Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10759 E. 2024/359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında açılan katkı payı alacağı davasında, davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde davacının katkı payı olup olmadığı, katkı payı oranı, faizin başlangıç tarihi ve katkı payı alacağı hesabında hangi tarihteki değerin esas alınacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, davalı adına kayıtlı 1227 ada 1 parsel sayılı taşınmazda kendi hissesi dışında davalının hissesine ayrıca katkı yaptığını ispatlayamadığından, bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2061 E., 2022/2051 K.

DAVA TARİHİ : 26.10.2011

HÜKÜM/KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2013/1134 E., 2019/610 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruları ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde ; tarafların evliliğin ilk günlerinde terzi dükkanı açtıklarını, müvekkilinin 21 yıl boyunca dükkanda işçi gibi çalıştığını, müvekkilinin gerek terzilik gerekse evlere temizliğe giderek çalışması ile edinilen tüm malvarlığının davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin doğum paraları ile de katkı sağladığını, davalının mal kaçırma amacıyla malları kaçırdığını, davalının 1996 yılında emekli olduğunu, davalının 10 yıldır hastalığı nedeniyle düzenli çalışmadığını, davalının adına Fethiye'de üç ev (3294 parsel sayılı taşınmaz, 3291 ada 508 parsel 1 nolu bağımsız bölüm, 1807 ada 1 parsel sayılı taşınmaz), Osmaniye'de bir arsa ve dört dükkan (338 ada 19 parsel sayılı taşınmaz) ile Akbank hesabında 60.000,00 Euro bulunduğunu, tüm kira gelirlerinin de davalı tarafından alındığını, müvekkili adına da davalı ile ortak Osmaniye'de bir arsa (1227 ada 1 parsel sayılı taşınmaz) ile Almanya'da borcu bitmemiş davalı ile ortak ev bulunduğunu, ortak alınan arsanın bedelinin tamamının müvekkiline evlenirken hediye edilen altınların satılarak karşılandığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mal rejiminin tasfiyesi ile, davalı adına kayıtlı yedi adet taşınmaz yönünden 70.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 13.05.2019 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporunda müvekkilinin tasfiye konusu altı adet taşınmazdan doğan toplam 217.111,75 TL katkı payı alacağı olduğunun belirlendiğini belirterek; talep artırım dilekçesi doğrultusunda tasfiye konusu altı adet taşınmazdan doğan toplam 217.111,75 TL'nin dava tarihinden (26.10.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile alacağının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının Alman vatandaşlığı alabilmesi için terzi dükkanının davacı üzerine yapıldığını, davacının çalışıyor gibi gösterildiğini, Almanya'da ortak konut alındığını, taşınmazın ana parasını müvekkilinin ödediğini, Osmaniye'de davacı adına alınan arsanın parasının da müvekkili tarafından ödendiğini, kira gelirlerinin evlilik birliği içinde harcandığını, davacının somut olarak ne kadar katkı yaptığını açıklaması gerektiğini, Muğla'da bulunan 3291 parsel sayılı taşınmazın kaba inşaat halinde 1998 yılında alındığını, inşaat tamamlandıktan sonra 2006 tarihinde kat mülkiyetinin kurulduğunu, davacının belli bir işi ve resmi kayıtlara geçmiş bir gelirinin olmadığını belirterek davanın reddini reddini savunmuştur.

2. Fer'i müdahil Fatma vekili 15.06.2016 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin Fethiye'de bulunan 3294 parsel sayılı iki katlı kargir bina ile 1807 ada 1 parsel 10 nolu meskeni davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile aldığını belirterek fer'i müdahale talebinde bulunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR

