Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10280 E. 2023/1071 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusurun belirlenmesi, velayet, iştirak nafakası ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygunluğu hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümlerine uygun olduğu gözetilerek, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin eve geç geldiğini, müvekkili ile ilgilenmediğini, hakaret ettiğini, aşağıladığını, şiddet uyguladığını, kadınlar ile eğlence mekanlarında ve dışarıda yüklü harcamalar yaparak vakit geçirdiğini, telefonundan başka kadınlarla cinsel ve duygusal içerikli yazışmalar ve konuşmalar yaparak müvekkilini aldattığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketlerini devam ettirmekle birlikte bu hareketlerini çocuklarının yanında yapmaya başladığını, müvekkilinin psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddete maruz kaldığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiaların gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin sarsılmasında davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının bir kusurunun ispatlanamadığı, davalı erkeğin ise sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eviyle eşiyle ilgilenmediği, maddî ya da manevî yükümlülüklerini yerine getirmediği, hakaret ettiği, kadını evden kovduğu, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların anneyle birlikte yaşadıkları, tercihlerini anne yönünde kullandıkları, sosyal inceleme raporu da dikkate alındığında üstün yararları gereği velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 350,00 tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası şartları oluştuğu belirtilerek davacı kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; tazminat miktarlarının az olduğunu, lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının reddi ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, iddiaların doğru olmadığını, davacının kusurlarının ispat edildiğini, kusurlu davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, çocukların velâyetlerinin müvekkile verilmesi gerektiğini, hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının çok yüksek olduğunu belirterek kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilen tüm hususlar yönünden isabetli olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenen kusurların ispat edilemediğini, davacı kadının kusurlu olduğunu, adına görülen iki adet taşınmazın abisine ait olduğunu, iştirak nafakası ve tazminatların miktarının fahiş olduğunu, ödeyecek maddî gücü olmadığını belirterek kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası ve tazminatlar

yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, iştirak nafakası ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyetin anneye verilmesi kararının ve nafaka ile tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.