"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1189 E., 2022/1575 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden eseas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1144 E., 2020/674 K.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davacı -davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eve geç geldiğini, sürekli alkol aldığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, ailesinin borçları için kredi çektiğini, aşağıladığını, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadına hakaret ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli evi terk ettiğini ve boşanmak istediğini söylediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, alkol aldığını, erkeğin ailesini istemediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;"...dinlenen davacı tanıklarının davalı erkeğin eve geç saatte geldiğini, sürekli alkol alıp cep telefonunda mesajlar ve görüşmeler olduğunu, ayrıca babasının borçları için kredi çekildiğini ifade etmiş ise de tarafların daha önce de boşanma davası açtıkları ancak sonrasında kadının bu olayları affederek yeniden evliliği devam ettikleri, müşterek çocukların doğumu öncesinde bu tür olaylar gerçekleşmiş ise de bunların affedilerek artık boşanma sebebi yapılamayacağı, sonrasında yine davalı erkeğin ... isimli bayanla görüşmeleri olup birlikte yemeğe çıktıkları belirtilmiş, bu şahıs tanık olarak beyanı alındığında kendisinin hastanede çalıştığını, tarafların müşterek çocuklarının rahatsızlığında yardımcı olması nedeniyle görüşmelerin olduğunu ve kendilerinin emniyetteki bir işleri ile ilgili davalıyla görüşmeleri olup sonrasında birlikte yemek yenildiğini belirttiği, yine davacı kadın tanıklarının birinin davacı kadın ile ilgili eşini 'bunların hepsi alttan arızalı' şeklinde beyanını ifade ettiği, buna karşılık birleşen dosya davacısı erkek tanıklarının da davacı kadının evden ayrılmayı ve boşanmak istediğini söylemeyi alışkanlık haline getirdiğini, davacı kadının da alkol aldığını, ev işlerini yapmadığını, eşinin ailesini istemediğini, ortaya koydukları, ayrıca birleşen dosya davacısı erkek tarafından dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerde davacı kadının ... isimli şahıs ile görüşmeleri ve sosyal medyada yaptıkları paylaşımların bulunduğu, her ne kadar davacı kadın tanıkları bu şahsın davacının iş arkadaşı olduğunu, hatta bir başkası ile nişanlı olduğunu vurgulamış olup taraflar arasında evlilik birliğinin devamı için gereken sevgi, saygı ve güven ilişkisinin zedelendiği, her iki tarafında birbiri ile ilgili artık güven sorunu yaşadıkları, taraflar arasında yaşanan olayların çoğunluğu sonrasında taraflar arasında evlilik birliğinin devam ettiği, böylelikle söz konusu bu eylemlerin hoş görüldüğü yada affedildiği, bu haliyle boşanmaya neden olan kusurlu eylemler olarak kabul edilemeyeceği, ancak gerek davacı kadının, gerekse davalı birleşen dosya davacısı erkeğin evlilik birliği içerisinde evli bir kişiye yakışmayacak şekilde karşı cinsle eşinin hoş görmeyeceği davranışlarının bulunduğu ve tarafların evlilik birliğinin devamı için gereken güven duygusunu karşılıklı olarak yitirdikleri, her iki tarafında bu sebeple eşit ve ağır kusurlarının bulunduğu..." gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk .... lehine aylık 400,00 TL, ... lehine aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının kendisi için nafaka talebinin reddine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilini yıllarca aldattığını, yargılama devam ederken dahi müvekkiline zarar vermek için tayinini Samsun'a çıkarttığını, müvekkiline haber vermeden lojmanın boşaltılması için dilekçe verdiğini, müvekkilinin tanıkları ve iş arkadaşlarını şikayet ettiğini, kadının bu süreçte ortak çocukların psikolojisini düşünerek onları bir saatlik mesafede olan ailesine birkaç günlüğüne götürmesini farklı göstermeye çalıştığını, müvekkilinin annesinin Eskişehir'e taşındığını, inceleme yapılmadan gerekçenin hazırlandığını, sosyal medya paylaşımlarındaki yerin Eskişehir Emniyet Müdürlüğü binasında bulunan çalışma odası olduğunu, bu mekandaki bir kutlamanın sosyal medyada paylaşılmasının müvekkiline kusur olarak yüklenmesinin haksızlık olduğunu, müvekkilinin o ortamda olma dışında bir eyleminin olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarları ve kadının tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının mesai arkadaşı ile güven sarsıcı davranışlar içinde bulunduğunun sabit olduğunu, kadının haftanın üç dört günü arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini, birden fazla hat kullandığını, müvekkilin tanımadığı kişilerle görüşmelerinin olduğunu, ortak çocuk ...'nin yaklaşık 8 ay Ankara'da kaldığını, annenin velâyet amacıyla ortak çocuğu yanına aldığını, bu nedenle velâyetin babaya verilmesi gerektiğini ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakalar ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de tüm dosya kapsamından; erkeğin ortak ikamete geç ve alkollü geldiği, asıl davadan önce kadına gönderdiği mesajlarda kadına hakaret ettiği, kadının da İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği üzere eşinin ailesini istemediği, tarafların tanık beyanlarında yer alan sair ifadeler duyuma dayalı olduğu gibi ifadelerde net bir tarihin de bulunmadığı, yine bazı ifadelerde yer alan vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden tarafların bu vakıalar yönünden birbirlerini affettikleri, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladıkları, bu nedenle kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, erkek tarafından birleşen dava tarihinden önce gönderilen mesajın tek başına barışma olarak kabul edilemeyeceği, en fazla barışma girişimi olarak nitelendirilebileceği, tarafların sair iddialarının ispatlanmadığı, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin kabulün, kararın kusur yönünden düzeltilmesine, ortak çocuk ...'in 2012 ve ...'nin 2016 doğumlu olduğu, ortak çocukların anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi bir delilin bulunmadığı, bakıcının işten ayrılması, ortak çocuk ...'nin rahatsızlığı, annenin çalışıyor olması, ortak çocuk ...'ye bakabilecek kimse bulunmadığından annenin ortak çocuk ...'yi geçici olarak annesine bırakmak durumunda kaldığı, alınan uzman raporunda da yer aldığı üzere bu süreçte annenin hafta sonları ortak çocukla ilgilendiği, yargılama safhasında kadının annesinin, kadın ve ortak çocuklarla yaşamaya başladığı, uzman raporunda da annenin ailesinin desteğini alması ile velâyet görevini ifa edebileceği, babanın ise yaşam koşulları, çalışma saatleri, aile desteğinin bulunmaması sebebiyle velâyet konusunda zorluk yaşayabileceğinin rapor edildiği, ortak çocuk ...'in anne ile yaşamak istediğini uzmana ifade ettiği, ortak çocukların yaşı, üstün yararları da dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince velâyetin anneye verilmesinin isabetli olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları nazara alındığında ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile iştirak nafakası konusunda yeniden karar verilerek ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın lehine oluştuğundan kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile bu yönlerden yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın lehine yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu eş lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğuna, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakalar ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe kusur yüklenmesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın lehine tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olup olmadığı, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...'ya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.