"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1564 E., 2022/1558 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1228 E., 2021/370 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; evlendikleri günden bu yana aralarında şiddetli geçimsizlik oluştuğunu, erkeğin kendisine psikolojik baskı yaptığını, kötü muamele ve darp girişiminde bulunduğunu, hamileyken kendisini darp ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline karşı fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet gösterdiğini, eve geç gelmeye, hamile eşi ile ilgilenmemeye, eve gelmediği gecelerde müvekkili aradığında telefonları açmamaya, ekonomik olarak baskı yapmaya, sürekli olarak alkol kullanmaya başladığını, alkol aldığı zamanlarda müvekkiline karşı fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, evin günlük temel ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak konutun mutfak alışverişini kadının ailesinin yaptığını, kadına ailesinin verdiği harçlığı dahi davalının zorla aldığını, arkadaşlarının yanında kötü davranarak "salak, aptal" gibi hakaretlerde bulunduğunu, davacının ailesini istemediğini, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, son olayda müvekkiline "sen si... git, ama çocuğu alamazsın" dediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının annesinin sözlerini her daim müvekkilinin sözlerinden önde tuttuğunu, kadın tarafın annesinin sürekli olarak evliliklerine karıştığını ve müvekkili ailesinden koparmak için çaba sarf ettiğini, karşı tarafın müvekkilinden habersiz olarak altınları bozdurup annesinin kredi kartı borcu ile evlenmeden önceki borçlarına harcadığını, bu durumun ortaya çıkması sonrasında karşı tarafın annesinin bu durumu bastırabilmek için psikolojik baskı ve yapay sorunlar çıkarmaya başladığını, tarafların evlerine en ufak maddi katkılarının olmadığını, karşı tarafın her tartışmalarında sinir krizi geçirip evdeki eşyalara zarar verdiğini, ortak çocuğun doğumu sonrasında karşı tarafın annesinin bunu bahane ederek ortak konuta yerleştiğini, yardım etmek yerine hizmet beklediğini, müvekkilinin kendi evinde rahat edemez hale geldiğini, müvekkilinin karşı tarafın annesinin aralarından çekilmesini istemesi üzerine karşı tarafın çocukla birlikte evi terk ederek baba evine döndüğünü, karşı tarafın çocukla müvekkilini bahane üreterek görüştürmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, kadına şiddet uyguladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eve sıklıkla alkollü geldiği ve sıklıkla alkol tükettiği kadının babasına "Buse'yi al git" diyerek evden kovduğu, başkalarının yanında eşine "salak gerizekalı" şekilde hakaret ve küçük düşürücü sözler sarf ettiği, kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç oluşu, alıştığı ortamdan koparılmaması gereği, gelişiminin olumlu olarak devam etmesinin sağlanması ve küçüğün menfaati göz önünde bulundurularak velâyetinin annesine verilmesine karar verildiği, ortak çocuk için tarafların ekonomik ve sosyal durumu nazara alınarak nafakaya hükmedildiği, kadın çalıştığı, yoksulluğa düşmediği bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, paranın alım gücü, kişilik haklarına, özellikle aile bütünülğüne yapılan saldırının ağırlığına ve boşanmaya yol açan olaylarda erkek tarafın kusurlu bulunduğu hususlarına dikkat edilerek hakkaniyet ilkesi nazara alınarak maddi ve manevi tazminata hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve 800,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 07.04.2018 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 26.02.2019 doğumlu Yiğit Ilgın adında ortak bir çocuklarının bulunduğu, kadın tarafından ilk davanın 27.11.2018 tarihinde açıldığı, bu tarihte ortak çocuğun henüz dünyaya gelmediği, davacı kadının o sırada hamile olduğu, dosya içerisinde mevcut delillerden ve tanık beyanlarından tarafların bu davadan sonra tekrar barışıp bir araya geldikleri ve 06.03.2019 tarihine kadar birlikte yaşamaya devam ettiklerinin anlaşıldığı, mevcut durumda taraflarca boşanma nedeni olarak ileri sürülen 06.03.2019 tarihinden önceki olayların af kapsamında kaldığı, taraflarca affedilen olayların boşanma nedeni olarak ileri sürülmesine olanak bulunmadığı anlaşılmakla kadın tarafından açılan ilk boşanma davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesi, 06.03.2019 tarihinden önce meydana geldiği anlaşılan şiddet ve hakarete ilişkin olayların erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmadığı, bu nedenle erkeğin kusur tespitine, kadının asıl davanın kabulüne yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar gerekçesinden hakaret ve şiddete ilişkin eylemlerin çıkartılması suretiyle hükmün gerekçesinin düzeltilmesine, kadın tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine, davalı davacının sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen birleşen davası, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, reddedilen tazminat talepleri, vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı, velâyet düzenlemesi ile kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile çocuk için hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakasının koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.