Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10878 E. 2023/2299 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uygulaması ve alkol kullanması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya, velayetin anneye verilmesine, çocuklar ve kadın yararına nafaka hükmedilmesine, kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesine ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1026 E., 2022/1009 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/716 E., 2022/340 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kıskanç olduğunu, en ufak konuda tartışma çıkardığını, sürekli telefonunu karıştırdığını, aldatmakla suçlayıp kavga çıkardığını, her şeyi ailesine anlattığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, 10 aydır ayrı odalarda uyuduklarını, müşterek çocuğu ittiğini, ona kızdığını, bunun nedenini sorunca bağırıp çağırmaya başladığını, müvekkilini terk edeceğini söylediğini, akabinde müvekkilinin bayıldığını, sonrasında kadının "beni babamın evine götür, bu iş bitti" dediğini, müvekkilinin kadını mecburen ablasının evine bıraktığını, o günden beri iletişim kuramadığını, müşterek konuta dönmediğini, ailesinin müvekkilini tehdit ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek vekili cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, kadının iddialarının mesnetsiz olduğunu, kadının kendi isteği ile ablasının evine gittiğini, müşterek çocukların terk edilmesinin söz konusu olmadığını, darp iddialarının da asılsız olduğunu, müvekkilinin alkol problemi olmadığını, delil olarak sunulan fotoğrafların da yer ve zamanının belli olmadığını, nasıl çekildiğinin de belirsiz olduğunu muvafakatları olmadığını belirterek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli alkol aldığını, sigara içtiğini, sadakatsiz olduğunu, başka kadınlarla görüştüğünü, aşağıladığını, alkol nedeniyle halüsinasyonlar dahi gördüğünü, müvekkilini tehdit ettiğini, çocukları sokağa terk ettiğini, son olayda defalarca şiddet uyguladığını, elinde bıçak ile öldürmekle tehdit ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki tanıkların benzer beyanlarına göre tarafların dava açılmadan 1 ... öncesine kadar birlikte yaşadıkları, kadın tanıklarının ağırlıklı beyanlarına göre de tarafların birlikte yaşadıkları dönemde erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ancak kadının eşini affederek evliliğini devam ettirdiği, erkeğin tarafların ayrı yaşamalarına kadar çok sık alkol kullandığı ve evine alkollü bir şekilde gittiği, ayrı yaşamalarına neden olan son olayda da kadını darp ettiği, kadının ailesine haber vermesi üzerine kardeşi Türkan ile komşusu Ayşe'nin tarafların evine gittikleri ve kadının kıyafetlerinin yırtık, evin de dağınık olduğunu gördükleri, sonrasında erkeğin çocukları ve kadını dövüp hırpalayarak arabaya zorla bindirip ailesinin kapısına bıraktığı ve bu esnada da kadına yine yumruk attığını tanık Ayşegül'ün gördüğü, kadın tanıklarının beyanlarında kadının boynunda, başındaki darp izlerini gördüklerini beyan ettikleri, tarafların bu olaydan sonra ayrı yaşamaya başladıkları ve tekrar bir araya gelmedikleri anlaşılmakla, bu haliyle erkeğin bu tarz tam kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle evlilik birliğinin devamı davalı-karşı davacı kadından beklenmeyecek şekilde temelinden sarsıldığı kanaatine varıldığından kadının açtığı karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, erkeğin açtığı asıl dava yönünden ise; her ne kadar kadının eşinin ailesine karşı dışlayıcı davrandığı erkek tanıklarının benzer beyanlarından anlaşılmışsa da, tarafların ayrılmalarına neden olan son olaya kadar birlikte yaşadıkları dosya kapsamından anlaşıldığından öncesine ait kusurları nedeniyle birbirlerini affettiklerinin kabulü gerektiği ve tarafların ayrılmalarına neden olan son olayda da eşine ve çocuklarına fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan, ardından eşini çocuklarıyla birlikte ailesinin evine bırakan ve ayrılana kadar sık sık alkol kullanmaya devam eden erkeğin tamamen kusurlu olduğu kanaatine varıldığından kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği genel hukuk ilkesi gereğince erkeğin açtığı asıl davanın reddine karar verildiği, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan maddî ve manevî tazminat isteyebileceği öngörüldüğünden boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu kabul edilen erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, tarafların müşterek çocuklarının halen annelerinin yanında kalması nedeniyle alıştıkları ortam ve düzenlenen sosyal inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde, çocukların yaşı itibariyle anne bakım şefkatine muhtaç olduğu, annenin müşterek çocuklara daha ... bakabileceği ve uygun bir ortamda yetiştirebileceği kanaatine varıldığından çocukların menfaati gereği velâyetlerinin anneye tevdiine ve baba ile çocuklar arasında dosya kapsamına uygun bir şahsi ilişki tesisine karar verildiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının ve müşterek çocukların ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi ve 175 ... maddesi ile 182 ... maddesi gereğince ve hakkaniyet ilkeleri de dikkate alınarak uygun miktarda tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmediliği, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet veren olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğinin öngörüldüğü, erkeğin, eşine ve çocuklarına uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi ve de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve ve 51 ... maddeleri dikkate alınarak kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00'er TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğininde bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 750,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece delillerin tartışılmadığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, geçimsizliğin kadından kaynaklandığını, müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanmadığını, karşı davanın tüm talepleri ile birlikte reddedilmesi, taraflarınca açılan davanın ise kabul edilmesi gerektiğini belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, velâyet düzenlemesi, erkek aleyhine hükmedilen nafaka ve manevî tazminat ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 ... ve 182 ... maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.