"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/660 E., 2022/804 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/201 E., 2021/263 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması, tapu iptal ve tescil, aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması ve tapu iptal ve tescil davalarının kabulüne, aile konutu şerhi konulması davasının tefrik edilmesine karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı eş ... tarafından, müvekkil eşin haberi olmadan aile konutu olarak kullanılan ve ikamet edilen ... ili İpekyolu İlçesi ... Mah. 966 Ada 38 pasel A bolak Zemin Kat 2 nolu bağımsız bölümdeki taşınmazın öncelikle 11.10.2013 tarihinde davalı banka lehine 200.000,00 TL bedelinde ipotek ettirildiğini, akabinde 09.03.2018 tarihinde ise davalı ...'a satıldığını, banka lehine tesis edilen ipotek işleminden müvekkilinin haberi olmamasına rağmen haricen temin edilen ipotek belgelerinde müvekkili adına düzenlenmiş muvafakatname bulunduğunun görüldüğünü, söz konusu muvafakatnamedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, yaptırılacak imza incelemesi neticesinde imzanın müvekkiline ait olmadığının ortaya çıkacağını belirterek aile konutu olarak kullanılan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile diğer davalı eski malik adına kayıt ve tesciline, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekkine ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmaz aile konutu vasfına haiz olmamasına ve tapuda bu hususta şerh bulunmamasına rağmen müvekkil bankaca davacı eşten muvafakat alındığını, dolayısıyla davacının ipoteğin bilgisi ve onayı dışında tesis edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkili bankanın iyiniyetli olduğunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1023 üncü maddesi gereğince iyiniyetinin korunması gerektiğini, sonuç olarak banka lehine ipotek tesisinde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalılar ... ve ... davaya karşı cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ... ili İpekyolu ilçesi ... mahallesi 966 ada 38 parsel A blok Zemin kat 2 bağımsız bölüm numaralı taşınmazın 11.10.2013 tarih ve 12518 yevmiye numaralı satış+ipotek işlemi ile davalı ... adına tescil edildiği, aynı tarih ve yevmiye numaralı işlem ile davalı ... lehine ipotek tesis edildiği, 09.03.2018 tarih ve 3567 yevmiye numaralı işlem ile de taşınmazın diğer davalı ...'a satış suretiyle devredildiği; davacı ile davalı ...'nın söz konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandığı, her ne kadar ipotek tarihi ile taşınmazın edinim tarihi aynı olduğundan bir an için ipotek tarihinde taşınmazın aile konutu vasfında olmadığı düşünülebilecekse de, günümüzdeki bankacılık uygulamaları ve konut edinim teamülleri gözetildiğinde konut almak isteyen kişilerin, satış bedelini peşinen ödeme güçleri bulunmadığında satın almak istedikleri konutu ipotek vererek kredi kullanıp satış bedelini ödedikleri, akabinde satın aldıkları konutta ikamet etmeye başladıkları, bu durumda salt kredi kullandırım ve ipotek tesisi işlemlerinin konutun edinim tarihi ile aynı olmasının taşınmazın aile konutu vasfını etkilemeyeceği, kaldı ki tüm dosya kapsamından taşınmazın edinim tarihinden sonra aile konutu olarak kullanıldığı, aile konutuna ilişkin olarak yapılacak işlemlerde 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince malik olmayan eşin açık rızasının alınması gerektiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci maddesi ve 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi uyarınca somut uyuşmazlıkta davacının açık rızasının bulunduğuna ilişkin ispat yükünün davalı bankada olduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler içinde 11.10.2013 tarihli muvfakatnamedir başlıklı bir belgenin bulunduğu, davacı, bu belge altındaki imzanın kendi eli ürünü olmadığını ileri sürerek imza incelemesi yaptırılmasını talep ettiği, davacının imza incelemesine elverişli imza örnekleri alınarak dosya içine konulduğu, emsal yargıtay kararları dikkate alınarak 11.10.2013 tarihli muvafakatnamenin imza incelemesi tatbikine medar aslının temini için davalı bankaya üç kez müzekkere yazılmasına ve ihtarlı süre verilmesine rağmen belge aslı temin edilemediği, davalı bankanın 09.06.2021 tarihli cevabi yazısında belgenin