Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11117 E. 2023/1416 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterliliği ve Yargıtay’ın bozma kararından sonra yapılan yargılamada vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak hüküm verildiği, bozma kapsamı dışında kalan hususların tekrar incelenmesinin mümkün olmadığı ve hükmedilen tazminat miktarı ile vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1217 E., 2022/1849 K.

DAVA TARİHİ : 29.12.2016

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile tazminatlar yönünden karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin aralarında sevgi ve saygı kalmadığını belirterek boşanma davası açtığını, davacının ayrılma iradesi gösterdiği, evi terk ederek birlik görevini yerine getirmediği kusurları yüklenerek kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiğini ve 27.02.2014 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen evlilik birliğinin kurulamadığını, evlilikleri boyunca her türlü şiddete maruz kalan müvekkilinin çocukları ile birlikte annesinin evine sığınmak zorunda kaldığını, tarafların müşterek çocukları ...'un davalı babasının başka bir kadınla mesajlarını göstermesi üzerine zina eylemini bu şekilde öğrendiğini, davalının başka bir kadınla birlikte yaşadığını, müvekkili için bu evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocukları Demir Efe'nin velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; reddedilen boşanma davasından sonra tarafların üç yıldır fiilen ayrı yaşadığını ve ortak bir hayatlarının bulunmadığını, davacının müvekkiline karşı sistematik olarak hakaretler, küfür ve tehdit içerikli davranışlar sergilediğini, fiziksel ve sözel şiddette bulunduğunu, müvekkiline ve ailesine, evine, evliliğine ve çocuklara karşı ilgisiz, olumsuz söylem, tutum ve davranışlar sergilediğini, bu tutum ve davranışları değişmediği için müvekkilinin 2013 yılından itibaren davacı taraftan boşanmak istediğini, davacı tarafın müvekkiline karşı eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediği gibi müvekkiline ait özel eşyaları dahi alarak evde tek başına bıraktığını, davacı tarafın müvekkilinin yaşamında oluşturduğu boşluklar nedeniyle başka bir kadınla görüştüğünü, bu görüşmenin zina boyutunda olmadığını beyanla boşanmayı kabul ettiklerini, davacı tarafın kusurundan kaynaklandığı için tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğu yerine getirmediği, eşi ve çocuğuna maddî ve manevî olarak yardım etmediği, davacıya ekonomik, psikolojik, sözel ve fiziksel şiddet uyguladığı, küfür, tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, evden kovduğu, başka kadınla birlikte yaşadığı bu durumu da sosyal medya hesabında rahatlıkla paylaştığı, arkadaşları tarafından gönderilen hayırlı olsun mesajlarına yanıt verdiği, davalının bu şekilde ağır davranışları ve zinası nedeni ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, davacı kadın lehine kusur durumu dikkate alınarak 85.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, davanın kabulü, velâyet, iştirak nafakası ve tazminat takdiri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iştirak nafakası ve tazminat miktarları yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin fiziksel şiddet ve hakaret eyleminin davacı yanca ispatlanamadığı, yine de davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yerinde ise de, hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğu gerekçesiyle; davalı erkeğin kusur belirlemesi ve tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu yönlerden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 24.05.2022 tarihli 2022/2917 Esas, 2022/4832 Karar sayılı kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla Yargıtay bozma ilamında da belirtilen ve kesinleşen kusur durumuna, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, gerçekleşen bu kusurlu davranışların kadının boşanma sonucu eşin maddî desteğinden yoksun kalacağı, mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, eylemin kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması dikkate alındığında davacı kadın lehine 90.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, lehine hükmedilen tazminat miktarlarının paranın alım gücü değerlendirildiğinde oldukça yetersiz olduğunu, istinaf yargılamasının duruşmalı yapılmasına karşılık vekâlet ücretine hükmedilmemiş olduğunu belirterek kararı tazminat miktarları ile vekâlet ücreti yönünden temyiz etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek kararı tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tazminatların miktarı ile Bölge Adliye Mahkemesince kanuni zorunluluk gereği bozma sonrasında açılan duruşma nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.