Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11027 E. 2023/1899 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında kusurun belirlenmesi, maddi-manevi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası taleplerinin reddinin yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, erkeğin işsizliği ve sorumsuzluğu da göz önünde bulundurularak kusur belirlemesi yaptığı, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddinin ve geliri de dikkate alınarak yoksulluk nafakası ile çocukların yaşı itibariyle iştirak nafakası taleplerinin reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilini sürekli gerek aile içi gerek dış ortamlarda küçük düşürdüğünü, müvekkiline hakaretler ettiğini, müvekkilinin ailesini evlerine almadığını ve onlara saygı göstermediğini, müvekkiline karşı sevgisiz olduğunu her seferinde söyleyerek bunu davranışları ile gösterdiğini, müvekkiline sürekli "Beni zorla verdiler, seni istemiyorum" şeklinde sözler söylediğini, son zamanlarda ise müvekkilini eve almadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten kısa bir süre sonra bu evliliğin yanlış olduğunu anladıklarını, fakat müvekkilinin yaşı küçük olduğundan ve ailesinin baskısıyla evlendiğinden ötürü ses çıkarmadığını, bu nedenle evliliğini devam ettirmek zorunda kaldığını, davacı-karşı davalı erkeğin; evine ve çocuklarına karşı hep sorumsuzca yaşadığını, ailesine karşı hep mesafeli olduğunu, çocukları ile iletişim dahi kuramadığını, çocukların okul ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, çalışmadığı halde yalan söyleyip ben çalışıyorum dediğini, üstüne her zaman eve borçlularının geldiğini iddia ederek ve savunarak asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, müvekkili için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; kadını alacaklılarıyla muhatap ettiği; kadının ise erkeği istemediğini söylediği, çocuklarıyla birlikte erkeği evden kovduğu, erkeğe hakaret ederek küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu ve erkeğin ailesine saygısız tavırlar içerisinde olduğu, kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının iştirak nafakası talebinin reddine, kolluk tutanağına göre kadının aylık 4.000,00 TL geliri olduğu gerekçesiyle kadın yararına daha önce 11.02.2021 tarihli celsede hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 11.11.2021 itibarıyla kaldırılmasına, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, erkeğin tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, müvekkili yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi gerektiğini, dava dilekçelerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri, tedbir nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasına hükmolunmaması, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurların yanında, davacı-karşı davalı erkeğe ait SGK kaydı ve kadın tanıklarının beyanından davacı-karşı davalı erkeğin SGK kaydının 14.01.2018'de sonlandığı, davacı-karşı davalı erkeğin düzenli bir işinin olmadığı, eşine ve çocuklarına karşı sorumsuz ve ilgisiz olduğunun anlaşılması karşısında tespit edilen bu kusurların davacı-karşı davalı erkeğe yüklenmesi gerekirken yüklenmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiş; gerçekleyen kusur durumuna göre İlk Derece Mahkemesinin boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin az, davalı-karşı davacı kadının ise ağır kusurlu olduğu tespiti ile bu tespite göre asıl davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, ağır kusurlu kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olduğu; tarafların tespit edilen kusurları ile davalı-karşı davacı kadının 18.02.2021 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırmasında aylık gelirinin 4.000,00 TL olduğunun tespiti karşısında davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakanın kaldırılmasının ve davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin doğru olduğu, tarafların ortak çocuklarının dava tarihinden önce ... oldukları anlaşılmakla davalı-karşı davacı kadının çocuklar için talep ettiği tedbir ve iştirak nafakasının reddine dair kararın doğru olduğu gerekçesiyle kadının sair istinaf talepleri esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince vekâlet ücretine ilişkin karar tesis edilmediğini, kendi içinde çelişkili olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri, tedbir nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasına hükmolunmaması, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ... çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.