Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10488 E. 2023/1353 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin hükümlerin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının boşanma davasının reddine, bir kısım ziynet talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bir kısım ziynet alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği boyunca sert ve kırıcı davrandığını, ekonomik şiddet uyguladığını, kadının giyimine karıştığını, kadının bir kısım arkadaşlarının müşterek haneye gelmesini ve kadının bu kişilerin evine gitmesini yasakladığını, hakaret ettiğini, dini vazifelerini yerine getirmesine karıştığını, kadının eşinden korktuğu için evden ayrılmak durumunda kaldığını, kadının annesine tehditvari mesajlar attığını, aynı gün kadının annesine ait evin kapısına gelerek kapıyı tekmelediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, hükmedilen nafakaya her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına, davacı lehine 50.000 TL maddî ve 50.000-TL manevî tazminat ödenmesine, kadının erkeğin uhdesinde kalan ziynet eşyalarının aynen iadesine, iade edilmediği takdirde tahsili anındaki değeri üzerinden bedeline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının giyimine ve ibadetlerine saygılı olduğunu, düğün takılarının yakın tarihe kadar davacının ailesinde kaldığını, bu sebeple takılan takıların iadesi yönündeki taleplerin reddi gerektiğini, kadının iddialarının dayanaksız ve haksız olduğunu ileri sürerek davacının davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 04.09.2018 tarih ve 2017/706 Esas, 2018/549 Karar sayılı kararı ile davacı tarafın tanık deliline başvurduğu, yargılamanın devamı sırasında dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında davacının evden ayrıldığı akşam olan olaya dair görgü ve bilgilerinin bulunmadığı, bu olaya ilişkin dava dilekçesinde herhangi bir şiddet, hakaret, tehdit iddiasının da bulunmadığı, davacının evden ayrılmasından sonra, davalı tarafın davacının telefonuna bir takım aşağılayıcı içerikte mesajlar gönderdiği, dava dilekçesinde bu vakıaya açıkça dayanılmadığı, mesajın da ne zaman atıldığının tam olarak tespit edilemediği, dava dilekçesinde ileri sürülen ve tanık beyanları ile de ifade edilen diğer vakıalara ilişkin olarak da bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve kusurların affedilmiş sayılacağı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, davacının düğünde takılan takılara ilişkin bir talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacının kına ve nişanda takılan ziynet eşyalarına dair talebinin ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 08.09.2021 tarih ve 2018/2826 Esas, 2021/1260 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden sonra ... Aile Mahkemesi'nin kurulduğundan bahisle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek kararın tümüyle kaldırılmasına, davanın yargı çevresi içindeki görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların aralarında davacının başörtüsü sebebiyle tartışmanın yaşandığı, davalının, davacının giyim şeklini evlenmeden önce bildiği halde bunu evlilik sonrasında sorun haline getimesinden kaynaklı tartışma ve anlaşmazlıkların olduğu, tarafların fiili olarak ayrı yaşadıkları, davalının davacıya sosyal ve duygusal şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle kadının boşanma davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine 600,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakası ödenmesine, davacının ÜFE oranında artış talebinin reddine, kadın lehine hükmedilen 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî tazminat talebinin reddine, kadın lehine 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir, ziynet alacağı talebinin arar karar ile tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Aile Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği halde kaldırma kararı sonrasında tanık beyanlarının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davasının tüm yönlerden kaldırılasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2022 tarih ve 2022/736 Esas, 2022/1309 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların dosya içeriğine uygun düştüğü, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporundaki tespitler ve müşterek çocuğun yaşı dikkate alındığında velayetin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu, manevî tazminat ve nafakaya hükmedilmesinde isabetsizlik bulumadığı, miktarlarının hakkaniyet ilkesi doğrultusunda takdir edildiği, kadının maddî tazminat ve nafakalara uygulanan artış oranına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmişse de davacı kadının istinaf kanun yoluna başvurusu olmadığı dikkate alındığında yanlışlığa değinilmesiyle yetinilerek davalı erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla, İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararından sonra dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, erkeğin kadına ait yaşam biçimine ve kılık kıyafetine karışmadığını sadece yasa dışı cemaatlerden uzak durması konusunda kendisini uyardığını, davacı kadının davasını ispat edemediğini ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davasının tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davacının iddialarının ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın kabulüne ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, kadın lehine manevî tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, manevî tazminat ve çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.