"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/787 E., 2022/1436 K.
DAVA TARİHİ : 28.12.2018- 07.01.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/360 E., 2021/327 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 163 üncü maddesi hükmüne dayalı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı- karşı davalı vekili geldi. Davalı- karşı davacı vekili Avukat ... nın duruşmanın saat 11.50'ye bırakılmasına ilişkin yazılı talebinin dosyaya gelmiş olduğu görüldü. Davacı- karşı davalı vekili başka işleri nedeniyle saat 11.50'ye kadar beklemem mümkün değildir, bu sebeple mazereti kabul etmiyorum dedi. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Açık duruşmaya başlandı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, birlik görevini ihmal ettiğini, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, cinsel birliktelik kuramadığını, bu konu ile ilgili sağlık sorunları olduğunu ve bu durumu kadından gizlediğini, kadının ise çocuklarının olmasını istediğini, erkeğin tedaviden kaçındığını, erkeğin ve annesinin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ve erkeğin annesinin kadını ortak konuttan kovduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası takdir edilmesine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, cinsel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, borçlandığını, icra takibi başlatıldığını, yalan söylediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına karşı ilgisiz olduğu, annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, ortak konutun anahtarlarının erkeğin annesinde de olduğu, tedaviden kaçındığı, ekonomik şiddet uyguladığı, birlik görevini ihmal ettiği, kadının ise erkeğe hakaret ettiği, yine kadının kardeşinin de erkeğe hakaret ettiği, bir miktar fevri olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın da evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, şartları oluşmadığından kadının 4721 sayılı Kanun'un 163 maddesi hükmüne dayalı davasının reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve şartları oluşmadığından erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi ile ilgili usulüne uygun olarak açılmış dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, hukuki nitelendirmenin hatalı yapıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe ise yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin ise hatalı olduğu, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının reddine karar verilmesine rağmen erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışlar yanında, kadının, erkeğin annesine de hakaret ettiği ve bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, borçlandığı ve ortak konuta ödeme emrinin geldiği, bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, herhangi bir geliri bulunmayan kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası takdiri ile takdir edilen nafaka miktarlarının isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, hükmedilen tazminat miktarlarının ise tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ziynet alacağına ilişkin usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı, bu yönden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin isabetli olduğu belirtilerek; davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yukarıda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine ve davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, vekâlet ücreti, hukuki nitelendirme noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin Önder'den alınarak Sibel'e verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.