Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11115 E. 2023/1943 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tazminat taleplerinin ve nafaka miktarının tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespiti, davalı kadının tazminat taleplerinin reddine ve davacı erkeğin yurtdışında olması da göz önünde bulundurularak Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2303 E., 2022/1298 K.

DAVA TARİHİ : 21.09.2018

KARAR : Başvurunun kabulü, yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/811 E., 2020/104 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendikleri, 18 yaşında oğullarının olduğunu, müvekkilinin birden fazla çocuk isteğini ancak davalı kadının ret ettiğini, davalı kadının, müvekkilinin yeniden baba olma heyecanını ve çocuk sevgisini elinden aldığını, cinsel birliktelik yaşamaya yanaşmadığını, annelik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin kök ailesi ve akrabaları ile görüşmesini istemediğini, kendisinin de görüşmek istemediğini, davalı kadın istemediği için kendi kardeşinin nişanına gidemediğini, davalı kadının Hollanda'da bulunan kardeşine yardım etmek için on yedi yıllık işinden ayrılarak yurt dışına gittiğini, müvekkilinin de gittiğini, müvekkili ile bir süre Hollanda'da kaldıktan sonra davalı kadının 2017 yılında Türkiye'ye döndüğünü, davalının bir buçuk yıldan uzun bir süredir müvekkilinden ayrı Türkiye'de yaşadığını, müvekkili ile konuşmadığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin davalı kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını bu neden ile boşanmalarına karar verilmesini ve müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının sorumsuz ve bencil yapıda olduğunu, davacının at yarışı ve kumar alışkanlığının olduğunu, evlilik birliği içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini,müvekkilinin hamile kaldığında davacının ve ailesinin çocuğu istemediğini, gerek hamilelik ve gerekse de doğum sırasında davacının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, davacı taraf Hollanda'ya yerleştikten sonra müvekkilini ve müşterek çocuğu yanına alacağını söylediğini, ancak bu sözünü yerine getirmediğini, müvekkilini ve müşterek çocuğun davacıyı ziyaret için Hollanda'ya gittiklerini ancak davacının gerek müvekkili ve gerekse de müşterek çocukla ilgilenmediğini, davacının on iki yıl boyunca sekiz farklı bankadan müvekkilinin nüfus cüzdanı ile müvekkilinden habersiz krediler çektiğini ve bu borçları ödemediğini, davacının yaptığı bu borçları müvekkilinin ailesinin ödemek zorunda kaldığını, davalının tüm kusurlu davranışlarına rağmen müvekkilinin evlilik birliğinin devamı için elinden geleni yaptığını, evliliklerini kurtarmak istediğini, bu nedenle boşanmak istemediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde de müşterek çocuk için aylık 2.000,00TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda tarafların yaklaşık 1-1,5 yıldır ayrı yaşadıkları, davalı kadının, davacının ailesi ile görüşmesini istemediği, davacı erkeğin ikinci çocuk isteğinin davalı kadınca kabul görmemesinin taraflar arasında geçimsizliğe neden olduğu, davalının yurtdışına gitmek istemesi üzerine davalının abisinin 50.000 Euro harcama yaparak Hollanda'da bulunan iş yerinde çalıştırmak üzere davacıyı yurt dışına çağırdığı, ancak burada davalının abisinin ticari sırlarını başka kişilere anlatması nedeniyle davalının abisinin iflas ettiği, davalının bundan sonra Türkiye'ye dönmediği gibi davalı eşini ve müşterek çocuğunu arayıp sormadığı, yurt dışında başka bir kadınla yaşadığına dair söylentilerin olduğu, evlilik birliği içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği tüm bu nedenlerle davacı erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; ağır kusurlu davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı lehine yasal koşulları oluşmakla aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk reşit olduğundan müşterek çocuk için tedbir ve iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine yasal koşulları oluşmakla 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin boşanma kararı dışında verdiği kararların hukuka aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olanın davalı kadın olduğunu, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi ve davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının ağır kusurlu olması, müvekkilinin de işsiz olması nedeniyle davalının nafaka talebinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının boşanma dışındaki hükümler yönünden kaldırılmasına, davalının ağır kusurlu olması nedeniyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000 TL maddî ve 50.000 TL manevî tazminata, davalı tarafın tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. kusur tespiti, davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata, davacının maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle ; mahkemece davacının ağır kusurlu olduğunun tespit edildiğini fakat davacı eşin yurtdışında yüksek gelir elde etmesi gözetilmeksizin eğitimine devam eden ... ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarının çok düşük olduğunu, davacının reddine karar verilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden vekâlet ücretine karar verilmediğini ileri süren mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini, mahkemece boşanmaya karar verilmesi halinde tazminat ve nafaka taleplerinin kabulüne karar verilmesini , kusur tespiti, davanın kabulü, tedbir, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarı ile iştirak nafakasına karar verilmemesi davacının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ancak bu durumun tarafların kusurlu davranışları ile gerçekleştiği, davalı kadının, davacının ailesini istemediği, davacı eşinin de ailesi ile görüşmesini istemediği, davacı erkeğin ise Hollanda'ya gittikten sonra davalı kadını arayıp sormadığı gerekçesiyle, davacı erkek vekilinin kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile boşanmaya neden olan kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak karar gerekçesinin, tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı kadına, erkeğin açtığı boşanma davasının kabulünü gerektirecek ve kadına kusur olarak yüklenen vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın kabulü, kadının tazminat taleplerinin reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 175 inci, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.