Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11208 E. 2023/2108 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya hükmedilmesinin yerindeliği ve yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1553 E., 2022/1608 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/283 E., 2020/115 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının gereksiz yere kıskançlık gösterdiği, huzursuzluk yarattığı, müvekkilini evden uzaklaştırmaya çalıştığı, hakaret ve ... düşürücü davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, aile bütçesinin sarsılmasına ve icralık olunmasına sebebiyet verdiği, müsrif olduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşine hakaret ve küfür etmek suretiyle sözlü şiddet uyguladığı, erkeğinde eşine hakaret ve küfür ederek sözlü şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk ...'nın velâyetinin davalı anneye tevdii ile, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, süresinde kadının talep etmediğinden tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istekleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili verilen kararı; boşanma hükmü, kusur belirlemesi, nafaka taleplerinin reddi ve çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarları, kadının nafaka ve tazminat talepleri hakkında verilen karar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadın aleyhine belirlenen ve gerçekleşen hakaret ve küfür kusurlarının sabit olduğu, kadın süresinde cevap vermediği, bu durumda erkeğe atfı mümkün hiç bir kusur gerçekleşmemiş ise de, erkeğin istinaf talebinde bulunmaması nedeni ile mahkemece aleyhine belirlenen kusurların kesinleştiği, kadın aleyhine başkaca kusur yüklenmesinin ise mümkün olmayacağı gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü zorunlu ise de, erkek istinaf talebinde bulunmadığı için mahkemenin eşit kusur belirlemesinin kesinleştiği, davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme neticesinde bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasının ... olmadığı, çocuğun istinaf aşamasında 16.10.2020 tarihinde ergin olması nedeni ile velâyet ve iştirak nafakasının konusuz kaldığı, her ne kadar istinafa konu edilmemiş iseler de kamu düzeninden olan bu hükümler hakkında karar verilmesi gerektiği, davalı kadının kendisi için talep ettiği tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine, 16.10.2002 doğumlu müşterek çocuk ... ...'ın istinaf aşamasında ergin olması nedeni ile hakkında verilen iştirak nafakası, velâyet ve kişisel ilişkiye ilişkin hüküm fıkralarının konusuz kalması nedeni ile kaldırılmasına, haklarında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili; mahkemece belirlenen kusurların ... olmadığını, erkeğin davasının kabulünün ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebenin kabul edilmemesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.