Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10088 E. 2023/601 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların boşanmalarına karar verilen davada, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve iştirak nafakasının miktarının yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında ... Aile Mahkemesinin 2015/72 Esas ve 2017/250 Karar sayılı ilamı ile açılan boşanma davasının red ile sonuçlandığını, red kararının 17.05.2017 tarihinde kesinleştiğini, keşinleştiği tarihten bu yana 3 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen tarafların bir araya gelmediklerini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, müvekkilini ve babasını icra tehdidine maruz bıraktığını düzensiz hesapsız borçlar yaptığını, ... ortamında müvekkilini küçük düşürdüğünü, ayrılık sürecinde çocuklarıyla ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, müvekkiline psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığını, bu nedenle asıl davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan önceki boşanma davasının reddedildiği ve 17.05.2017 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiği ve bu süreçte tarafların yeniden ortak hayat kuramadıkları gözetilerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının şartlarının oluştuğu, reddedilen bu dosyanın gerekçesinde kayın pederinin kendisine verdiği vekaletnameyi kullanarak eşini ve eşinin ailesini maddî anlamda sıkıntıya sokmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunan, düzenli bir ... hayatı olmayan erkeğin kusurlu olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilecek kusurlarının ispat edilemediği hususunun yer aldığı, dinlenen tanık beyanlarına göre 2016 yılında davalı-karşı davacı kadın hastanede yatmaktayken, davacı-karşı davalı erkeğin arandığı ve kendisine eşinin ve çocuklarının hastanede olduğunun söylendiği, davacı-karşı davalı erkeğin geleceğim demesine rağmen sözünü yerine getirmediği, çocuklarıyla ilgilenmediği ve onları arayıp sormadığı, öte yandan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası açısından, davacı-karşı davalı erkeğin önceki boşanma davasını açarak boşanma sebebi yarattığı, buna göre davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kabulüne, davalı-karşı davacı kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına yer olmadığına, müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları, müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının bu yönlerden istinaf başvurularının kabulüne, hükmün ilgili bentlerinin kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın, ortak çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının fazla olduğunu, kusur belirlemesinin ve kadın yararına hükmedilen tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, davalı- karşı davacı kadının kusurunun bulunmadığı, tazminatların ve nafakaların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların evlilik birliğinin sona ermesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.