1. Dava, boşanma davası ile birlikte ilk Fethiye 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesin açılmış olup Mahkemenin 24.08.2012 tarih ve 2011/758 Esas, 2012/3832 Karar sayılı karar ile, yetkisizlik kararı verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 16.11.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine yönelik işbu davanın da boşanma dava dosyasından 09.12.2013 tarihinde ayrılmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 31.01.2017 tarihli hesap raporunda; 3294 parsel sayılı taşınmaz yönünden 65.343,32 TL, 1807 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 59.885,38 TL, 338 ada 19 parsel 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 20.760,25 TL, 338 ada 19 parsel 1 nolu bağımsız bölüm yönünden 20.760,25 TL, 338 ada 19 parsel 4 nolu bağımsız bölüm yönünden 29.218,00 TL, 1227 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden 21.144,55 TL davacının katkı payı alacağı olduğunun bildirildiği; bilirkişi raporunun denetime açık ve gerekçeli olduğu, bilirkişi raporuna itibar edildiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 217.111,75 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların müvekkilinin çalışması ve birikimleri ile edinildiğini, davacının katkısının olmadığını, davacının Alman vatandaşlığı kazanabilmesi terzi dükkanının kaydının davacı adına yapıldığını, davacının katkı sağlayacak düzeyde aktif bir kazancı ve geliri olmadığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, davacı tanıklarının beyanlarının güvenilir olmadığını, çalışmayan eşin ev işlerini yapmasının katkı olarak kabul edilemeyeceğini, alacağa karar tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda katkı payı oranın düşük belirlendiğini, müvekkilinin evlenme tarihinden itibaren bizzat terzi dükkanında çalıştığını, terzi dükkanının zaman zaman vatandaşlık kazanılması için akrabalar üzerine kaydedildiği, 2001 yılında dükkanın kaydının müvekkili adına yapıldığını, katkı payı oranının hakkaniyete aykırı olduğunu, taşınmazların karar tarihine en yakın güncel değerinin esas alınarak alacağın hesaplanmasında gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere göre, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ön inceleme duruşmasında davanın hukuki sebebinin tespitinin katkı payı alacağı olarak yapıldığı, yargılamaya yapılan bu tespit üzerinden devam edildiği, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında dava katılma alacağı imiş gibi değerlendirilip karar verilmesinin sehven meydana geldiğinin anlaşıldığı, bilirkişinin raporunda hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, mal ayrılığı döneminde davalı adına edinilen mallarda davacı kadının % 35 katkısı bulunduğunun kabulünün doğru olduğu, yine belirsiz alacak olan mal rejimi davalarında katkı payı alacağı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların müvekkilinin çalışması ve birikimleri ile edinildiğini, davacının katkısının olmadığını, davacının Alman vatandaşlığı kazanabilmesi için terzi dükkanının davacı adına kaydının yapıldığını, davacının katkı sağlayacak düzeyde aktif bir kazancı ve geliri olmadığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, davacı tanıklarının beyanlarının güvenilir olmadığını, çalışmayan eşin ev işlerini yapmasının katkı olarak kabul edilemeyeceğini, alacağa karar tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunda katkı payı oranın düşük belirlendiğini, müvekkilinin evlenme tarihinden itibaren bizzat terzi dükkanında çalıştığını, terzi dükkanının zaman zaman vatandaşlık kazanılması için akrabalar üzerine kaydedildiği, müvekkilinin terzi dükkanında aktif olarak çalıştığını, 2001 yılında dükkanın kaydının müvekkili adına yapıldığını, katkı payı oranının hakkaniyete aykırı olduğunu, taşınmazların karar tarihine en yakın güncel değerinin esas alınarak alacağın hesaplanmasında gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı ve katkı payı oranı, faizin başlangıcı, katkı payı alacağı hesabında tasfiye konusu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 176 ncı maddesi ve devamı, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1086 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davalı erkek vekilinin 1227 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; İlk Derece Mahkemesince işbu taşınmazdaki davalının hissesi yönünden de alacağa hükmedilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, işbu taşınmazın davacı ve davalı adına 1/2 şer hisseli olarak 18.08.1993 tarihinde satın alındığı, dava katkı payı alacağı istemine ilişkin olup ispat yükünün davacıda olduğu, davacının işbu taşınmazdaki kendi hissesi dışındaki davalının hissesine ayrıca katkı yaptığını, dosya kapsamına uygun Mahkemenin kabulünde olan katkı payı oranı miktar ve mevcut delillere göre ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, 1227 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 1227 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden BOZULMASINA,

3.Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının davacıya yükletilmesine,

İstek halinde temyiz karar harcının yatıran davalıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.