"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2147 E., 2022/3022 K.
KARAR : .Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erbaa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/177 E., 2022/80 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, başka biri ile evlilik hayatı yaşadığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, ailesinin evliliğe müdahalesine ve hakaretlerine sessiz kaldığını, erkeğin ailesinin müvekkilini evden kovduğunu, ortak çocuğun doğumuyla ve sonraki süreçte çocuk ile ilgilenmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunu, müvekkili ile aynı yatağı dahi paylaşmadığını, kendisinden habersiz çocuk aldırdığını iddia edere tarafların 4721 sayılı Kanun'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalının ileri sürdüğü vakıaların tanık beyanları ile ispatlanamadığı, davacı- karşı davalının tanıklarının beyanlarının bizzat bilgi ve görgüye dayalı olmayıp duyuma dayalı olduğu, bu nedenle davacı- karşı davalının tanıklarının beyanlarının hükme esas alınamayacağı, davalı -karşı davacının ileri sürdüğü vakıaların ise tanık beyanları ispatlandığı, davacı- karşı davalının kürtaj yaptırdığı, bu durumun davalı- karşı davacı tarafından bilinmediği, davacı- karşı davalının evlilik birliği içerisinde ... isimli kişi ile görüştüğü, davacı- karşı davalının kürtaj yaptırdığı hususunun 28.12.2020 tarihli ... Tıp Merkezi tarafından gönderilen yazı cevabı ile sabit olduğu, davacı- karşı davalının davalı- karşı davacıdan habersiz bir şekilde kürtaj yaptırmasının ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde evlilik birliği içerisinde ... isimli kişi ile görüşmesinin evlilik birliğini temelinden sarsacak vakıalar olduğu, davacı karşı davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında meydana gelen olaylarda tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun velâyeti hususunda alınan sosyal inceleme raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuğun velâyet hakkının anneye verilmesinin küçüğün yüksek yararına olduğu, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, tam kusurlu kadının yoksulluk nafakası talebinin koşulları oluşmadığı ve davalı -karşı davacı erkek yararına tarafların kusur, ekonomik ve sosyal durumları, zedelenen menfaatleri, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi kapsamında maddi ve manevi tazminata hükmedildiğ gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına ara karar ile hüküm altına alınan 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile kaldırılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı -karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, vekâlet ücreti ve velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre erkek eşin eşine karşı ilgisiz davrandığı ve ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı kusurlarının sabit olduğu, öte yandan davacı- karşı davalı kadına yüklenen sadakatsizlik vakıasının da güven sarsıcı davranış kapsamında kaldığı, sadakatsizlik kusurunun güven sarsıcı davranış olarak değiştirilmesi gerektiği, bu durumda tarafların kusur dağılımının da değiştiği, taraflara yüklenen kusurlar ve kusur dağılımı yönünden hükmün kusura ilişkin gerekçesinin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, kocasından habersiz kürtaj yaptıran ve güven sarsıcı davranışta bulunan kadının ağır kusurlu olduğu, eşine karşı ilgisiz davranan ve ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalan erkeğin hafif kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesi gerektiği, bu durumda kadının davasının da kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru olmadığı, gerçekleşen kusur durumu nazara alınarak kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiği, Mahkemece kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının karar boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam etmesi gerektiğinden tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün gerekçesinin değiştirilmesine, kadının davasının da 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri, yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2-Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, velâyet düzenlemesi, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarını oluşup oluşmadığı, taraflar yararına maddî ve manevî tazminata, kadın yararına nafakaya hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuğun velâyet düzenlemesinin üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci, 182 nci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.