"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1889 E., 2022/1918 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/418 E., 2022/498 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının, davalının ailesi ile aynı binada farklı dairelerde oturduklarını, evliliklerinin ilk altı ayında gece saat 11.00'a kadar davalının ailesinin evinde vakit geçirdiklerini, müvekkilinin sabrettiğini, davalının kendi babasının verdiği kadar harcama yaptığını, kendi ailesinde davalının söz sahibi olamadığını, annesinin izin verdiği kadarı ile davalının müşterek evine gidebildiğini, davalının pasif kaldığını, eve alınacak tüm ihtiyaçlara davalının annesinin karar verdiğini, müşterek konutun kapısının davalının annesinin dinlediğini,bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için aylık 3.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine ziynetlerin müvekkiline aynen iadesini bunun mümkün olmaması halinde bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalının ailesi ile aynı binada farklı dairelerde oturacağını evlenmeden önce bildiğini, davacının iddialarını kabul etmediklerini, attığı her adımı davacının kendi ailesi ile paylaştığını, davacının gece yarısı kapıyı çarpıp çıktığını, davacının evinin temizliğinin çoğu kez müvekkilinin annesi tarafından yapıldığını, davacı en ufak olumsuzluğu büyüterek kavga çıkardığını, davalıyı ve ailesini benimsemediğini, davalının müvekkilinin kız kardeşini evden kovduğunu, davacının evden giderken ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü, erkeğin babası ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, her iki müvekkil açısından açılan davanın esastan reddine, aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti yüklenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının, müşterek çocuğun ihtiyaçlarını tam olarak karşılamayıp, eşinin ailesinin karşılamasına sebep olarak, annesinin, eşine karşı, iğneleyici konuşmasına, eşini birileri ile kıyaslamasına sesini çıkartmayarak, eşinin ve çocuğunun bazı ihtiyaçlarını karşılamak istememesi, ailesinin etkisinde kalarak, eşini ailesinin yanına bıraktıktan sonra, eşini arayıp sormayarak, ailesinin, sürekli eşinin ailesini arayıp, eşi hakkında konuşmalarına, "nasıl kız yetiştirdiniz" şeklinde konuşmalarına müdahale etmeyerek, eşinin annesine "kızının istekleri için kredi çekmem gerekecek, Aysun sürekli bir şeyler istiyor" şeklinde konuşarak, ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kalarak, annesinin "aşı ne olacak yapılmasa olmaz mı" şeklinde konuşmasına sessiz kalarak, her akşam anne ve babasının evine gitmesi,kadının da, bir şey alınacağı zaman, sadece bir markadan olmasını isteyerek, sürekli bir şeylere kırılıp, küserek, eşinin kardeşine, "senin bizim mutluluğumuzu bozmak için evimize gelmeye ne hakkın var" şeklinde konuşarak, eşinin kardeşinin, eşine gönderdiği mesajı, sosyal medyada yayınlaması bu nedenlerle davalının ağır, davacının ise az kusurlu olduğu kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... için aylık 350,00 TL, davacı kadın için aylık 400,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 100,00'er TL arttırılmasına, toplamda ortak çocuk ... için aylık 450,00 TL, davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kesinleşmesinden itibaren davacı için aylık 500,00 TL yoksulluk, ortak çocuk ... için aylık 450,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının, davalı ...'ya karşı açmış olduğu ziynet eşyalarına ilişkin davasının kabulü ile , 22 ayar 40 gram olan bir adet geniş bileziğin, 22 ayar 45 gram olan bir adet taşlı kilitli bileziğin, 22 ayar 80 gram olan bir adet ... setin, 14 ayar 60 gram olan bir adet parmak izi setin, 14 ayar 35 gram olan bir adet tuğralı kilitli bileziğin, 22 ayar 45 gram olan bir adet taşlı güllü kilitli bileziğin, 14 ayar 35 gram olan bir adet pırlanta setin davalı ...'dan alınarak, davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 161.710,00 TL'nin 500,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 161.210,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 15.04.2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak, davacıya verilmesine davacının, davalı ...'ya karşı açmış olduğu ziynet eşyalarına ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin,müvekkiline baskı kurduğunu,tam kusurlu olduğunu belirterek kusur tespiti, lehine hükmedilen nafaka miktarı, tazminat miktarları, davalı ... yönünden reddedilen ziynet alacağı davası, husumet yönünden reddedilen davada vekâlet ücretinin maktu olarak hükmedilmesi gerektiği yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin kız kardeşini evden kovduğunu, ailesinin etkisinde kaldığını,tam kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, kişisel ilişki ve ziynet eşyası alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin,müvekkiline baskı kurduğunu,tam kusurlu olduğunu belirterek kusur tespiti, lehine hükmedilen nafaka miktarı, tazminat miktarları, davalı ... yönünden reddedilen ziynet alacağı davası, husumet yönünden reddedilen davada vekâlet ücretinin maktu olarak hükmedilmesi gerektiği yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin kız kardeşini evden kovduğunu,ailesinin etkisinde kaldığını,tam kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, kişisel ilişki ve ziynet eşya alacağı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı, kişisel ilişki, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 1 nci, 2 nci, 4 ncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 ncu, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi,182 inci, 323 üncü, 324 ncü, 327 nci, 328 nci, 329 ncu, 330 uncu, 220 nci, 222 nci, 226 ncı, maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm; davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2020 doğumlu ortak çocuk ...’nin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
3. Davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.