"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/340 E., 2022/1975 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 27.02.2019- 13.03.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elmadağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/74 E., 2020/342 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın tarafların vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin evin bakım ve ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, düzenli bir işinin olmadığını, sürekli alkol kullandığını, ev ortamında huzursuzluk çıkarttığını, müvekkilinin ilk evliliğinden 6 yaşında Elif ...isimli çocuğu bulunduğunu, davalı ile evlenirken davalının çocuğun varlığını kabul etmesine rağmen çocuğa ... davranmadığını, onu istemediğini, okula gitmesine engel olduğunu, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, müvekkiline hakaretlerde ve şiddette bulunduğunu, hatta şiddet olaylarına ilişkin suç duyurusunun bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına müvekkili lehine 25.000,00 TL manevî, 25,000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı vekili karşı dava ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının kök ailesinin evliliğe ağır şekilde müdahale ettiğini, evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, intihar girişiminde bulunduğunu, davacının müvekkiline hitaben hakaretlerde ve tehditlerde bulunduğunu , ilk evliliğinden olma çocuğunu istemediğini, kendine dikkat etmediğini, evini ihmal ettiğini, sorumsuz olduğunu, kocasının arabasını tekmelediğini, bütün köye rezil ettiğini iddia ederek; karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, asılsız ve gerçek dışı iddialardan mütevellit asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda davalı-davacı erkeğin evin bakım ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, kadına hakaret ettiği, kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğu üzere darp ettiği, davacı- davalı kadının ise erkeğe ait arabayı sokak ortasında tekmelediği, hastane kayıtlarından anlaşıldığı üzere intihar etmeye kalkıştığı tüm bu nedenlerle davacı - davalı kadının az kusurlu, davalı-davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafların vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin ... olmadığını, nafaka ve tazminat miktarları ile eksik inceleme yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve eksik inceleme yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı kadın eşe yüklenen intihara kalkışma vakıasının 10.03.2018 tarihinde gerçekleştiği, bu olaydan sonra tarafların fiilen ayrıldıkları 24.01.2019 tarihine kadar evlilik birliğini uzunca bir süre daha devam ettirdikleri, aynı şekilde mahkemece davacı- davalı kadın eşe yüklenen davalı- davacıya ait arabayı sokak ortasında tekmelediği, vakıasından sonra da tarafların evlilik birliğini uzunca bir süre daha devam ettirdikleri, taraflarca affedilen veya hoşgörü ile karşılanan söz konusu vakıaların davacı- davalıya eldeki boşanma davasında kusur olarak yüklenmesi ... olmayacağını, davalı- davacıya kusur olarak yüklenen hakaret vakıasına ilişkin tanık beyanları ise yer ve zaman belirtmeyen soyut nitelikteki izahlardan olup, eldeki boşanma davasında kusur belirlemesinde esas alınamayacağını, tarafların kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı- davacı erkek eş davacı- davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen bu durumda, Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı- davacının davacı- davalıya nazaran ağır kusurlu olduğu yönündeki kabul sonuç olarak ... olduğunu ancak taraflara kusur olarak yüklenen vakıalar değiştiğinden, tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf isteklerinin kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine karar verildiği, boşanma davasının devamı süresince gerekli olan eşlerin barınmasına, geçimine ilişkin alınan önlemler kapsamında kadın yararına tedbir nafakası kararı verilmesinde ve nafakanın miktarında isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu gerçekleşen davalı- davacının yasal koşulları gerçekleşmeyen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, , tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı-davalı kadın yararına maddi tazminat miktarının az olduğunu, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına manevi tazminat takdir edilmesinin isabetli olduğu, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarı az olduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı- davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarı olduğunu ve tarafların evlilik süresinin kısa olması, yaşları, boşanma hükmünden sonra çıkması muhtemel ihtilafların önüne geçilmesi sebepleri ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek davacı- davalı kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin ... bulunmadığı gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesine, davacı- davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf isteklerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, davacı- davalı kadın yararına 25.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevî tazminat ile bir defaya mahsus 21.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, tarafların sair istinaf isteklerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, Bölge Adliye Mahkemesinin delillerin değerlendirilmesinde hataya düştüğünü kusur tespiti ve kusur izafe edilen vakıalarda ve sonuçlarında değişiklik yapıldığını müvekkiline yüklenen ağır kusuru kabul etmediklerini, davacı-davalı kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafaka miktarlarının gerçek kusur durumuna uygun olmadığını, miktarlarının da yüksek olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, davacı davalı lehine belirlenen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile müvekkili lehine manevi tazminat takdir edilmemesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı; kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... ve 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.