Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10658 E. 2023/1414 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alınarak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu ve hakkaniyet kuralları gözetilerek daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma ve bağımsız nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ihtiyaçlarla ilgilenmediğini, eve bakmadığını, eş ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğüne uymadığını, eş ve çocukları zaman zaman tehdit ettiğini, evi ipotek verip kredi çektiğini, bunu da ödemediğini, eve birçok icra geldiğini, evi terk edip gittiğini, hakaret ve tehdit ettiği tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleşen bağımsız nafaka dava dilekçesinde özetle; erkeğin eş ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, başka kadınlarla ilişkisi olduğunu, evi terk edip gittiğini, evi ipotek verip bankadan kredi çektiğini, bunu da ödemediğini, eş ve çocuklarını tehdit ettiğini, tüm bu nedenlerle kadın için aylık 750,00 TL ortak çocuk için aylık 500,00 TL nafakaya, çocuğun velâyetinin anneye verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının sürekli hakaret ettiğini, beddua ettiğini, sürekli tehdit ettiğini, yatağını ayırdığını, karı-koca ilişkisine son verdiğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ilgi alaka göstermediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, çocuğun velâyetinin anneye verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin borçlarından dolayı eve haciz geldiği, evi ipotek ettirdiği, evin ve çocukların masraflarıyla yeterince ilgilenmediği, başka bir kadınla olan dosya içerisinde mevcut fotoğraflardan dolayı davacı ile aralarında geçimsizlik başladığı, evi terk ettiği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 13.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının birleşen bağımsız nafaka davasının da kabulü ile kadın için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 350,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir, yoksulluk, iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminat miktarı ile kısmen kabul edilen birleşen davası yönünden kararı istinaf etmiştir.

2.Davalı erkek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesini, asıl ve birleşen davanın kabulünü, velâyet, nafakalar ile maddî ve manevî tazminat yönünden kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurlardan eve geç saatlerde geldiği hususunun vakıa olmadığı halde bu hususta kusur verilmesinin hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin kadını tehdit ettiği sunulan mesaj kayıtlarıyla sabit olduğu halde bu hususta erkeğe kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, asıl davaya cevap dilekçesinde erkek tarafından sunulan whatsapp kayıtlarına kadının itiraz etmediği, dava tarihinden önce yazıldığı anlaşılan whatsapp içeriğine göre kadının erkeğe hakaret, tehdit, beddua ettiği sabit olduğu halde bu hususlarda kadına kusur verilmemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebep olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, asıl davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu, ayrılık döneminde çocuğun anne ile yaşaması, sosyal inceleme raporunda velâyetin anneye verilmesinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velâyetin anneye verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, çocuğun ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocuk için iştirak nafakasına karar verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, miktarının az olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, takdir edilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine göre az olduğu gerekçesiyle; tarafların kusur belirlemesi, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu yönlerden kaldırılarak yeniden hüküm kurmak suretiyle, ortak çocuk lehine boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, 18.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, kabul edilen ve reddedilen miktarlar kesinlik sınırı içinde kaldığından tarafların birleşen bağımsız nafaka davasına yönelik istinaf talebinin de usülden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; evlilik süresi, çocuk sayısı, boşanmadaki kusur oranı, günün ekonomik şartlarını da dikkate alınarak kadın lehine makul bir tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek kararı tazminatların miktarı yönünden temyiz etmiştir.

2.Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; emekli maaşı ile geçindiğini, hastalıklarla mücadele ettiğini, çalışabilecek durumda olmadığını, malvarlığı olmadığını belirterek kararı Bölge Adliye Mahkemesince arttırılan nafakalar ile tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu maddeleri; 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı erkeğin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,

İstek halinde temyiz peşin harcının davacı-davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.