Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10659 E. 2023/1561 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alındığında, kadına hükmedilen maddi tazminatın az olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun olmadığı gözetilerek, Yargıtay bozma ilamının amacına uygun düşmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının maddî ve manevî tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili ile evlilik gerçekleştirirken Türkiye'ye kesin dönüş yapacağını beyan ettiğini, yine davalı, ailesinden ayrı yaşayacaklarını söylemesine rağmen ayrılık tarihine kadar müvekkilini davalının ailesiyle birlikte kalmaya zorladığını, ayrılmayacağını beyan ettiğini, müvekkilinin yurt dışına gitmesi için resmi nikahın önceden yapıldığını, bir yıl sonra düğünlerinin olduğunu, tarafların bir yıldan biraz uzun süre bir arada kaldıklarını, müvekkilinin yurtdışına eşinin yanına gittiğinde davalının müvekkili ile ilgilenmediğini, akşamları müşterek haneye gelmediğini, müvekkilinin nerede olduğunu sorduğunda sürekli terslediğini, davalının annesininde müvekkiline baskı yaptığını, davalı ve annesinin müvekkilini eş ve gelin olarak görmediklerini, kendilerine hizmetçi ve köle gibi davrandıklarını, müvekkilinin onurunu kırdıklarını ve rencide ettiklerini, davalıya müvekkilinin kendisiyle neden ilgilenmediğini, neden geç geldiğini sorduğunda davalının müvekkiline hakaret ettiğini cevap vermediğini, davalının bu davranışlarına annesininde her zaman destek olduğunu, davalının müvekkilini hiçbir zaman sahiplenmediğini müvekkilinin düzelir diye sabretmesine karşın davalının müvekkilini Türkiye'ye ailesinin yanına gönderdiğini, davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliği olduğunu, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki asılsız iddiaları kabul etmediklerini, tarafların evliliğinin ilk gününden itibaren davacının anne ve babası ile hergün iki üç saat görüntülü şekilde konuştuğunu, müvekkili ile ilgilenmediğini, davacının evlendikten sonra müvekkiline ve ailesine karşı soğuk davrandığını, davacının evlilik birliğinde evde olan tüm olayları anne ve babasına aktardığını, müvekkilinin aile mahremiyetini zedelediğini, davacının müvekkilinin sözünü dinlemediğini, sürekli anne ve babasının etkisinde kaldığını, tarafların yurtdışında müvekkilinin anne ve babasının evine yerleştirdiğini, davacı ve davacının ailesi tarafından müvekkilinin bir eş olarak görülmediğini, tüm bu olaylardan sonra tarafların görüşerek ayrı kalmalarının iyi olacağını düşünerek davacının Türkiye'ye geldiğini, daha sonra boşanma davasını açtığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacının kusurlu olduğunu, tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirterek tarafların boşanmalarına ve kadının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2018/1144 Esas, 2021/141 Karar sayılı kararıyla erkeğin bağımsız konut temin etmediği, kadına hakaret ettiği, eve geç geldiği, kadına zorla ev işi yaptırdığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve bir defaya mahsus 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/1121 Esas, 2022/66 Karar sayılı kararıyla; kusursuz bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kusursuz olan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu gerekçesiyle kadın lehine 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verilerek kadının yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 09.05.2022 tarihli 2022/2159 Esas,2022/4159 Karar sayılı kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, lehine hükmedilen tazminat miktarlarının oldukça yetersiz olduğu, toplu nafaka ödemesinin ekonomik bir değeri olmadığı, mahiyeti ile dahi uyuşmayan bir bedel kararlaştırıldığını belirterek kararı tazminat miktarları ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat az olup, bozma ilamının amacına uygun bulunmamıştır. Davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.