"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin gerçek annesinin ... olduğunu, annesi ile ... ... isimli kişi resmi nikahlı evli iken davalı ile olan evlilik dışı birlikteliğinden kendisinin 11.11.2001 tarihinde doğduğunu, müvekkilinin annesinin isteği üzerine gerçekte dava dışı teyzesi ve eniştesi olan ... ile ... ...ın çocuğu gibi nüfusa tescil edildiğini, gerçek babasının davalı ... olduğunu sonradan öğrendiğini iddia ederek davalı ...'ün davacının babası olarak tespitine, müvekkili yararına tensiple beraber aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, karar ile birlikte yoksulluk nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye çıkarılmasına, müvekkili yararına faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek öncelikle bu sebeple reddine, aksi kanaat halinde davacının çocuğu olduğu yönünde müvekkilinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kaldı ki davacının nüfusta görünen baba ile soy bağı ilişki kaldırılmadıkça elde davayı açamayacağını, tazminatlar yönünden mahkemenin görevli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının başka bir erkekle soy bağının bulunduğu, bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, taraflarınca nüfusta kayden baba olarak görülen kişiye karşı 2020/955 Esas sayılı dosyada soy bağının reddi davası açtıklarını, ancak nüfustaki babanın ve annenin öldüğünü, fethi kabir yapılması gerektiğini, oysa eldeki davada gerçek babanın hayatta olup ondan alınacak DNA örneği ile sonucun ortaya çıkacağını, usul ekonomisi yönünden kolaylık sağlayacağını İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Somut olayda; dosyadaki nüfus kayıtlarından; davacının 11.11.2001 doğumlu olarak dava dışı ... ile ... çocuğu olarak 09.04.2002 tarihinde tescil edildiği, davacının gerçek annesi olduğunu iddia ettiği ...'nün 09.10.1986 tarihinde dava dışı ... ile evlendiği, ondan 06.02.1995 tarihinde boşandığı, daha sonra 28.09.2002 tarihinde dava dışı ... ile evli iken ondan da 02.04.2005 tarihinde boşandığı, davacının annesinin, iddia edildiği gibi davacın doğum ve nüfusa tescil tarihi itibariyle ... ... ya da başka bir erkekle evliliğinin bulunmadığı, diğer taraftan ... Aile Mahkemesinin 2020/955 Esas sayılı dosyasında davacının 02.10.2020 tarihinde nüfus kayıtlarında anne ve babası olarak görülen ... ve ... arasındaki soy bağının reddine karar verilmesi istemi ile mirasçılarına karşı dava açtığı, mahkemece davanın soy bağına ilişkin olmayıp nüfus kaydının iptali davası olduğu gerekçesi ile 09.06.2021 tarih, 2021/499 Karar sayılı ilam ile Asliye Hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, davacının süresi içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi nedeniyle ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulduğu, Dairece 23.05.2022 tarih, 2022/620 Esas, 2022/851 Karar sayılı ilam ile anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine karar verildiği, davanın, bu haliyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 301 inci maddesi gereğince açılan babalığın tespiti istemine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 295 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince çocuğun bir başka erkekle soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün olmadığı, Mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesini tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 295 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur.
2. Davacı, dava dilekçesinde nüfusuna kayıtlı olduğu kişilerin teyzesi ve eniştesi olan ... ile ... olduğunu ileri sürdüğüne ve halen bu kişilerin nüfusuna kayıtlı olduğuna göre davacıya nüfus kaydının düzeltilmesi için Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açmak üzere süre verilmesi, verilen kesin sürede dava açılması halinde açılan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasının sonucunun beklenilmesi ve nüfus davasının sonucu uyarınca davacının delilleri toplanarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası incelenmeksizin karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.