"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1961 E., 2022/1771 K.
DAVA TARİHİ : 07.07.2015- 05.08.2015- 03.10.2016
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/482 E., 2022/185 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl, karşı ve birleşen boşanma davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı- davalı ... Geçen vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... vekili Avukat Elif ... Yılmaz geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının huzursuzluk çıkardığını, erkeğe sürekli olarak seni istemiyorum dediği, aşağıladığını, kadının cep telefonuyla çok vakit geçirdiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, evi terk ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- davalı erkek karşı dava dilekçesinde özetle; bir kaç gün öncesinde ... isimli şahsın kendisini arayarak vicdan azabı çektiğini ve davalı ... ile birlikte olduklarını yazılı olarak kendisine ilettiğini, bu yazılı bildirim ile de davalının kendisini aldattığının, zina yaptığının ispatlandığını belirterek zina hukuki sebebine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, erkeğin kuşkucu olduğunu ve şizofren başlangıcı teşhisi konulduğunu, ailesinin ve abisinin evliliğe müdahalesine engel olmadığını, evin kilidini değiştirdiğini, ortak çocukla ilgilenmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2018 tarih ve 2015/534 Esas, 2018/781 Karar sayılı kararı ile; tanık Muzaffer'in beyanlarına göre tarafların ayrılmasından sonra davalı ...'in kendilerine eşini sevmediğini, bu zamana kadar çocuk için katlandığını söylediğini, tanık Hamide'nin beyanına göre davalı ...'i başka bir erkek ile samimi şekilde kucaklaşıp yanağından öptüğünü gördüğü, bu olay davacı ve ailesine söylemediği, tanık Halis'in davalı ...'in çalışmakta olduğu marketin önünde ... adlı kişi ile tartıştığını, davalı ...'in 506 ile başlayan ve 37 ile biten numaradan kendisini aradığını beyan ettiği, tanık beyanlarına göre davalının kullandığı 506 ile başlayıp 37 ile biten telefona ait kayıtlar celbedildiğinde davalının başka erkeklere ait telefon numaraları ile yoğun şekilde günün her saati konuştuğu ve mesajlaştığı, erkeğin ağabeyinin evlilik birliğine müdahale ettiği, ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, aile sırlarını ağabeyine anlattığı, kadının zina yaptığı iddia edilmekle kadının başka erkekler ile kucaklaşırken görüldüğü, tanığın kadının facebook sitesinde başka erkeklerle çekilmiş fotoğraflarını gördüğü, tanık ...'un kadın ile karı koca gibi oldukları, kadının ... ile telefonda konuşurken ve başbaşa arabaya binerlerken görüldüğü, Karaman Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/8166 Soruşturma sayılı dosyasında ... adlı kişinin 05.01.2017 tarihli karakol ifadesinde davalı ... ile cinsel ve duygusal yönden ilişki yaşadığı, yine 2017/8185 Soruşturma nolu dosyada verdiği 05.09.2017 tarihli ifadede Sevil ile gönül ilişkisi olduğunu beyan ettiği, davalı ...'in başka erkeklerle çekilmiş fotoğraflarının dosyaya sunulduğu, bu haliyle davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı kocasını sevmediğini, çocuk için katlandığını söylediği, sadakatsizlik yaptığı, erkeğin ise aile sırlarını başkalarına anlattığı, ailesinin birliğe müdahalesine engel olmadığı, çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, gerçekleşen bu olaylar karşısında boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl, karşı ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 161 inci maddeleri uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 210,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, kadının kendisi için talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakasını talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili tarafından asıl ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesi, ortak çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olması, müvekkili lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 10.04.2019 tarih ve 2019/364 Esas, 2019/378 Karar sayılı kararı ile; dosyada mevcut erkeğin kullandığı ilaç listesine rağmen erkeğin psikolojik durumunun tespiti için Mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığı, akıl sağlığı yönünden erkeğe vasi tayini gerekip gerekmediği ve taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınmadığı, ilgili deliller