"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
1. Davacı karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin işi olmaması nedeni ile evliliklerinin başından beri sıkıntı yaşadıklarını, erkeğin sürekli alkol kullandığını, gece hayatı olduğunu, sorumsuz olduğunu hakaret edip şiddet uyguladığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı karşı davalı kadın karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin artarak devam eden fiziksel ve manevî şiddeti üzerine geri dönmemek üzere ...'a kaçtığını, erkeğin eve ayık vaziyette bir gün dahi gelmediğini, at yarışı ve kumar bağımlısı olduğunu, hiç çalışmadığını, dilekçesinde yer alan iddiaların tamamıyla iftira olduğunu, asılsız yalanları ile çocukları nezdinde kendisini kötü gösterdiğini ve çocuklarının kendisi ile konuşmadığını, karşı taraftan nafaka ve tazminat talebi olmadığını belirterek, davalı karşı davacı erkeğin taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı tarafın iddialarının gerçek olmadığını, kadının sürekli tartışma çıkardığını, maaşını sadece kendisi için kullandığını, birliğe katkı vermediğini, yatakları ayırdığını, evi terk ettiğini, müvekkiline mesaj atarak onu istemediğini söylediğini, evden ayrılırken biriktirilen parayı da aldığını, sonrasında kadının başka bir erkek ile gönül ilişkisi olduğunu öğrendiğini, başka bir erkekle yaşadığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkiline yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin sürekli alkol kullandığı, davacı karşı davalı kadının ise başka bir erkekle görüştüğü, eşini ve çocuklarını terk ettiği, davalı karşı davacı erkek için hakaret içeren sözler söylediği, odasını ayırdığı, ayrı yatakta yattığı hususlarının sabit olduğu, böylelikle boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı kadının kusurunun davalı karşı davacı erkeğe göre daha fazla olduğu, erkeğin boşanma ile mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedeleneceği ve en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, boşanmada kusurunun davacı kadına göre daha az olduğu, kadının başka bir erkekle görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunması, davalı karşı davacı erkek ile yatakları ayırarak yükümlülüğünü yerine getirmemesi, hakaret içeren sözler söylemesi hususlarının erkeğin kişilik haklarını ihlal niteliğinde olduğundan davalı karşı davacı erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin çalıştığı, belirli düzeyde gelirinin bulunduğu, boşanma ile yoksulluğa düşme ihtimalinin bulunmadığı, yasal şartlarının da oluşmadığı bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ...'in velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'ın ... olduğu 27.01.2022 tarihine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, erkeğin nafaka talebinin reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin nafakayı ödeyecek maddî gücünün bulunmadığını, herhangi bir işte çalışmadığını, sağlık sebeplerinden ötürü çalışacak durumunun da olmadığını, belediye yardımı ile geçindiğini, tanık beyanları kapsamında asli kusurlu olanın erkek olduğunun ispatlandığını, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği belirterek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilikte kusur sayılabilecek oranda alkol kullanımının olmadığını, müvekkilinin alkol kullanımının birliği temelinden sarsacak düzeyde olmadığının sabit olduğunu, kadının bu hususu bilerek evlendiğini, müvekkilinin kusuru olmadığını, kadının kusurlarının ispatlandığını, ağır kusurlu olan ve evdeki 70.000,00 TL'yi alıp götüren kadın aleyhine hüküm altına alınan tazminatların son derece düşük olduğunu, müvekkilinin tüm birikimlerini kaybettiğini, çocuklarına tek başına bakmak zorunda kaldığını, çocuklar yararına hükmedilen nafakaların son derece düşük olduğunu, ağır kusurlu kadın aleyhine yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğini belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve ispat edilen eylemler bakımından dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak davalı karşı davacı erkeğe sürekli alkol aldığı kusuru yüklenmiş ise de, kadının ilk kez evi terk ettikten sonra tarafların barışıp birlikte yaşamaya devam ettikleri, daha sonra kadının yeniden evi terk ettiği, ilk terkten sonra tarafların barışmaları sebebiyle tarafların barışmadan önceki olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladıklarının kabulü gerektiği, barışmadan sonra erkeğin birliği temelinden sarsacak derecede kusurlu davranışlarının bulunduğu hususunun sübut bulmadığı, bu hususta beyanda bulunan kadının tanığı ...'un barışmadan sonraki olaylara ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı bu sebeple erkeğe yüklenen kusurlu davranışın erkekten çıkarılması gerektiği, mahkemece kadına yüklenen kusurlu davranışların ise barışmadan sonra gerçekleştiğinin dosya kapsamı ve tanık beyanları ile sübut bulduğundan boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda, başka bir erkekle güven sarsıcı görüşmeler yapan, sebepsiz yere eşini ve çocuklarını terk eden, eşine hakaret eden ve odasını ayırıp ayrı yatakta yatan davacı karşı davalı kadının tam kusurlu olduğu, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, gerçekleşen kusur durumu nazara alınarak davacı karşı davalı kadının davasının reddine karar verilmesi gerekmiş ise de; tarafların arasındaki evlilik birliği erkeğin istinaf edilmeksizin kesinleşen boşanma davasının kabulü ile sona erdiğinden davacı karşı davalı kadının boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin baştaki haklılık durumuna göre hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamı ve yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre davacı karşı davalı kadının herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı, kendisi yoksul olan kişinin nafaka ödemekle yükümlü tutulamayacağı, bu durumda davalı karşı davacı erkeğin müşterek çocuklar ... ve ... için tedbir ve müşterek çocuk ... için iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı karşı davacı erkeğin kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, müşterek çocuk ... ... için talep edilen tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk ... ... için talep edilen tedbir nafakası talebinin reddine, asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacı karşı davalı kadından tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı-karşı tarafından yapılan 88,80 TL harç, 638,00 TL tebligat ve posta gideri, 100,00 TL sosyal hizmet uzmanı yol gideri olmak üzere toplam 826,80 TL yargılama giderinin davacı karşı davalı kadın üzerinde bırakılmasına, davalı karşı davacı erek kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine, davacı karşı davalı kadın tarafından yatırılan 80,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine, davacı karşı davalı kadın tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 60,25 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 280,95 TL istinaf yargılama giderinin erkekten alınarak kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkek tarafından yatırılan 80,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine, davalı karşı davacı erkek tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 13,75 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 234,45 TL istinaf yargılama giderinin kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, erkeğin her gece eve geç saatlerde alkollü geldiğini, kumarhanelerden ayrılmadığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, asli kusurlu olanın davalı karşı davacı erkek olduğunu belirterek, asıl davada verilen karar verilmesine yer olmadığına hükmü, aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesinin kusur belirlemesinin yerinde olduğunu, ancak tazminat miktarlarının arttırılmamasının, müvekkilinin nafaka taleplerinin reddedilmesinin, karşı dava yönünden güncel tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmemesinin, müvekkili aleyhine istinaf masraflarının yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, tazminatların miktarı, yargılama harç ve giderleri, reddedilen nafaka talepleri, vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, kadının davasında yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücreti, ortak çocuklar ve davalı karşı davacı erkek yararına nafakaya hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı karşı davacı erkek yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, istinaf yargılaması harç ve giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.