Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10564 E. 2023/1341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur, nafakaların miktarı, tazminatların miktarı ve aile konutu şerhi talebinin reddinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına saldırı gözetilerek hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, tazminat miktarı yönünden karar bozulmuş, diğer yönlerden ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile aile konutu şerhi konulması davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1982 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, taraflar arasında yaşanan geçimsizlik sebebiyle kadın aleyhine ... 2. Aile Mahkemesinin 2014/1073 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini ve 04.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, dayanak teşkil eden dava dosyasından sonra tarafların bir araya gelmediğini ve ortak hayatın tekrardan tesis edilemediğini, karşı davada dayanılan vakaların gerçek olmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile fiili ayrılık hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hakaret ettiğini, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 450.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun kadına tahsis edilmesine ve ortak konut üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından ... 2. Aile Mahkemesinin 2014/1073 Esas sayılı dosyası ile kadın aleyhine evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği, kadının ise kusurlu davranışlarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve ret kararının 04.09.2015 tarihinde kesinleştiği, ortak hayatın tekrardan tesis edilemediği, erkeğin halen başka bir kadınla birlikte yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ise olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği, karşı davanın ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir nafakası, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, kadın yararına aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda ÜFE oranından arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının erkeğin maddî desteğini yitireceği ve erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alındığında kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 32.000,00 TL maddî tazminat, 32.000,00 TL manevî tazminat, karşı davada, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden yapılan incelemede; aile konutu olarak kullanılan taşınmaz ile ilgili kadın tarafından daha önceden tapu müdürlüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde bulunulduğu, ancak kadın tarafından bu istemden vazgeçildiği, 4721 Sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereği aile konutu şerhi konulması talebinin, tapu müdürlüğü tarafından yerine getirilmediği belgelendirilmedikçe malik olmayan eşin, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını dava yoluyla istemesinde hukuki yararının bulunmadığı, kadının, daha önceden bu yöndeki isteminden vazgeçmiş olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayanarak kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmenin usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu uyarınca erkeğin hükmedilen nafakaları ve tazminatları ödeyecek durumu olmadığı, belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının, kusur durumu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında az olduğu, dinlenen tanık beyanlarından erkeğin ekonomik durumunun çok iyi olduğunun anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, aile konutu şerhi konulması talebinin reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek asıl davanın kabulü, tazminatlar, nafakalar ve aile konutu şerhi konulması davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin doğru olduğu ancak; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair, erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte asıl davanın kabulü, tazminatlar, nafakalar ve aile konutu şerhi konulması davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma ve aile konutu şerhi konulması davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile aile konutu şerhi konulması davasının usûlden reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 194 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı -karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı -karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.