aslına ulaşılamadığından doğruluğunun teyit edilemediğinin bildirildiği, muvafakatnamenin imza incelemesine medar aslına ulaşılamadığından imza incelemesi yaptırılamadığı, Mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 211 inci maddesinin birinci fıkrasının a bendi gereğince muvafakatname ve davacının imza örnekleri üzerinde yapılan incelemede de ilk bakışta imzaların farklı olduğu, muvafakatnamade yer alan imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, bu nedenle ayrıca imza incelemesine gerek görülmediği, davalı bankanın imzanın aidiyeti noktasındaki ispat külfetini yerine getirmediği gözetilerek 11.10.2013 tarihli muvafakatname altındaki imzanın davacıya ait olmadığının kabul edildiği, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunun devredemeyeceği ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlandıramayacağı, devir esnasında bulunması gereken açık rızanın alınmaması halinde artık iyi niyet iddiasında da bulunulamayacağı sabit olduğundan davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyeceği, davacının ikinci talebi, davalı ...'a yapılan satış ve devir işleminin iptali ile taşınmazın önceki malik eş adına tescil istemine ilişkin davasının incelenmesinde;satış işleminin yapıldığı 09.03.2018 tarihinde davaya konu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı ve devir yapılırkan davacı eşin rızasının alınmadığı, dava konusu taşınmaz yönünden diğer eşin açık rızası alınmadan yapılan 09.03.2018 tarihli satış ve devir işleminin 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine aykırı olması nedeniyle iptali ile taşınmazın davalı eski malik ... adına tesciline; davacının üçüncü talebi taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davasının incelenmesinde; davacının, aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal tescil davasının kesinleşmesi gerektiği, aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesi hukuken mümkün olmadığı, o halde aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın, tapu iptali ve tescil davasından tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmesi, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu ... ili, İpekyolu ilçesi, ... mah, 966 ada, 38 parsel A Blok, 2 bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 11.10.2013 tarih ve 12518 yevmiye nolu işlem ile tesis edilen 200.000,00 TL bedelli, birinci dereceden ipoteğin kaldırılmasına, söz konusu taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın önceki malik ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına ilişkin isteminin işbu dosyadan tefriki ile ayrı esasa kaydına, bu dosyanın tefrik edilen dosya yönünden bekletici mesele yapılmasına, ipoteğin fekki davası yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı bankadan tahsiline, tapu iptal ve tescil davası yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı ...'tan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının eşi Mustafa'nın da ipoteğin fekki davası da açtığını, ve bu davanın reddedildiğini, bankanın güven ilkesine dayandığını, davacının harç yatırmadığını, kötüniyetli olduğunu, davacının davasını ispatlaması gerektiğini, ipotek tarihi itirbariyle dava konusunda aile konutu şerhinin bulunmadığını beyanla ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi yönünde İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aile konutu olduğundan bahisle eşten habersizce tesis edilen ipoteğin fekkine dair davanın dinlenilmesi için evleviyetle ipoteğin tesis edildiği tarihte dava konusu konutun aile konutu olduğunun davacı yanca ispatlanması gerektiği, davacı ile davalı ...'nın 21.02.2003 yılında evlendikleri, davaya konu edilen taşınmazın davalı ... adına 11.10.2013 tarihinde tescil edildiği, ve aynı gün konut kredisi finansmanı için dava konusu taşınmaza tescil sonrası davalı banka lehine 200.000,00 TL bedelli ipotek tesisi edildiği, dava konusu taşınmazın tarafların aile konutları olduğuna yönelik dinlenen tanık ... ...'