Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11263 E. 2023/2355 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının kusur durumuna ve hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve zedelenen menfaatler gözetilerek takdir ettiği tazminat miktarının yerinde olduğu değerlendirilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1727 E., 2022/1782 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Didim(Yenihisar) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/322 E., 2019/346 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yaranına hükmedilen tazminat miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının artırılarak istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile bu yönlerden yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesine ve kadın yararına tazminata hükmedilmesine dair karara karşı davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-davacının, kusur belirlemesine ve tazminat koşullarına yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-davacının temyiz isteminin kusur belirlemesi ile kadın yararına gerçekleşen tazminat koşulları yönünden reddine karar vermek gerekir.

Davalı-davacı vekilinin reddedilen hususlar dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; cinsel birlikteliğin kurulmadığını, kadına sen kadın mısın, sende sorun var, git aynaya bak, sana kimse kadın demez, seni kadın olarak görmüyorum, o yüzden istemiyorum, sen kadın olsan ben birlikte olurum diyerek sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini, kızını istemediğini, çocuğu evde yok sayarak onunla asla konuşmadığını, onun varlığını dikkate almayarak anne ve kızına ayrıca kötü davrandığını, sana ve kızına bakmayacağım, ne haliniz varsa görün diyerek evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, mutfağa birşey almadığını ve para bırakmadığını, geç saatlere kadar dışarda kaldığını ve alkol almış şekilde eve geldiğini, tarafların ayrı odalarda kaldığını, evi terketmesini sağlamak için sürekli onu taciz ettiğini, namaz kılmasıyla alay etmekte ve aptal olduğunu, kıldığı namazın arkasına saklandığını söylediğini, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, başka kadınlarla dışarda vakit geçirdiğini, cep telefonuna hakaret içeren ve 'kızını üzerim', 'sende üzülürsün, kızında üzülür' şeklinde mesajlar gönderdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminat, 30.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, sürekli söylendiğini, ilk evliliğinden olan kızını kendisine karşı savunmaya geçtiğini, hatta kızının kapısını kilitlediğini, bunun da kendisini kötü hissetmesine neden olduğunu, aşırı maddi isteklerinin olduğunu, ilgisiz ve soğuk davrandığını, hastalığında ilgilenmediğini, sevmediğini, boşanmak istediğini söylediğini, yatakları ayırdığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya numarası belirtilen savcılık dosyasının taraflarının bu dosya ile ilgili olmadığı, mesaj olarak iletildiği belirtilen vakıaya yönelik süresi içinde mesaj deliline dayanılmadığı gibi erkeğin de muvafakati olmadığı, cinsel birliktelik sağlanmasında sorun olduğu ve tedaviden kaçınıldığı iddiasının ise doktor raporu ile ispatlanamadığı bu nedenle bu vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği; erkeğin kadınla çocuğuna, gelme sizi istemiyorum, boşanacağım dediğini, müşterek evin ihtiyaçlarını karşılamadığı , kadının da erkeğin ameliyatı sırasında yanında olmadığı, ilgilenmediği, onu istemediğini söylediği, belirlenen kusurlara göre kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 2.500,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu, mahkemece belirlenen kusurların dışında erkeğin ayrıca kusurları olduğunu, belirlenen tazminatın hakkaniyete ve kusur durumuna uygun olmadığın ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadınla çocuğuna, "gelme sizi istemiyorum, boşanacağım" dediğini, müşterek evin ihtiyaçlarını karşılamadığı , kadının da erkeğin ameliyatı sırasında yanında olmadığı, ilgilenmediği, onu istemediğini söylediği, belirlenen kusurlara göre kadının az erkeğin ise ağır kusurlu olduğu tespiti ile; az kusurlu eşin hem boşanmayı isteyip hem de erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebine karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu bu nedenle istinaf edilen birleşen davada da boşanmaya karar verilmesinin ... olduğu, kadının iddia ettiği ceza dosyasına konu fiilin olay tarihinin dava tarihinden sonra olması nedeniyle boşanma davasında kusur olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile erkeğin davasının kabulü ile kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri ile bu kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarını da ihlal ettiği, belirlenen miktarın az olduğu gerekçesi ile kadının tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğe kusur olarak yüklenilen tehdit vakıasına konu ceza dosyasından beraat hükmü aldığını, bu durumda tanıkların beyanlarının yalan olduğunun ortaya çıktığını, belirlenen diğer kusurlara yönelik tanık beyanlarının ise, soyut ve duyumdan aktarım beyanlar olduğunu, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarının yargılaması sonucunda kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının kusur durumuna ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin kusur belirlemesine ve kadın yararına gerçekleşen tazminat koşullarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.