Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10212 E. 2023/673 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği ve manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşılmakla, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesi ile; müvekkilinin çeşitli defalar davalının sözlü ve fiili şiddetine maruz kaldığını, davalının müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, onur kırıcı davranışlar ile namusuna iftira niteliğinde ithamlarda bulunduğunu, müvekkilini sabahtan akşama eve kilitlediğini, bankalara ve şahıslara borcunun bulunduğu ve alacaklıları tarafından borçların müvekkilinden istenildiğini, davalının evin ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, telefonla uygunsuz davranışlarda bulunduğunu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu ve geçimsizliğin nedeninin davalının kusurlu hareketlerinden kaynaklandığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, müşerek çocukların velâyetlerinin davacıya bırakılmasına, müşterek çocukların her biri lehine aylık 400,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 600,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların hukuki dayanağının olmadığını, müvekkilinin davacıya karşı şiddet uyguladığı iddiasını kabul etmediklerini, buna ilişkin herhangi bir delil de sunulmadığını, müvekkilinin görme engelli olduğunu ve çalışma gücü kaybının %100 olduğunu ve görme engelli birisinin şiddet uygulayamayacağını, davalının evine ... ve tüm aylığını evine harcayan birisi olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2018 tarih ve 2017/668 Esas, 2018/937 Karar sayılı kararı ile; her iki tarafın boşanma yönünde istekli oluşu, uzun zamandan beri ayrı yaşıyor oluşları ve bu süre içerisinde evlilik birliğini devam ettirme yönünde bir girişimlerinin olmadığı, evlilik birliği süresinde sürekli tartıştıkları ve çok kez küsüp fiili birlikteliğe son verdikleri, birliğin bütünlüğünde bir istikrar sağlanamamış olması ve kendilerine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmede yeterli özveride bulunmadıkları anlaşılmakla, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına tarafların eşit kusurlarıyla sebebiyet verdikleri gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin ortak olarak taraflara verilmesine, müşterek çocukların fiili olarak anne himayesinde kalmasına, baba ile şahsi ilişki tesisine, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacının şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından eksik araştırma ve hatalı değerlendirme yapıldığı beyanı ile kusur tespiti, tedbir nafakası, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarih ve 2019/1818 Esas, 2020/1320 Karar sayılı kararı ile; boşanma kararı yönünden istinaf istemi bulunmadığından boşanma kararının kesinleştiği, davacının ileri sürdüğü tüm deliller toplandıktan sonra birlikte değerlendirilerek boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumunun tespiti ile maddî ve manevî tazminat istemleri yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının hakkaniyete aykırı olarak yetersiz belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile kusur, nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 1. İcra Müdürlüğünün 2014/9658 Esas sayılı dosyasından Yapı ve Kredi Bankasına davalının 3.667,08 TL borcu sebebiyle takip başlatıldığı ve davalının ... ve taşınmazına haciz konulduğu, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2015/163 Esas sayılı dosyasından davalının 408,16 TL borcu sebebiyle ...'ın icra takibinde bulunduğu, davalının ... ve maaşına haciz konulduğu, bu nedenle davalının başkalarına borçlanarak birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesi ile boşanma yönünden mahkemenin 17.12.2018 tarih ve 2017/668 Esas, 2018/937 Karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL şer tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili, davada müvekkilinin kusurunun olduğuna dair herhangi bir delil ve bulgunun olmadığını, mahkemeye sunulan hiçbir delil ve belgelerin dikkate alınmadığını, müvekkilinin %80 görme engelli olduğunu, özürlü kadrosuyla kurumda çalıştığını, müvekkilinin çok düşük maaşla çalıştığını, bakıcıya muhtaç olarak yaşımını idame ettirmeye çalıştığını, müvekkilinin sorumlu bir baba olarak müşterek çocukların tüm masraflarını fazlası ile üstlendiğini, hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat kararının hatalı olduğunu beyanla, kusur, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin19.10.2022 tarihli ve 2022/841 Esas, 2022/1862 Karar sayılı kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı gerekleri yerine getirilmek suretiyle delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, davada müvekkilinin kusurunun olduğuna dair herhangi bir delil ve bulgunun bulunmadığını, mahkemeye sunulan hiçbir delil ve belgelerin dikkate alınmadığını, müvekkilinin %80 görme engelli olduğunu, özürlü kadrosuyla kurumda çalıştığını, müvekkilinin çok düşük maaşla çalıştığını, bakıcıya muhtaç olarak yaşımını idame ettirmeye çalıştığını, müvekkilinin sorumlu bir baba olarak müşterek çocukların tüm masraflarını fazlası ile üstlendiğini, hükmedilen nafaka kararları ile maddî ve manevî tazminat kararının hatalı olduğunu usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ve kadın yararına hükmedilen tazminatların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı erkek hakkındaki icra takip dosyalarının 2015 yılında ödenerek kapatıldığı ve evliliğin devam ettiği, icra dosya borçlarının varlığının davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak İlk Derece Mahkemesinin ilk kararının davalı erkek tarafından istinaf edilmemesi sebebiyle üzerine atılı kusurun kesinleştiği ve bu nedenle yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan taraftan manevî tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken şartları oluşmadığı halde kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın lehine hükmedilen manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.