"İçtihat Metni"
NCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 16.05.1999 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek üç çocukları olduğunu, müvekkilinin ailesi ile birlikte olmasını istemediğini, davalının kayınvalidesini tartakladığını, davalının 1999 yılından beri çalıştığı işten ayrıldığını ve kendisine ödenen 50.000,00 TL tutarındaki tazminatı eniştesinin banka hesabına yatırdığını beyan etmesi üzerine tarafların tartışma yaşadığını, davalıya neden böyle yaptığını sorduğunda ''Sen bana karılık mı yaptın, ben sana güvenmiyorum, bu parayı neden kendi üstüme alayım.'' dediğini, evi terk ettiğini, ailenin, çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilini ''Sizi döverim, sizi öldürürüm.'' gibi sözlerle tehdit ettiğini, müşterek çocuk Alican'ı dövmeye çalışması nedeniyle Alican' ın ameliyat olacak şekilde yaralandığını, davalının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkili anneye verilmesine, müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davacının annesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini ve davacının yetişkin bir birey gibi davranamadığını, tamamen annesinin yönlendirmeleri ile hareket ettiğini, davacının annesinin davacı ile davalının anlaşmalı olarak boşanmalarını, bu boşanma neticesinde davacının ölen babasından maaş alabileceğini dile getirdiğini, ancak davalının bu durumu istemediği için davacının annesinin davalıya kötü davrandığını, davacı kızını da olumsuz yönde etkilediğini, davacının annesinin tarafların müşterek çocuklarına dilencilik yaptırmak istediğini, ellerine baskül vererek para kazanmaları için dışarıya gönderdiğini, davacıya da torunlarına da ''Bu eve para getirin de nasıl getirirseniz getirin." şeklinde konuştuğunu, müşterek çocuk Hatice'nin buna itiraz etmesi üzerine de davacının annesinin müşterek çocuk Hatice'yi darp ettiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu beyanla davanın reddine, davanın kabulü halinde müşterek çocukların velâyetlerinin davacı babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davalı kadına hakaret ettiği ve şiddet uyguladığı, ailesini ölümle tehdit ettiği, davalı kadının ailesinin eve gelmesini istemediği, oğlu Alican’a ameliyat olmasını gerektirecek şekilde şiddet uyguladığı, işyerinden aldığı tazminatı eşine güvenmeyerek eniştesinin üzerine yatırdığı, olaylara bizzat şahit olması sebebiyle tarafların müşterek çocuğu olan tanık Alican’ın beyanlarına üstünlük tanındığı, davacı kadının kusursuz, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmasına, müşterek çocuklar Hatice ve ...'in velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuklardan Hatice yararına ergin olacağı 25.06.2021 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, müşterek çocuk ... yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 400,00 TL'ye artırılarak, ev hanımı olan düzenli geliri ve mal varlığı bulunmayan, yoksulluğa düşecek olan kadın lehine karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince tanıkların dinleneceği celse duruşma saatinin ertelenmesi taleplerinin kabul edilmeyerek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davacı kadının dava dilekçesinde dayanmadığı erkeğin kadına şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği vakıalarının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, davacı kadının akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılmadığını, erkeğe, ayrıldığı işyerinden tazminat ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, müşterek çocuk Alican'ın gördüğü iddia edilen tedaviye ilişkin raporun veya şikayet kayıtlarının getirtilmediğini, müşterek çocuk Hatice'nin anneannesi tarafından şiddete uğradığı vakıasının araştırılmadığını, anneanne hakkında ... 30. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/593 Esas 2019/991 Karar sayılı ilamı ile çocuğa uyguladığı şiddet nedeniyle mahkumiyet kararı verildiğini, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın ispatlanamadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların kaldırılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; duruşma saatinin ertelenmesi talepleri kabul edilmeyerek adil yargılanma haklarının ihlal edildiği belirtilmiş ise de, davalı vekilinin vekâletnamesinde tevkil yetkisi bulunduğundan mazeretinin kabul edilmemesinin sonucu itibariyle isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, taraflar arasında erkekten kaynaklanan kusurlar sebebiyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığı, davanın kabulü ile boşanma kararı ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, 15.03.2021 tarihli uzman raporu ile çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin uygun olduğunun rapor edildiği, çocukların anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir iddia ve delil bulunmadığı, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, davacı kadın ve müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir, müşterek çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve miktarlarının isabetli olduğu, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan fiillerin ağırlığı, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, delillerin usul ve yasaya uygun olarak tartışıldığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesince tanıkların dinleneceği celse duruşma saatinin ertelenmesi taleplerinin kabul edilmeyerek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davacı kadının akıl sağlığının yerinde olup olmadığının araştırılmadığını, erkeğe, ayrıldığı işyerinden tazminat ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, müşterek çocuk Alican'ın gördüğü iddia edilen tedaviye ilişkin raporun veya şikayetin araştırılmadığını, tehdit hususunda şikayet bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, maddî ve manevî tazminat karar verilmesinin hatalı ve miktarlarının fahiş olduğunu beyanla, davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, nafaka, maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik inceleme ve yargılamada usul hatası bulunup bulunmadığı, nafakaların ve tazminatın miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
179.90 TL İlam