"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2148 E., 2022/2186 K.
DAVACI-DAVALI : ... ... ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 05.05.2021 - 25.06.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkaya Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/89 E., 2022/187 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadında vajinismus rahatsızlığı bulunduğunu, bu yüzden tarafların cinsel birliktelik yaşayamadığını, cinsel birliktelik için çalışmalarda müvekkilinde tiksinti oluştuğunu, kadının saygısız ve hakaret dolu söylemlerde bulunduğunu, mahrem konuları ailesine anlattığını, panik atak hastalığı bulunduğunu ve bunu gizlediğini, son tartışmalarında müşterek haneden ayrılarak ailesinin yanına gittiğini ve tarafların bir daha bir araya gelmediğini, karşı davayı ve iddiaları kabul etmediklerini, müvekkilinin psikolojik şiddet gördüğünü ve kadının telefon numarasını başka erkeğe vermek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap, karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin müvekkiline soğuk davrandığını, müvekkilinin pandemi sebebiyle erkeğin ailesinin yanında kaldığını, taraflar arasında cinsel birliktelik olduğunu, doktora gittiklerinde kadına bakire olmadığının söylendiğini ve birlikte gelmeleri gerektiğini söylediğini, erkeğin ise buna yanaşmadığını, erkeğin telefonda dahi müvekkili ile konuşmak istemediğini, erkeğin ailesine kadın sebebiyle cinsel birliktelik olmadığını söylediğini, erkeğin istememesi üzerine müvekkilinin ailesinin yanına döndüğünü ancak erkeğin maddî ve manevî destek olmadığını, müvekkilini istemediğini söylediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, müşterek hayat kurmadığını ve müvekkilini yalnız bıraktığını, erkeğin İstanbuldaki hayatını gizlediğini, erkeğin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: erkeğin, kadını yalnız bırakarak ...'a çalışmaya gittiği, kadının, bu sürede erkeğin ailesiyle beraber yaşadığı, erkeğin, kadın ile cinsel birliktelik yaşamadıkları iddiası üzerine alınan hastane raporlarına göre, kadının cinsel birliktelikten kaçınacak psikolojik bir rahatsızlığın bulunmadığı ve daha önce cinsel birliktelik yaşadığının belirtildiği, erkeğin ise cinsel işlev bozukluğu olup olmadığı hususunun hastanın beyanına dayandığının belirtildiği, dosya kapsamında bulunan mesajlaşma kayıtları incelendiğinde erkeğin, kadının yanına gelmediği, kendisinden uzak durmaya çalıştığı, cinsel birlikten kaçındığının anlaşıldığı, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkek tarafından açılan asıl boşanma davasının reddine, kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının kısmen kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadın vekilinin başvurusu üzerine mahkemece 28.09.2022 tarihli hükmün tamamlanması kararı ile karşı dava yönünden kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, kararın eksik inceleme ile verildiğini, kadın tarafından alınan raporun tek hekimle verildiğini ve yetersiz olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ve karşı davanın ispatlanamadığını, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı ve miktarlarının fahiş olduğunu, ek karar ile aleyhlerinde vekâlet ücretine hükmedilmeyeceğini beyanla, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, miktarları ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili; tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu beyanla, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, mahkeme kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmesinde, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, erkeğin ek karar ile aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme sonunda, kendini vekille temsil ettiren kadın yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekâlet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, kararın eksik inceleme ile verildiğini, kadın tarafından alınan raporun tek hekimle verildiğini ve yetersiz olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ve karşı davanın ispatlanamadığını, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hukuka aykırı ve miktarlarının fahiş olduğunu, ek karar ile aleyhlerinde vekâlet ücretine hükmedilmeyeceğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat, miktarları ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ve kadın lehine hükmedilen karşı dava vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 305/A maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 330 uncu maddesi, 332 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 8 inci ve 21 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.