Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10308 E. 2023/810 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nin velâyeti, nafakalar ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nin velâyeti, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kusur gerekçesinin düzeltilmesine, asıl dava, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönlerinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından katılma yoluyla kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, karşı boşanma davasının kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı- karşı davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı- karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında zaman zaman tartışma olup küslük yaşandığını, tarafların yatakları ayırdıklarını, son bir yıldır kadının kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, kadının 27.05.2017 tarihinde akrabalarını çağırdığını, eşyalarını topladığını, evi terk ettiğini, müvekkilinin aracılar gönderdiğini, kadının dönmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, bir çok kez farklı kadınlar ile aldattığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, müvekkilini aşağıladığını, beğenmediğini ve güzel olmadığını söylediğini, alkol aldığını, tehdit ettiğini, evi otel gibi kullandığını, kadına karşı kocalık görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini evden gitmesi için tehdit ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000 TL maddî ve 50.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.06.2019 tarih ve 2017/924 Esas, 2019/470 Karar sayılı kararı ile kadına atfedilecek bir kusurun varlığı ispat edilemediğinden asıl davanın reddine, erkeğin kadını ailesi ile görüştürmediği, hakaret ve tehdit ettiği, kadına süregelen fiziki şiddetinin mevcut olduğu, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, yaşanan geçimsizlik nedeni ile kadının evden ayrılmak zorunda kaldığı, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına, bu nafakanın hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk ... yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık 350,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına, bu nafakanın hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık 450,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına, bu nafakanın hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2021 tarih ve 2019/2200 Esas, 2021/1635 Karar sayılı kararı ile davacı- karşı davalı baba tarafından velâyet yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulduğu, İlk Derece Mahkemesince sosyal inceleme raporu alınmadığı gibi idrak çağında olan çocukların velâyet yönünden görüşleri de alınmadığı, bu hususta ilk derece mahkemesince gerekli araştırma ve değerlendirme yapılmadığı, ortak çocukların ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek sosyal inceleme raporu alınarak, müşterek çocukların yaşları nedeniyle velâyet düzenlemesi konusunda görüşlerini açıklama olgunluğuna sahip olduklarından velâyet hususundaki görüşleri de sorularak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, usulüne uygun şekilde yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadını ailesi ile görüştürmediği, hakaret ve tehdit ettiği, kadına süregelen fiziki şiddetinin mevcut olduğu, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini ihmal ettiği, yaşanan geçimsizlik nedeni ile kadının evden ayrılmak zorunda kaldığı, kadının ise yatak odasının kapısını kilitlediği, kocasını yatağa almadığı, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına bu nafakanın hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına hükmedilen aylık 450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile aylık 700,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına, bu nafakanın hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 16.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazlarının olmadığını, ...'nin velâyetinin de babaya verilmesi gerektiğini, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, nafaka miktarlarının fazla olduğunu belirterek kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nin velâyeti, nafakalar ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, yatakları erkeğin ayırdığını, boşanma davası devam ederken erkeğin gayri resmi bir şekilde bir kadın ile yaşadığını, bu kadından bir çocuğunun olduğunu, bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerekirken dikkate alınmadığını, ...'nin velâyetinin babaya verilmesinin hatalı olduğunu, ...'nin baba yanına geçici olarak gittiğini, nafakaların ve tazminatların miktarının yetersiz olduğunu, asıl davanın reddi gerektiğini belirterek erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nin velâyeti, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillerden; her ne kadar kadına yatak odasının kapısını kilitlediği, kocasını yatağa almadığı vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de kadının erkeği yatağa almadığı vakıasının ispatlanamadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine erkeğin kadının yatak odasının kapısını kilitlediği vakıasına dayanmadığından bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kusurdan çıkarılması gerektiği, yine İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı kadının istinaf talebi bulunmadığı halde ikinci kararla erkeğe birlik görevlerini yerine getirmediği kusurunun da yüklendiği, erkek yönünden ilk karar ile belirlenen kusurlar yönünden usuli kazanılmış hak bulunduğu dikkate alınmaksızın İlk Derece Mahkemesince erkek aleyhine yeni kusur eklenmesinin isabetli olmadığı, erkeğe yüklenen birlik görevlerine yerine getirmediği kusurunun gerekçeden çıkarılmasına, gerçekleşen bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin konusuz kalan davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderlerinin haklılık durumuna göre erkek üzerinde bırakılmasına, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine, velâyet kendisine verilmeyen babanın, çocuğun bakım ve giderlerine katılması gerektiği, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren bir işte çalışmadığı, herhangi bir mal varlığı bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, yine kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedeleneceği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilme şartları oluşmuş ise de İlk Derece Mahkemesinin 11.06.2019 tarih ve 2017/924 Esas, 2019/470 Karar sayılı ilk kararı ile ortak çocuk ... yararına hükmedilen aylık 350,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası, 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminat miktarları yönünden kadının istinaf talebi bulunmadığından erkek yönünden ilk karar ile belirlenen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden usuli kazanılmış hak bulunduğu dikkate alınmaksızın İlk Derece Mahkemesince kaldırma gönderme sonrası verilen kararda erkek aleyhine miktarların artırılması isabetli olmadığından erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf isteminin kabulü ile ortak çocuk ... yararına aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasına, 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı asıl ve katılma yoluyla davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, nafakaları ve tazminatları ödeyecek maddî güce sahip olmadığını belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe evlilik birliğinin görevlerini yerine getirmeme ve boşanma davası devam ederken bir kadınla gayrı meşru şekilde yaşamasının kusur olarak yüklenmemesinin hatalı olduğunu, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu belirterek kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, usuli kazanılmış haklara uygun hüküm kurulup kurulmadığı, dava tarihinden sonra meydana gelen ve yargılama esnasında dayanılan bir vakıaya ilişkin kusur yüklemesi yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı vekilinin karşı boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı- karşı davalı vekilinin diğer, davalı- karşı davacı vekilinin tüm hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.