Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11052 E. 2024/3222 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat taleplerinin yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmetmesi ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/642 E., 2022/1404 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/176 E., 2021/60 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadının ailesi ve komşularıyla görüşmesini kısıtladığını, gece hayatının olduğunu, ortak haneye sürekli geç geldiğini, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, kadına hakaret ettiğini, kadını aşağıladığını, tehdit ettiğini, ilgisiz olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, kadının zührevi hastalığa yakalanmasına sebep olması nedeniyle erkeğin zina yaptığının anlaşıldığını, yine erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu belirterek tarafların zina nedeniyle, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, kıskanç tavırlar sergilediğini, erkeği aşağıladığını ve erkeğe hakaret ettiğini, baskı uyguladığını, sürekli boşanacağını söylediğini, kadının arkadaşlarının sık sık ortak haneye geldiğini, kadının dışarıda vakit geçirerek eve geç geldiğini, erkekten habersiz şekilde il dışına gezilere gittiğini, kozmetik satışı yaparak gelir elde ettiğini ve bu gelirini erkekten sakladığını, maddî gücünün üzerinde harcamalar yaptığını, kadının sürekli hastaneye gittiğini, hastalık hastası olduğunu, erkek hastalandığında erkekle ilgilenmediğini, erkeğin annesi 18.06.2018 tarihinde öldükten sonra tatile gitmek için ısrar ettiğini, 2018 yılı Eylül ayından itibaren yemek hazırlamadığını, 01.03.2019 tarihinde ortak haneyi terk ettiğini, doğalgazı üç kez açık bırakarak erkeğin canına kastettiği şüphesi uyandırdığını, rüyasında başka bir erkek ismi söyleyerek sayıkladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, kadına ailesinden kalan mal varlığını erkekten habersiz sattığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 35.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının zina iddiasının ve erkeğin, kadının rüyasında başka bir erkeğin adını sayıkladığı, güven sarsıcı davranışı olduğu iddialarının ispat edilemediği, erkeğin kadına tokat atması olayından sonra evlilik birliğinin devam ettiği, eylemin affedilmiş sayılacağı ancak her iki tarafın birbirlerine yönelik ağır hakaretlerinin olduğu, evlilik birliğinin tarafların eşit kusuru nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, kadının yargılama sırasında emekli olması gözetilerek kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, eşit kusurlu olduklarından tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca dayanılan vakıaların ispatlandığını, erkeğin tanıklarının duyuma dayalı bilgilerinin bulunduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, Mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin ekonomik gücünün iyi olması nedeniyle kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu, kadının tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, kadının cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesini süresinde sunmadığını, dava dilekçesinde de erkeğin alkol aldığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı vakıalarına dayanmadığını, Mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının davasını ispatlayamadığını, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; kadının, sık sık boşanmak istediğini söylediği vakıası erkeğin tanıklarının beyanları ile sabit olmakla bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, erkeğin ise; sık sık dışarıda zaman geçirerek ortak haneye geç geldiği, başka kadınlarla sebebini açıklayamadığı yakınlıkta fotoğraflarının sosyal medyada yer alması nedeniyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadını aşağıladığı, evine ve eşine ilgisiz olduğu, kadına ihtiyaçları için yeterli miktarda harçlık vermediğini, yapılması gereken işleri yaptırmayarak birlik görevlerini yerine getirmediği vakıaları kadının tanıklarının beyanları ile sabit olmakla, bu vakıaların da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlar birlikte değerlendirildiğinde; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, gerekçesiyle tarafların kusura ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadının erkeğin karşı davasına yönelik itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşullarının erkeğin karşı davası yönünden gerçekleştiği, olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı oldukları gerekçesiyle her iki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğe oranla daha az kusurlu olduğu, kadının, asgari ücretten daha az miktarda olan emekli maaşı gelirinin kadını yoksulluktan kurtarmayacağı anlaşılmakla, boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceğinden lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen kararın ve nafaka miktarının isabetli olduğuna, ne var ki; kadının yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılması talebi bulunduğu halde, İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasına her yıl ÜFE oranında artırım uygulanmaması doğru bulunmadığından kadının bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulü ile yoksulluk nafakasına, boşanma kararının kesinleşmesini takiben her yıl ÜFE oranında artırım uygulanmasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın yararına oluştuğundan kadın lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü ile kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'ten alınarak ...'a verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.