Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10435 E. 2023/761 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebinin reddine ilişkin istinaf kararının temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamındaki delillerle erkeğin zina yaptığı sabit olduğundan, kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, mahkemenin delillerin takdirinde hataya düşerek davanın reddine karar vermesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının birleşen zina nedenine dayalı boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 2017 yılının Şubat ayından itibaren birlikteliklerinin çekilmez hal aldığını, davalı erkeğin; müvekkilini paragöz olmakla suçladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin öğretmen olduğunu davalı erkeğin çalışmasını istememesi üzerine hayatını evine, eşine ve çocuklarına adadığını, davalının kendisine "sırtını bana dayadın benim sırtımdan geçiniyorsun, kan emici sülük gibisin, ben nasıl istersem o şekilde yaşayacaksın " şeklinde söylemlerde bulunarak rencide ettiğini, küçük düşürdüğünü, gelirinin büyük çoğunluğunu kendi ailesi ve kız kardeşine harcadığını onların faturalarını ve kredi kartlarının ödemelerini yaptığını, müvekkilini görmezden gelip yok saydığını, az harçlık vererek ekonomik şiddet uyguladığını, bilgisayar bağımlısı olduğunu zamanının çoğunu bilgisayar oyunlarına harcadığını hatta zaman zaman ayrı yemek yemek zorunda kaldıklarını, yataklarını ayırdığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına müşterek çocukların velâyetlerinin davacı anneye bırakılmasına, müşterek evin davacıya tahsisine, davacı ve müşterek çocuklar için aylık 20.000,00 TL tedbir-iştirak-yoksulluk nafakasına, davacı lehine 500.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde, birleşen dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını,davacı-davalının bugüne kadar ne davalı-davacı ne de ailesine karşı aşağılayıcı hiçbir davranışta bulunmadığını, davalı erkeğin, müvekkiline yönelik yıllardır uyguladığı psikolojik şiddeti kendi maruz kalmış gibi çarpıttığını, davalı erkeğin; ailesini ve çocuklarını ihmal ederek gece sabahlara kadar pilot arkadaşları ile sık sık alkol aldığını, müvekkilinin buna tepki gösterip rahatsız olduğunu, erkeğin ise müvekkilini bu alkol masalarında istediğini, çok yüksek miktarda maaş alan davalı erkeğin ailesini ve çocuklarını parasızlıkla ve çaresizlikle cezalandırmayı ilke edindiğini belirterek birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin kendisini ... isimli kadınla aldattığını, ... isimli kadının kendisi ile konuşmak istediğini, yaptıkları görüşmedi davalı erkek ile internette tanıştıklarını, sevgili olduklarını, kendisi ...'da yaşamakta iken 2018 yılı Temmuz ayından beri davalı erkeğe ait ve ...'de bulunan eve taşındıklarını yaklaşık altı aydır birlikte yaşadıklarını, yönetime karşı yanlış anlaşılmamak için aralarında kira sözleşmesi düzenleyip yönetime verdiklerini, ancak davalı-davacıya herhangi bir kira ödemesi yapmadığını, birlikte yaşadıkları bu süre zarfında davalı erkeğin, görevinden açığa alınması üzerine birlikte yaşamanın tüm maddî külfetinin kendisinin çektiğini, tüm birimini harcadığını, davalı-davacının tekrar göreve başlaması üzerine kendisini de başka bir kadınla aldattığının farkına vardığını, bu sebeple aralarının bozulduğunu, davalı-davacının kendisini evden kovmaya çalıştığını, birlikte yaşadıkları dönemde davalı-davacının kendisinden müşterek çocuk ...'a bahsettiğini, ancak onun tepkisi üzerine ayrıldık deyip ilişkiyi sakladıklarını iddia ederek tarafların zina sebebine dayalı olarak boşanmalarına, davacı-davalı lehine 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin boşanma yönündeki iradesini davacı kadına beyan etmesi üzerine yargılama sürecinde lehine kanaat oluşmasına sağlamak adına müvekkili hakkında iftiraya başvurduğunu, müvekkilinin iftira suçu nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde müşterek çocukların velâyetlerinin davalı babaya bırakılmasına, davalı lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekilinin birleşen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin THY 'da sorumlu kaptan pilot olarak görev yaptığını, davacı kadının müvekkilinin işini küçümsediğini, yaşadığı hayattan memnun olmadığını, evliliğin başından itibaren ortalamanın çok üzerinde hayat yaşamalarına rağmen başkalarının yanında müvekkilini şikayet ettiğini, küçük düşürdüğünü, özel günlerde aldığı hediyeleri beğenmediğini yani müvekkilinin takdir görmediğini, müvekkiline karşı soğuk ve mesafeli olduğunu zorunlu olmadıkça konuşmadığını, ancak çevresindeki erkeklerle samimi şekilde konuşup onlara "canım" diyerek hitap ettiğini , müvekkilinin kök ailesi ile de yakın ilişkiler kurmadığını, görüşmediğini, kabul edilebilecek miktardan çok fazla miktarda alkol tükettiğini, uyarılarına rağmen alışkanlığından vazgeçmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin davalı-davacıya bırakılmasına, davalı-davacı lehine 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, aradaki fiili ve hukuki bağlandığı nedeniyle ... 10. Aile Mahkemesi 2017/939 esas sayılı dosyasını ile birleştirilmesini talep etmiştir.

3. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, şahsın kiracısı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacının, davacı-davalıya fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğin ailesi ile görüşmediği, ...'ya gittiğinde kendi ailesinin evinde kalıp erkeğin ailesinin evine gitmediği, erkeğin kız kardeşine hakaret ettiği, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin artık devamı her iki taraf için de kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin, boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin, kadına oranla daha ziyade kusurlu kabul edilmesinin zorunlu olduğu gerekçesi ile asıl boşanma davasının ve erkeğin birleşen boşanma davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuklardan 2005 doğumlu Damla'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, 16.10.2018 tarihinde kurulan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, sonrasında 2.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına davacı kadın lehine 16.10.2018 tarihinde kurulan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, sonrasında 3.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, yargılama sırasında reşit olan müşterek çocuk ... hakkında velâyet, kişisel ilişki ve nafaka talepleri hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı kadın yararına 70.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının birleşen zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının, zinanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, erkeğin boşanma davasının kabulü, müvekkilinin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının reddi, nafaka ve tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinde bulunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespiti, kadının boşanma davasının kabulü, velayet düzenlemesi, müşterek çocuk için hukmedilen nafaka ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında dayanılan vakıalar ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, alınan beyanlar kapsamında kadının, erkeğin ailesi ile görüşmediği, ...'ya gidildiğinde kendi ailesinin evinde kalıp erkeğin ailesinin evine gitmediği ispat edilmiştir. Kadınına yüklenilen, erkeğin kardeşine hakareti kusur olarak yüklenmiş ise de hakaretin erkeğin huzurunda meydana gelmediği, tanık tarafından ilk kez duruşmada dile getirildiği bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği yine de kusur oranının değişmediğinin, davacı-davalı kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının yasal koşullarının oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinde, velâyet, kişisel ilişki düzenlenmesinde, iştirak nafakasının miktarında isabetsizliğin bulunmadığı, davacı-davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına 200.000,00 TL maddî, 100.000,00 manevî tazminata, kadının kabul edilen asıl davadaki İlk Derece Mahkemesi kararından "162 ve" bölümünün çıkarılmasına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının reddine, tarfların sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir .

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadına yüklenilen kusurun , davacı kadının husumetli olduğu hatta davalının ailesine gitmemesine sebep olan kişinin tanıklığı sonucu yüklendiğini, tanık ile kadın arasında husumet olduğunu bu nedenle tanıklığına itibar edilmemesi gerektiğini, erkeğin boşanma davasının kabulü, müvekkilinin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, nafaka ve tazminatların miktarına yönelik olarak temyiz talebinde bulunarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkiline izafe edilen fiziksel şiddet vakıasının tamamen gerçek dışı olduğunu evlilik birlikteliğinin sarsılmasında kusurlu olanın maddîyatçı mantıkla hareket eden, müvekkilinin sunduğu imkanları inkar eden ve hep daha fazlasını isteyen, müvekkilini başka erkeklerle kıyaslayan davacı kadının ağır kusurlu olduğunu kusur tespitinin hatalı tespit edildiğini beyanla kadının boşanma davasının kabulü, velâyetin hatalı olarak anneye verildiğini, müşterek çocuk için hukmedilen nafaka ve kisisel ilişki düzenlemesinin, kadın lehine hükmedilen tazminat şartlarının oluşmadığını beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddi, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka miktarının uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 336 ncı ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya kapsamında davalı-davacı erkeğin; dava dışı üçüncü kadın şahıs ile aynı evde birlikte yaşadığına ilişkin davalı-davacı erkek ile üçüncü kadın şahıs arasındaki mesajlaşmalar, ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/24132 soruşturma numaralı adli soruşturma dosyasındaki üçüncü şahıs ... isimli kadının. "...davalı-davacı ile ...'da tanıştıklarına, ilişki yaşamaya başladıklarına, ilişkinin başlaması üzerine erkeğin evinde birlikte yaşamaya başladıklarına..." ilişkin ifadesi, davacı-davalı tanığı Çiğdem'in " ....... ile yazışmalarını, fotoğraflarını hatta cinsel içerikli videolarını gösterdi, bu kadın ile ...'ın yatakta çekilmiş müstehcen videolarını bizzat gördüm..." şeklindeki ifadesi ve tüm dosya içeriğine göre zinanın varlığı sübut bulmuştur. Öyleyse, kadının zinaya dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının birleşen zinaya dayalı davasının reddi yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen boşanma davalarına ve boşanmanın fer'îlerine yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek hâlinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.