toplanmadan ve usulünce değerlendirme yapılmadan yargılama yapılarak karar verildiği gerekçesiyle kadının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesi kararının eksikliklerin giderilmesi için kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2020 tarih ve 2019/177 Esas, 2020/277 Karar sayılı kararı ile; tarafların boşanma ve sonuçları hususunda anlaşmış oldukları gerekçesiyle asıl, karşı ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2021 tarih ve 2021/91 Esas, 2021/934 Karar sayılı kararı ile; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine rağmen kadın anlaşmalı boşanmaya yönelik iradesinden rücu etmiş olduğundan asıl dava ve karşı dava için 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, birleşen dava için 161 inci maddesi kapsamında yargılama yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 15/03/2022 tarih ve 2021/482 Esas, 2022/185 Karar sayılı kararı ile; 02.10.2018 tarih ve 2015/534 Esas, 2018/781 Karar ile aynı gerekçe ile asıl, karşı ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 161 inci maddeleri uyarınca boşanmalarına, uzman raporu ve üstün yararı gereğince ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 210,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, kadının kendisi için talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, manevî tazminatın miktarı, maddî tazminat talebinin reddi, velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen davanın kabulü, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi, iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, Dairenin 2019/364 Esas ve 2019/378 Karar sayılı ilamına konu İlk Derece Mahkemesi kararına karşı erkeğin istinafı bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesinin 2015/534 Esas ve 2018/781 Karar sayılı kararı ile erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği, kadının hukuki durumunun aleyhe istinaf yasağı gereği ağırlaştırılamayacağı, bu nedenle kadına istinafa konu ilk kararda yüklenmeyen kusurların yüklenemeyeceği, yine aleyhe istinaf yasağı gereği karşı davanın kabulüne, kusura, manevî tazminat miktarına, maddî tazminat talebinin reddine, tedbir ve iştirak nafakasına yönelik olarak hükmün erkek açısından kesinleştiği, zinaya dayalı boşanma davasının değerlendirilmesinde ise her ne kadar İlk Derece Mahkemesince birleşen dava kabul edilmiş ise de, kadının zinasının sabit olmadığı, tanık ... hakkında usulüne uygun şekilde husumet itirazında bulunulduğu, ayrıca tanık Hasan'ın beyanında ...'un bu tanığa, erkeğin yalan tanıklık yapması için kendisine para teklif ettiğini söylemesi nedeni ile tanık ...'un beyanlarının hükme esas alınamayacağı, yine tanık ..., ... ile kadının birlikte yaşadıklarını beyan etmiş ise de tanığın beyanının taraflar arasındaki ilişkinin varlığına yönelik olduğu, ... ve kadının aynı evde yaşadıklarının iddia edilmediği ve ...'nın bu beyanı dışında da gerek ceza dosyalarında gerekse de eldeki dosya kapsamında bir beyanın, iddianın ve belgenin bulunmadığı, bu nedenle ...'un beyanı dışında zina olgusunu ispata yarar bir delilin dosyada mevcut olmadığı, ...'un beyanının da yukarıda izah edildiği şekilde hükme esas alınamayacağı, gerçekleşen olaylarda kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, erkeğin zinaya dayalı davasının kabulünün ise hatalı olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, erkeğin zinaya dayalı birleşen davasının reddine, İlk Derece Mahkemesince 18.09.2015 tarihli ara karar ile kadın için aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 25.05.2017 tarihli ara karar ile de kadının çalıştığından bahisle nafakanın kaldırılmasına karar verildiği, kadın çalışsa da erkeğin birlik giderlerine katılma yükümlülüğü devam ettiğinden kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasının isabetli bulunmadığı gerekçesiyle kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ortak çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının düşük olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, birleşen davada zinanın ispatlanıp ispatlanmadığı, karşı davanın kabulüne yönelik ilk hüküm erkek tarafından istinaf edilmediğinden bu kararın erkek yönünden kesinleştiğine dair istinaf gerekçesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin Erol'dan alınarak Sevil'e verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.