Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11049 E. 2023/2208 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına isnat edilen kusurlu davranışların ispat edilip edilmediği, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve erkeğin açtığı boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının kusurlu davranışlarına dair sunulan delillerin yetersiz olduğu, bazı olaylarda affın gerçekleştiği ve kadının boşanmaya sebep olacak kusurunun ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/708 E., 2022/1340 K.

DAVANIN KONUSU : Boşanma

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının sürekli müvekkilini aşağıladığını, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin ortak konutta yaşayamaz hale geldiğini; davalı kadının müvekkiline sevgi ve saygı göstermediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı erkek vekili süresinden sonra verdiği cevaba cevap dilekçesinde; davalı kadının; müvekkilinin akrabalarını sevmediğini, müvekkilinin hiçbir akrabasının düğününe gitmediğini, her olayda kavga ve tartışma çıkardığını, iş çıkışı geç saatlere kadar barlara gidip eğlendiğini, Afganistanlı bir genci kimsesi yok diye eve getirdiğini, bu gence muhbirlik yaptırdığını, en son çocuklarla birlikte ortak konutu terk ettiğini iddia etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin evlilik birliğine saygısı olmayan, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden yapıda olduğunu; çocuklarının ve kendisinin yanında dahi başka bir kadınla görüntülü konuşarak sevgi sözcükleri kullandığını, eve düzenli gelmediğini, gelirse de ailesiyle ilgisiz olduğunu, başka kadınlar yüzünden borçlandığını, eve yeterince bakamadığını, üniversiteye giden kızının okulu dondurup çalışarak eve bakmak zorunda kaldığını savunarak ve iddia ederek haksız davanın reddine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; ilgisiz olduğu ve eşine hakaret ettiği, başka kadınlarla cinsel içerikli mesajlaşmalarının olduğu, ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, ailesini evden kovduğu, üniversiteye giden kızının annesi ve kardeşinin geçimini temin etmek için okulu dondurup çalışmak zorunda kaldığı; kadının ise eşinin ailesinin gelip gitmesini istemediği, eşine soğuk davrandığı, hakaret ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Hüseyin ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadının süresinde delil bildirmediğini; dosyadaki bilgi, belge ve tanık beyanlarının yeterince incelenmediğini, bazı vakıalardan sonra affın söz konusu olduğunu, kadının kusurlu olduğunu ve sigortasız çalıştığını belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, kusurlu tarafın davacı olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının çok az olduğunu, eksik inceleme yapıldığını belirterek kararın tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadın tarafından sunulan cevap dilekçesinde herhangi bir delile dayanılmadığı, davacı erkek tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinin ise yasal iki haftalık süreden sonra verildiği, yasal sürede sunulmayan cevaba cevap dilekçesinin sonuç doğurmayacağı, diğer bir ifadeyle davalı kadının da ikinci cevap dilekçesi sunma hakkının bulunmadığı, davalı kadının delil listesinin ikinci cevap olarak kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu, cevaba cevap dilekçesinin süresinde verilmemesi ile dilekçeler aşamasının tamamlandığı, açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince davalı kadının sunduğu deliller toplanılarak davacı erkeğe kusur izafesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, yine davalı kadına yüklenen hakaret vakıasından sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu vakıa yönünden tarafların birbirlerini affettikleri, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladıkları, bu sebeple bu vakıanın davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrıca davalı kadına yüklenen ''eşinin ailesinin gelip gitmesini istememe'' vakıasına davacı erkek tarafından süresinde sunulmayan cevaba cevap dilekçesinde dayanıldığından bu vakıa nedeniyle de davalı kadına kusur yüklenilemeyeceği, davalı kadın tarafından Niğde Aile Mahkemesine 16.03.2017 tarihinde açılan nafaka davasında İlk Derece Mahkemesince tarafların sulh olması sebebiyle 27.09.2017 tarihinde davalı kadına aylık 750 ,00 TL, ortak çocuğa da aylık 500,00 TL nafakaya hükmedildiği (Niğde Aile Mahkemesi 2017/224 Esas 2017/707 Karar), bu kararın 27.10.2017 tarihinde kesinleştiği, tarafların nafaka davasının yargılaması devam ederken barıştıkları, beraber yaşamaya başladıkları, 2017 yılı Aralık ayında davalı kadın ve çocukların tartışma sonrası evden ayrıldıkları, yaklaşık üç ... sonra ortak ikamete döndükleri, tarafların davalı kadının eve dönmesiyle farklı odalarda kalmaya başladıkları, 22.06.2018 tarihinde iş bu davanın açıldığı, davacı erkeğin dava ile evden ayrıldığı, İlk Derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen ''eşine soğuk davranma'' vakıasına yönelik tanık beyanları soyut olduğu gibi ifadelerde net bir tarih bulunmadığından bu vakıanın dava tarihinden önceki yaklaşık son altı aylık zaman diliminde gerçekleştiğinin sabit olmadığı, davacı erkeğin tanık beyanlarında yer alan sair ifadelerin duyuma dayalı olduğu, açıklanan nedenlerle davalı kadının boşanmaya az da olsa sebep olacak kusurunun ispatlanmadığı gerekçesiyle tarafların bu yönlere ilişkin istinaf istemlerinin kabulü ile davanın reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve kadının düzenli gelirinin olmaması dikkate alınarak kadın yararına tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk Hüseyin ... yararına tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla ergin olduğu 24.05.2021 tarihine kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş; tarafların sair istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, dosyadaki bilgi ve belgeler ile deliller yeterince incelenmeden karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, davanın ve taleplerinin kabulü gerektiğini ileri sürerek; kararın tamamı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadına isnat edilen kusurlu davranışların ispat edilip edilmediği, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin açtığı davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı ve tedbir nafakalarının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.