Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10510 E. 2023/1617 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, delillerin değerlendirilmesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadının sadakatsizliği iddiasını cevap dilekçesinde ileri sürmediği, bu nedenle kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin ise sadakatsiz davrandığına dair delillerin bulunduğu, bu durumda erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi'nin aksine karar vermesi ve buna bağlı olarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerini reddetmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının sorumsuz, ilgisiz, sevgisiz olduğunu, alkol alışkanlığı, gece hayatı olduğunu, eve geç geldiğini, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, küfür ettiği, sadakatsiz davrandığını, aldattığını, yalan söyleyerek eve erkek aldığı konusunda iftira attığını, öldürmeye teşebbüs ettiği, cinsel birliktelikten kaçındığı, istemediğini söylediği, boşanmak istediğini, söylediği, çocuk istemediğini, söylediği, savurgan bir yapısı olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 1.500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: iddialarının asılsız olduğunu, davacının mesaj yolu ile hakaret ve küfür ettiğini, iş yerine sık sık gelip para istediğini, kendisini bulamazsa patronundan istediğini, her tartışmada eve almadığını ya da kovduğunu, polis çağırıp şikayet edeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, aldattığına yönelik iftira attığını, sadakatsiz davranarak kendisini aldattığını, sorumsuz, başına buyruk yaşadığını, cinsel birliktelikten kaçındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin şiddet uyguladığı, eve geç geldiği, hakaret etitği, sadakatsiz davrandığı, sosyal ortamlarda eşini yalnız bıraktığı gerekçesiyle ağır, kadının ise erkeğin ailesine ilgisiz davrandığı, ziyaret etmediği, eşinin annesini evden kovduğu, hakaret ettiği, eşinin ailesine saygısız davrandığı gerekçesiyle az kusurlu olduğunun tespiti ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 400 TL olan tedbir nafakasının 200,00 TL arttırılarak 600,00 TL'ye yükseltilmesine, yasal koşulları oluşmakla aynı miktarın karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın lehine 10.000 TL maddî, 5.000 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur,tazminatlar ve nafakalar yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.

2-Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; evlilikte davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadın lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece yapılan kusur tespitinin yerinde olmadığı, toplanan delillerden her ne kadar erkeğe sadakatsiz ve sosyal ortamlarda eşini yalnız bıraktığı vakıaları İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur olarak yüklenmiş ise de kadının babasının genel, soyut beyanı ile erkeğin sadakatsizliğinin ispat edilemediği, sosyal ortamlarda yalnız bırakma husususun da dosya kapsamına göre gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, bu iki kusurun erkekten çıkarılması gerektiği kadının; eşine hakaret ettiği, eşinin ailesi ile görüşmeyip ziyaretine gitmediği, annesini evden kovduğu ve saygısız davrandığı, sadakatsiz olduğu, bu davranışları ile ağır kusurlu olduğu, erkeğin ise; eşine şiddet uygulayıp eve geç saatlerde geldiği ve eşine hakaret ettiği anlaşılmış bu davranışları ile az kusurlu olduğu kadının tüm istinaf başvuruları ile erkeğin kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, erkeğin kusurlu vakıa ve derecesine, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek gerekçenin düzeltilmesine, davacı kadının ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;erkeğin sadakatsizlikle ilgili dayandığı dosyanın delil listesinde yer almadığını,müvekkilinin de muvafakati olmadığından bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceğini belirterek; kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi kararı yönünden süresinde temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatların ve yoksulluk nafakasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 166ıncı maddesi,174 üncü ve 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar boşanmaya neden olan olaylarda, davacı kadının davalı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de davalı erkeğin, davacı kadının sadakatsiz olduğuyla ilgili bir bir vakıaya cevap dilekçesinde dayanmadığı, bu yüzden dayanılmayan bu vakıanın davacı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlarının yanında ayrıca sadakatsiz davrandığı vakıasının da gerçekleştiği, bu konuda kadının babasının beyanının yeterli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yazılı şekilde kusur belirlemesi yapılması doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

2.Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere davalı erkek kadına nazaran daha ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşşmiştir. O halde davacı kadın lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yukarıda (1.) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkek davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olup 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda davacı kadın yararına gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadını yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilecek yerde, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.