek ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 176 ada 1 parsel sayılı 483.683,52 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz kadimden beri köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı belirtilerek kamu orta malı mera vasfı ile sınırlandırılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.