Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11029 E. 2023/2095 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun tespit edilmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2828 E., 2022/2346 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/308 E., 2021/456 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 13.10.2017 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten bir çocuklarının bulunduğunu, davalı erkeğin evlilik birliği süresince müvekkiline karşı asabi ve geçimsiz tavırlar sergilediğini, aile hukukundan ... yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalı erkeğin sürekli işi öne sürerek il dışına çıktığını, müvekkilini, anne babasının, arkadaşının evine bırakıp, müvekkilinin bir kaç gün sonra eve döndüğünde davalı erkeğin arkadaşları ile evde alkol aldıklarına, eğlendiklerine şahit olduğunu, gece yarılarına kadar dışarıda vakit geçirdiğini, alkollü eve geldiğini, müvekkiline fiziki ve sözlü şiddet uyguladığını, hamileyken dahi buna devam ettiğini, kablo ile sıratına vurduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, müşterek çocuğa dahi şefkat ve babalık göstermediğini, müvekkilinin, davalı erkeğin ailesinden de sözlü şiddetine maruz kaldığını, ailesinin, "kim bilir çocuk kimden, nereden bilelim" şeklinde sözlerle iftiralar attığını, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla samimi sohbetler ettiğini, bu durum karşısında ise "sana mı soracağım, ben böyle mutluyum, işime karışma, seni mahvederim" sözleri ile tehdit ettiğini, bu durumun yatakları ayırmaya neden olduğunu, son olarak yine davalı erkeğin müvekkilini darp ettiğini, müvekkilinin anne ve babasının evine sığındığını, darp raporu alındığını ve suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin ortak çocuğun tüm bakım ve ihtiyaçlarını ailesinin yardımları ile gidermeye çalıştığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fiili birliktelik devam ederken davalı erkeğin sürekli şehir dışında olduğu, fiili birliktelik devam ederken davalı erkeğin davacı kadını aldattığı, davalı erkeğin davacı kadına, ''sen kadın değilsin, orospu, şerefsiz,'' şeklinde sözler söylediği, alkol kullandığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, ortak çocuk ile ilgilenmediği, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, davalı erkeğin tüm bu davranışlarıyla geçimsizliğin meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, buna mukabil davacı kadına atfı kabil bir kusurun tespit edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, davacı kadın için takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının artırılarak kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuk için verilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının artırılarak kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davacı kadının iddialarının asılsız, tanık beyanlarının yanlı ve gerçek dışı olduğunu, kabul etmediklerini, yargılama sırasında tarafların görüştüğünü ve davacı kadının müvekkilinin konutuna geldiğini ve birlikte alışveriş merkezine gittiklerini, bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, davacı kadının evi terk ettiğini ve müvekkilin kusurunun bulunmadığını, mahkemece müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminata, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ödeme gücünün de bulunmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu beyanla, davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin Mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadına atfı kabil bir kusurun tespit edilemediği, davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre davanın kabulüne ilişkin kararın ... olduğu, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, ortak çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece davacı kadın lehine takdir edilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, ortak çocuğun içerisinde bulunduğu yaş itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyacının bulunması nedeniyle velâyet düzenlemesine ilişkin kararın da ... olduğu, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) ... fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, davacı kadının iddialarının asılsız, tanık beyanlarının yanlı ve gerçek dışı olduğunu, kabul etmediklerini, yargılama sırasında tarafların görüştüğünü ve davacı kadının müvekkilinin konutuna geldiğini ve birlikte alışveriş merkezine gittiklerini, bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, davacı kadının evi terk ettiğini ve müvekkilin kusurunun bulunmadığını, mahkemece müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminata, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ödeme gücünün de bulunmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, boşanma, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi, 327 ... ve 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 ... maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.