"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1184 E., 2022/1572 K.
DAVA TARİHİ : 25.11.2014
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaneli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/171 E., 2022/63 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince gerekçesiz hüküm kurulması nedeniyle istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin tüm yönlerden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle İlk derece Mahkemesi kararının boşanma hükmü hariç olmak üzere kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın ikinci kez İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına yoksulluk nafakası ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle, kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeği evliliğin başından beri kadına şiddet uyguladığını, saygısız ve sevgisiz davrandığını, gereksiz sebeplerle tartışma çıkardığını, kadına hakaret ettiğini, rüyasında kadını başka biriyle gördüğünü söyleyerek veya kadının aldığı duştan şüphelenerek kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadını tehdit ettiğini, evin ihtiyaçları için para vermediğini, kadını ve kızını aşağıladığını, onlara psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, en son kadının ve kızının
Osmaneli'de bulundukları dönemde telefonda "O kızı bu eve getirmeyeceksin." dediğini, bunun üzerine kadının Osmaneli'de kalmayı tercih ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; iddiaların ... olmadığını, kızıyla olan iletişim sorununun davacı kadın ile aralarının açılmasına sebep olduğunu, her ailede yaşanacak düzeyde tartışmalar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2016 tarih ve 2014/199 Esas, 2016/166 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin kadını aldattığı, şiddet uyguladığı, ortak çocuğu istemediği, tarafların karşılıklı olarak boşanmayı talep ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle 4721 sayılı Kanun2un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından, kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.03.2018 tarih ve 2017/772 Esas, 2018/379 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının soyut ve gerekçesiz olduğu, yalnızca tarafların iddia ve savunmaları ile tanık beyanları ve delillerin yazılması suretiyle denetime elverişli olmayacak şekilde, deliller tartışılmadan ve tanık beyanlarına ilişkin ... tutma sebepleri gösterilmeden ve tarafların kusurlarının net bir şekilde gösterilmeden karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf dilekçesinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gerekçeli hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2019 tarihli ve 2018/57 Esas, 2019/42 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşine şiddet uyguladığı, onu aşağıladığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından, kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2019/1458 Esas, 2021/1746 Karar sayılı kararı ile; davacı tanıklarından ortak çocuk Nursel ile davacı kadının ablası Yasemin'in yeminsiz olarak dinlendiği, tanıkların yeminsiz olarak dinlenmesini gerektirir bir sebep bulunmadığı gözetilmeden usul ve kanuna aykırı olacak şekilde dinlenen tanık beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma hükmü hariç olmak üzere kaldırılmasına, belirtilen eksikliğin tamamlanmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından belirtilen eksikliklerin tamamlanması suretiyle, tanıkların yeminli beyanlarının alındığı, tanık beyanlarına göre davalı erkeğin davacı kadına kötü muamelede bulunduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, özen yükümlülüğünü ihlal ettiğine yönelik kusurların kesinleştiği gerekçesiyle erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, boşanmanın kesinleştiği yönünde yapılan değerlendirmeler ile kadının boşanma talebinin istinaf incelemesinden geçerek onandığı anlaşıldığından boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yoksulluk nafakasına her yılın başında ÜFE oranında artırım yapılmasına, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2022 tarihli ve 2022/1184 Esas, 2022/1572 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğin kadına kötü muamelede bulunduğu, sadakatsiz davrandığı ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği yönünde yüklenen kusurların kesinleşen boşanma ilamı ile sabit hale geldiği kabul edilmişse de İlk Derece Mahkemesinin ikinci kararında erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 04.11.2021 tarihli kararında kusur belirlemesi yönünden istinaf incelemesinin yapılmadığı bu sebeple erkeğe yüklenen kusurların kesinleşmediği, dosya içerisindeki mevcut delillere göre erkeğin kötü muamelede bulunduğu, ve sadakatsiz olduğunun sabit olduğu ancak özen yükümlülüğüne aykırı davrandığına ilişkin kusurun ispatlanamadığı, kadın yararına dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ve kadın tarafından talep edilmemesine rağmen nafakaya ÜFE oranında artırım uygulanmasının hatalı olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile davalı erkek vekilinin yüklenen vakıalara yönelik istinaf itirazı ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf itirazının kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulması suretiyle boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren kadın yararına 800,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, davalı erkek vekilinin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak şekilde bir kusurunun ispatlanamadığını, tanık beyanlarının soyut olduğunu, kadın lehine yoksulluk nafakası ile manevî tazminat ödenmesine ilişkin şartların oluşmadığını, erkeğin emekli polis memuru olduğunu kadın lehine hükmedilen nafaka ve manevî tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminat ve bunların miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında davalı erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminatlara ilişkin şartların oluşup oluşmadığı ile şartlar oluşmuşsa miktarların hakkaniyete uygun belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.