"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1162 E., 2022/2257 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/711 E., 2021/233 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 19 yıllık evli olduklarını, bu evlilikten 2 tane müşterek çocukları olduğunu, evliliklerinde huzursuzluğun ve tartışmaların bulunduğunu, bu tartışma ve huzursuzluktan müşterek çocukların etkilendiğini, davalı erkeğin, sürekli hayatımda başka birinin olduğunu ima ettiğini, sosyal medya hesaplarını incelediğini, ... probleminin olduğunu, aldattığım iftirası atarak fiziki şiddet uyguladığını, kendisini aşağılayıp hor gördüğünü, gururu ile oynayıp namusuna leke sürmeye çalıştığını, maddî, manevî ihtiyaçları karşlamadığını, davalı erkeğin üzerinde kurduğu psikolojik baskıya dayanamadığını, davalı erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve çekilmez hale geldiğini beyanla, eşi ile boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı kadının sürekli kıskançlık yaptığını, kadının müvekkiline "şerefiz, o... çocuğu, ib.e dölü" şeklinde sözlerle hakaret ettiğini, kendisinden boşanmazsa aldatacağını söylediğini, yersiz harcamalar yaptığını, "istediğini alacağını, istediği yere gideceğini ve kedisine karışamayacağını" söylediğini, ortak çocuk Beyza'ya fiziki şiddet uyguladığını, davacı kadının çalıştığını ve düzenli gelirinin olduğunu beyanla, davacı kadının tüm taleplerinin reddine, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 11.06.2001 tarihinde evlendikleri, biri ... iki çocuklarının olduğu, davalı erkeğin evlilik boyunca eşine şiddet uyguladığı, "o.. çocuğu" şeklinde sözlerle hakaret ettiği, devamlı eşinin telefonlarını karıştırdığı, sosyal medya hesaplarını incelediği, bu şekilde kıskanç tavırlar sergileyerek psikolojik baskı uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadına isnat edilen kusurlar yönünden davalı erkek tanıklarının sözlerinin bir kısmı duyuma dayalı, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, dinlenen davalı erkek tanıklarının yaşanan son hadiselere yönelik görgüye dayalı beyanlarının olmadığı, davacı kadına kusur atfedilmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında herhangi bir menfaatin kalmadığı, sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun anne yanında kalıyor olması ve ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesi beyanına göre, ortak çocuk Mevlüt'ün velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, velâyet hakkı kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğundan çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadının devamlı ve düzenli geliri olduğu anlaşılmakla kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmakla en azından eşinin desteğinden yoksun kalacak olan ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve evlilik süresi nazara alınarak maddîve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Beyzanur yargılama sırasında ... olduğundan velâyet yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Mevlüt'ün velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile 35.000,00 TL maddîve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacı kadının dava dilekçesinde delil bildirmediğini ve tanık dinletmesine muvafakatlarının olmadığı beyanlarının dikkate alınmadığını, dinlettikleri tanık beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğunu, ortak çocukların davacı kadının etkisi altında tanıklık yaptıklarını, davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ve miktarlarının yüksek olduğunu, hükmedilen tazminatların faiz başlangıç tarihlerinin hususunda bir açıklık bulunmadığını beyanla; kusur belirlemesi, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddîve manevî tazminat, tazminatların faiz başlangıcı ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, delillerinin toplanmadığını, davacı kadının finansbank hesap hareketleri ile tapu ve araç sorgusunun yapılması taleplerinin karşılanmadığını, dinlettikleri tanık beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğunu, ortak çocukların davacı kadının etkisi altında tanıklık yaptıklarını, davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini kabul etmediklerini ve miktarlarının yüksek olduğunu, hükmedilen tazminatların faiz başlangıç tarihleri hususunda bir açıklık da bulunmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, davacı kadın lehine hükmedilen maddîve manevî tazminat, tazminatların faiz başlangıcı ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yerinde olup olmadığı, tazminatlara faiz uygulanması halinde faizin başlama tarihinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi (6100 sayılı Kanun), 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.