Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10760 E. 2023/1626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarları hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararında bozma sebebi bulunmadığından bahisle, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının annesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesi ile sürekli telefon görüşmesi yaptığını, kendisine haber vermeden ailesine para gönderdiğini, evi terk ettiğini, davalının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi tarafından küçük düşürdüğünü, ailesi ile görüşmesinin kısıtlandığını, eşinin ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, müvekkiline eşinin hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, aynı şekilde babasının da tartaklayarak hakaret ettiğini, eşinin müvekkiline karşı ilgisiz olduğunu, maddî isteklerini karşılamadığını, en son baba evine bırakarak dava açtığını, dava dilekçelerindeki iddiaların gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafına tanıklarını bildirmesi için iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde tanık listesinin sunulmadığı, başkaca delillerle de kadının kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesini istemediği, bu hususta kadının aile bireylerine "... ile görüşmenizi istemiyoruz, ...'den vazgeçeceksiniz, yoksa sizin yüzünüzden yuvası dağılacak." şeklinde sözler söylediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine takdir edilen 650,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 07.07.2022 tarihinden itibaren 150,00 TL artırılarak aylık 800,00 TL tedbir, 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 18.000 00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı vekili; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile miktarları ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı vekili; müvekkili lehine hükmedilen nafaka miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanun'a uygun olarak yerine getirildiği, kanun'un olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların arasında yaşanan olaylardan dolayı kusurlu vakıaların doğru tespit edildiği, erkeğin eşinin ailesiyle görüşmesini kısıtladığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun varlığının ispat edilemediği,tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde hükmedilen nafaka ve miktarında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı vekili; tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının ailesi ile devamlı görüştüğünü, kadının ailesi ile görüştürülmediği şeklinde müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin aile birliği yükümlülüklerini yerine getirdiğini, karşı tarafın iddialarının ispatlanamadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka, maddi ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili; günün ekonomik şartlarında nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok az olduğunu beyanla, müvekkili lehine hükmedilen nafaka miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü gerekip gerekmediği, karşı davanın kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.