"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2108 E., 2022/2138 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/497 E., 2022/174 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarında dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, suç işlediğini, hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmaktan dolayı dava açıldığını, kadını uyuşturucu madde kullanması için zorladığını, fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci, 163 üncü maddeleri hükümleri uyarınca aksi kanaatte olunması durumunda ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, aylık 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ailesine ilgisiz davrandığı, uyuşturucu kullanarak evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verdiği, davacı-karşı davalı erkek vekiline 01.10.2020 tarihli celsede, dilekçesinde gösterdiği ancak henüz sunmadığı belgeleri mahkemeye sunması veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapması için ve tanık isim ve adreslerini bildirmesi için iki haftalık kesin süre verildiği, bu süre içerisinde bildirmediği takdirde delil ve tanık bildirmekten ve dinletmekten vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ancak davacı-karşı davalı tarafça süresi içerisinde delil ve tanık listesi sunulmadığı, bu nedenle davacı-karşı davalı tarafın yargılama esnasında tanıklarını dinletme talebi, verilen kesin süre içinde sunulmaması nedeniyle reddedildiği, mahkemece yalnızca dava dilekçesinde belirtilen ve bu haliyle celbi mümkün olan ...,..., ... numaralı GSM numaralarına ilişkin araştırma yapıldığı, davacı-karşı davalı erkek tarafından dayanılan bir diğer delil olan emniyet kayıtları hususunda ise erkek vekiline, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapması için verilen kesin sürede gereken açıklamanın yapılmadığı, bu haliyle celbi mümkün olmayan bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kanaatine varıldığı, davacı-karşı davalı erkek 14.07.2020 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde, cep telefon konuşma, yazışma, mesajlaşma ve sosyal medya kayıtlarının dökümünü ve çözümünü talep etmişse de; bu delile ilişkin, henüz sunmadığı belgeleri mahkemeye sunması veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapması için verilen iki haftalık kesin sürede herhangi bir açıklama yapmadığı ve 05.10.2021 tarihli celseye kadar içeriklerin çözümlenmesini talep ettikleri telefonun müsadere edildiğini dahi beyan etmediği, kaldı ki davacı-karşı davalı erkeğin 30.03.2021 tarihli celsede telefon kayıtlarıyla ilgili taleplerinin isticvap edildiği ve bu hususun mahkemece aydınlatıldığı, davacı-karşı davalı erkeğin beyan ettiği tarih aralıkları dikkate alınarak görüşme kayıtlarının operatörlerden celp edildiği, bu nedenle davacı-karşı davalı erkeğin 01.10.2020 tarihli celsede verilen kesin süre içinde, bahsedilen telefonun çözümlenmesi talebinde bulunulmadığı ve telefonun müsadere edildiğine dair açıklama dahi yapılmadığı dikkate alınarak bu talebin reddine karar verildiği, ayrıca yapılan yargılama esnasında, davacı-karşı davalı erkek hakkındaki ceza kovuşturmasının devam ettiği ve bahsedilen telefonun müsadere edildiği, davacı-karşı davalı erkeğin bilinmesine rağmen bu hususta mahkemeye 05.10.2021 tarihine kadar beyanda bulunulmadığı dikkate alındığında işbu delilin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 145 inci maddesi kapsamında yer alan şartları sağlamadığı, bu delilin sonradan sunulmasının tarafın kusurundan kaynaklandığı kanaatine varıldığı ve bu delilin sonradan gösterilmesine izin verilmediği, davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde ve 30.03.2021 tarihli celsede, davalı-karşı davacı kadının görüştüğü ... numaralı hattın ... isimli kişiye ait olduğu iddia edilmişse de operatörlerden gelen yazılar ile UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamalar neticesinde ... numaralı hattın dava dışı ... isimli kişiye ait olduğunun tespit edildiği, 17.05.2021 tarihinde UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamanın akabinde davacı-karşı davalı erkeğin 17.06.2021 tarihli celsede davalı-karşı davacı kadının görüştüğü ... numaralı hattın ... adli kişiye ait olduğunu beyan ettiği, davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde yer alan iddiasıyla çeliştiği, bütün bu hususlar dikkate alındığında davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde yer alan iddialarını ispatlayamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, her ne kadar kadın vekili tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddeleri hükümleri gereği boşanmalarına karar verilmesini talep etmişse de özel boşanma sebeplerinin ispatlanamadığından bu taleplerin ayrı ayrı reddine, ortak çocukların yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, anne sevgi ve ilgisine muhtaç oldukları, kardeşlerin bir arada yaşaması gerektiği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 200,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 19.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın tarafından usulüne uygun olarak harcı yatırılmak suretiyle açılan ziynet alacağı davası bulunmadığından bu taleple ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, karar duruşmasında vekil tarafından saatli mazeret dilekçesi sunulduğu, ancak bu talep dikkate alınmaksızın karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, adil yargılanma hakkı ve savunma hakkının ihlal edildiği, dava dilekçesinde belirtilen telefon numaralarına ilişkin konuşma detaylarının istenmemesinin hatalı olduğu, yine tanıkların dinlenmeden karar verilmesinin de hatalı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, boşanma davasının kamu düzenine ilişkin olduğu, ceza mahkemesi tarafından müsadere edilen telefon kayıtlarının incelenmemesinin hatalı olduğu, kadının, başka bir erkekle otelde kaldığı ve bu hususun da araştırılması gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinde, kusur belirlemesine bağlı olarak asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesinde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi gereği tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarlarında, ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları dikkate alınarak iştirak nafakasına hükmedilmesinde, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, tazminat miktarlarında, ortak çocukların üstün yararları gereği velâyet düzenlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının 2021 yılı Haziran ayı itibariyle sigortalı olarak çalışma kaydının olduğu ve en azından asgari ücretle çalıştığı, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve kabul edilen yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki dava ve fer'îleri yönünden yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına olup olmadığı, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği, erkeğin savunma hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 27 inci maddesi, 140 ıncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 36 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Hasan'dan alınarak ...'ya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.