Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11202 E. 2023/2450 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğin kusur durumu, nafakaların ve tazminatların miktarının doğru belirlenip belirlenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının ilk hükme karşı istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle davalı erkek yararına istinaf edilmeyen hususlarda usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle mahkemenin son kararında usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde nafakaların ve tazminat miktarlarının arttırılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gözetilerek, kararın nafakalar ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1908 E., 2022/1800 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaşehir 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/402 E., 2021/121 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evliliklerinden birini davacıdan gizlediği, söz vermesine rağmen kaloriferli daireye taşınmayı kabul etmediği, ailesinin tarafların evinde yaşamasına izin verdiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini, troid rahatsızlığının kontrolleri için Alaşehir'e geldiğinde hamile olduğunu öğrenen ve yolculuk yapması sakıncalı bulunan kadının geri dönemediği, bundan sonra davalının eşi ile ilgilenmediği, dört ... sonra gelip altınları istediği, kabul edilmeyince de ''Bu iş burada bitti, ben bitiriyorum'' diyerek ayrıldığı, davacının sezeryanla doğum yapmasına ve kendisine haber verilmesine rağmen davalının doğuma da gelmediği, halen altı aylık olan çocuğu bile görmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak davacının iddialarının ... olmadığını, Fatsa ve Ordu'da her türlü hastalığın tedavi olanağı olduğunu, davacının evi terk etmek için tedavisini, geri dönmemek için de hamileliğini bahane ettiğini, ailesinin etkisi ve baskısı ile ortak konuta dönmediğini, evlilik birliğine son verenin davacı olduğunu belirterek davanın reddine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.01.2018 tarih ve 2016/204 Esas, 2018/6 Karar sayılı kararı ile erkeğin, kadının sağlık sorunlarını önemsemediği, ciddiye almadığı, tedavi imkanları ve aile bakımından yararlanmak isteyen kadını dönmeye zorladığı, kadının karşı çıkması üzerine de doğuma gelmeyerek ve ortak çocuk ile ilgilenmeyerek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu olduğu, davalının beyanlarından kadının hastalığı konusunda kendisini yanılttığı iddia edilmiş ise de erkeğin yeterince bilgilendirildiği, doğumdaki sıkıntılarında da aranarak haberdar edildiği ve hastane kayıtlarının varlığı karşısında kadına isnat edilen kusurun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 150,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından yetki, davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2019 tarih ve 2018/2330 Esas, 2019/1536 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin yetki itirazının İlk Derece Mahkemesince hadise şeklinde incelenmeden karara bağlandığı, usulünce yeniden ön inceleme duruşması yapılarak, yetki itirazının kanunda gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması ... görülmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun sair yönleri incelenmeksizin kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının yetki itirazının reddine, davalı erkeğin doğumdan ve kadının rahatsızlığından haberi olmasına rağmen davacı kadınla ve çocukla ilgilenmediği, doğuma gelmediği gibi sonraki süreçte çocuğu görmek için dahi gelmediği, evlilik birliğinin davalı erkeğin ilgisizliği nedeniyle temelinden sarsıldığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 150,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, geliri olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın yararına oluştuğu gerekçesiyle 13.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusurlu kabul edilmesinin, aleyhine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanunu aykırı olduğunu, nafakaların ve tazminatların miktarının fazla olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de ileri sürdüğü sebeplerle kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılmasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ve 182 nci maddeleri, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda davacı kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, anılan ilk kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmediği, erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen ikinci kararda erkek aleyhine olacak şekilde; kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 13.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karara karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmaması ile erkek yararına istinaf edilmeyen yönlerden usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları artırılarak hüküm kurulması ... olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

3. Davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.