"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde ve cevaba karşı cevaplarında özetle; tarafların 20 yıllık evli olduklarını, erkeğin son 11 yıldır kendisi ve çocukları ile ilgilenmediğini, kendi hayatını yaşadığını, evi ile ekonomik anlamda ilgilenmediğini, evi terk ettiğini, kendisini ve çocuklarını mağdur ettiğini, davalının kendisine bir ev açıp orada yaşadığını, psikolojik şiddet uyguladığını, aşağıladığını, yok saydığını, küçük düşürdüğünü, tehdit ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, kendisi lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların birbirlerine alışamadıklarını, kadının bir çok kez ailesinin evine gittiğini, 2 yıl orada kaldığını, aile büyüklerinin baskısı ile tarafların tekrar bir araya geldiklerini, çocukların tüm maddî ihtiyaçlarını karşıladığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, kadının hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, yemek yapmadığını, elbiselerini yıkamadığını, ihtiyaçlarının annesi ve kız kardeşleri tarafından karşılandığını, kadının kendisini sevmediğini söylediğini, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini ve kadının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, eşine ve çocuklarına bakmadığı, hakaret ettiği, kadına hitaben "seni istemiyorum, sevmiyorum, babanın evine git" şeklinde sözler söylediği, tarafların yaklaşık 10-12 yıldır ayrı yaşadıkları, kusurun erkekte olduğu belirtilerek ve tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumuna göre kadın lehine nafaka, maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği, gerekçesi ile açılan davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuklarından Gülay'ın velâyetinin davacı anneye, ...'in velâyetinin davalı babaya verilmesine, anne baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk Gülay için 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminat
ödenmesine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekil, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, kusuru bulunmayan erkek aleyhine maddî-manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle, kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kurulan evlilik birliğinin tarafların iradesi ve rızası dışında olduğunu, aradan yıllar geçmesine rağmen tarafların birbirlerine alışamadığını, davacı tarafın bir çok kez ailesinin evine gittiğini, bir seferinde 2 yıl boyunca kaldığını, evlilik birliğinin yürümemesinden dolayı aile büyüklerinin sürekli müdahil olduğunu, taraflara baskı yaptığını, kadının yemek yapmadığını, elbiselerini yıkamadığını belirterek kararın kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafça açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.