Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10838 E. 2023/1821 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının yetersiz olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2173 E., 2022/1659 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 13.11.2017

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/628 E., 2019/321 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evliliklerinin ilk yıllarından beri eşler arasında ruhi ve fikri geçimsizlik bulunduğunu, geçimsizliğin kadından kaynaklandığını, kadının devamlı olarak erkeği küçük gördüğünü, devamlı hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, ekonomik olarak erkeği küçük gördüğünü, kadının bu eylemleri nedeniyle erkeğin 2016 yılının Şubat ayında evden ayrıldığını, o günden beri tarafların ayrı olduklarını, erkeğin işsiz olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının iddialarının yersiz olduğunu, erkeğin birlik sorumluluklarını yerine getirmediğini, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, hiçbir gerekçe göstermeden evi terk ettiğini, tarafların komşusu olan üçüncü kişi ile erkeğin duygusal birliktelik yaşadığını, erkeğin sadakatsiz davrandığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yine kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine ortak çocukardan her biri için 500,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin ortak haneyi terk ederek başka bir kadın ile beraber yaşamaya başladığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, davacı-karşı davalı erkeğin tanık beyanlarının ise soyut ve eski tarihli olması nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle asıl davanın reddine, davalı-karşı davacı kadının karşı davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla babaları arasında kişisel ilişki tesisine, ... Aile Mahkemesi'nin 2016/122 Esas sayılı dosyası ile davalı ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedildiğinden tedbir nafakası hususunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadın yararına 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuklardan her biri için ise 350,00 TL den toplam 700,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacı-karşı davalı erkeğin asgari ücretle çalışıp kirada oturduğunu, nafaka ödemesinin mümkün olmadığını, davalı-karşı davacı kadın lehine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kadının fer'î taleplerinin reddine karar vermek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının eksik inceleme ile verildiğini, davacı-karşı davalının gelirinin iyi olmasına rağmen nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük belirlendiğini bu nedenlerle kararın tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve erkeğin kusurlu hareketlerinin derecesine göre az olduğu, ortak çocuklardan ...'ın dosya istinaf aşamasında iken reşit olduğu, diğer ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları göz önüne alındığında düşük olduğu yönünde yapılan değerlendirmeler ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince bu yönlere ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek yeniden hüküm tesisine, kararın kesinleşme tarihinden itibaren ortak çocuk ... yararına ... olduğu 15.01.2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL, diğer ortak çocuk ... yararına da aylık 500,00 TL iştirak nafakası takdirine, davalı-karşı davacı kadın lehine 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, İlk Derece Mahkemesince verilen karşı davadaki boşanma hükmü, velâyet, kişisel ilişki, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminatlar ve tedbir, yoksulluk nafakası miktarları ile ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğunu belirterek kararın bu yönlerden bozulmasına ve karşı dava dilekçesindeki talepler doğrultusunda davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı olarak görülen boşanma davası neticesinde kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının, ortak çocuklar yararın hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.