ın beyanlarından 7 yıldır tarafların dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarının ifade edildiği, ancak taşınmazın tescil edildiği tarihte tarafların aile konutu olduğunun belirtilmediği gibi, davacının mernis adresinin dava konusu taşınmazın tescil tarihinde, ipotek tarihinde, dava tarihinde başka bir adreste mukim olduğu, davalı bankadan gelen 10.08.2020 tarihli cevap dilekçesi ekinde yer alan kredi sözleşmesi, eksper raporu, sigorta sözleşmesi, DASK poliçesi, ipotek belgeleri incelendiğinde; ipotek tescil tarihi ile tapu tescil tarihinin aynı olduğu, davalı ...'nın dava konusu taşınmazı konut kredisi finansmanı ile ipotek karşılığında 100.000 TL aylık %0,95 faiz oranıyla kredi sözleşmesi akdederek edindiği, DASK sigorta sözleşmesinde davalının adresinin ... Mah. ... sok. 6/1 Merkez -... adresi olduğu, Konut Destek finansman sözleşmesinde ise adresinin ... Mah. ... Apt. Kat 2 No:5 olduğu, dava konusu taşınmaza davalı ... adına su aboneliğinin taşınmaz davalı ...'a satıldıktan sonra 09.11.2018 tarihinde yapıldığı, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde 16 yaşlarında olan tarafların ortak çocukları Esra Kılınç'ın "10 yıl önce burayı satın aldık ve aile konutu olarak kullandık" şeklindeki satış tarihi ile tutarsız (Satış tarihi 2013, ifade tarihi 2021) beyanı dışında dava konusunun ipotek tesis tarihinde aile konutu olduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, daha sonra taşınmazın aile konutu olarak kullanılmasının geriye etkili olmasının mümkün olmadığı, ipotek tesis tarihi itibariyle tesis koşullarının geçerli olduğu, taşınmazın satış bedelini temin için alınan konut kredisine karşılık taşınmaza QNB Finansbank lehine ipotek tesis edildiği, somut olayda ise davacı kadının ipotek tesisine açık razısına dair delil bulunmasa da, bu rızanın tesis şartı olmadığı, ipotek tesis işlemi tarihinde taşınmazın davacı ile davalı ...'nın aile konutu vasfında olmadığı, bu hâle göre; dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanıldığı yönündeki iddianın ispatlanamadığı, bu durumda dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanılmadığı anlaşıldığından, yazılı şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun ipoteğin kaldırılması davası yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacının ipoteğin fekkine yönelik davasının reddine, yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmasına, ipoteğin terkini isteminde dava değeri ipotek tutarı kadar olup harç ve vekalet ücretinin de ipotek tutarı üzerinden hesaplanması gerektiği gözetildiğinde davalı yararına nisbi vekalet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; tanık anlatımlarını ve abonelik belgelerini hatalı değerlendirerek ipotek tesis tarihinde aile konutu olmadığı sonucuna varıldığını, aleyhe yorumlanan tanık anlatımları tarihsel olarak hatalı değerlendirildiğini, tanıkların tam olarak gün ay yıl olarak beyanda bulunmasının beklenemeyeceği, tanık ... komşu olup 7 yıldır ailenin konutu kullandığını beyan ettiğini, beyan edilen süre ile gerçek süre çok yakın tarihli olup beyanların aleyhe değerlendirilmesi düşünülemeyeceği, diğer tanık ise ortak çocuk Esra'nın ise 10 yıl olduğunu belirttiği, tanığın ipotek tarihinde 16 yaşında olup reşit dahi olmadığı, bu nedenle kendisinden yıl olarak beyanda bulunması tam olarak beklenemeyeceği, nitekim bu hususta açıklayıcı beyanda bulunması gerekse de dahi Mahkemece beyanların somutlaştırılması için tanığın yeniden dinlenmesi veya soru sorulması gerektiği, kaldı ki tanık beyanında satın alarak ikamet ettiklerini belirttiği, son olarak ise su aboneliğinin 2018 yılında gerçekleştiği gerekçe gösterildiği, VASKİ tarafından sunulan cevapta belirtildiği üzere 2005 yılından 2018 yılına kadar dava dışı Hidayet isimli kişi adına aboneliğin bulunduğu belirtilmiş ise de görüleceği üzere malesef abonelik ve adres kayıtları çoğu zaman ihmal edilmekte olup çoğu zaman gerçeği yansıtmadığı, söz konusu kayıtların aleyhe yorumlanması hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davamızda ise dinlenen tanıklar ve dosya kapsamı ele alındığında ailenin yaşam merkezi olduğunun sabit olduğu, kaldı ki davalı bankaca yapılan işlemler neticesinde konutun aile konutu olduğu kredi sözleşmesi ve eklerinden de anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olarak kullanıldığına dair uyuşmazlık bulunmadığı, rızanın var olup olmadığının tartışılmalı olduğunu beyanla reddedilen ipoteğin kaldırıması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan ipoteğin kaldırılması davasında banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.