"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2497 E., 2022/2023 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Biga 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/85 E., 2022/154 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak davacı erkeğe vasi tayini gerekip gerekmediği konusunda rapor alınmak üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinde hafif derecede zeka geriliği olduğunu, davalı kadının evde huzursuzluk çıkardığını, müvekkilinin zeka geriliğinden faydalanarak müvekkiline baskı uyguladığını, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, traktörünü ve taşınmazlarını sattırdığını, evin yarı hissesini üzerine geçirdiğini, müvekkili ile ayrı yatakta yattığını, alkol kullandığını, evden kovduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kayınvalidesi tarafından eşinin yönlendirildiğini, hiç bir kusurunun olmadığını, eşinden boşanmak istemediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.03.2019 tarih ve 2017/38 esas, 2019/106 karar sayılı kararı ile davalının davacıya hakaret ve tehdit ederek bu şekilde kötü muamelede bulunduğu, maddi ve manevî anlamda evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, evliliğin bu hale gelmesinde her iki tarafın da kusurlu bulunduğu, ancak davalı tarafın davacıdan daha fazla kusurlu olduğunun sabit olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davacı açısından çekilmez bir hal alarak bu evliliği sürdürmenin davacı taraftan beklenemeyeceği, davanın kabulü koşullarının oluştuğu, tarafların boşanmalarına, davacı tarafça talep edilen maddî-manevî tazminat talebinin ise kısmen kabülüne karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı erkek yararına 8.000,00 TL maddî ve 7.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2021 tarih ve 2019/1148 Esas, 2020/234 Karar sayılı kararı ile UYAP sisteminde yapılan sorgulamaya göre davacı erkeğe Biga Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/701 Esasa sayılı dosyası ile yasal danışman atandığı, aradan ... zaman geçtiği, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu, eldeki davada da davacı erkeğin akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair gerekli araştırma ve inceleme yapılması, varsa davacıya ait doktor raporları, reçeteler, hasta müşahade kağıtları vs. temin edilerek davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği yönünde tam teşekküllü ... hastanesinden rapor aldırılması, vasi tayininin gerekli olduğunun tespiti halinde vesayet makamına ihbarda bulunularak vasi tayini davasının sonucunun bekletici mesele yapılması, dava sonucunda davacı erkeğin kısıtlanması halinde eldeki dosya için husumete izin kararı aldırılarak, dosya içerisine konulması, davanın vasi aracılığı ile yürütülmesi gerektiği hususu gözetilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bunun yanında İlk Derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde iki tarafın da kusurlu olduğu, ancak davalı tarafın davacıdan daha fazla kusurlu olduğu belirtildiği halde; davacı erkeğe vakıa olarak yüklenen kusurlu davranışların neler olduğu gerekçede açıklanmadığı gibi, davacı erkek yararına verilen maddi ve manevî tazminata ilişkin kararın gerekçesinin de yazılmadığı, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf sebebinin yerinde olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, usule uygun şekilde yargılama yapılıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin, davalı kadının kendisine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, davacıyı ve annesini evden kovduğu, ekonomik yönden şiddet uyguladığı yönündeki iddialarının, tanık ifadeleri ile ispatlandığı, tanık ifadelerinin de birbirini destekler mahiyette olduğu, davalı kadının savunmalarının ispatlanamadığı, davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda herhangi bir kusurunun bulunmadığının sabit olduğu, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlu olduğu, evlendikten kısa bir süre sonra davacı erkeğin taşınmazına 1/2 oranında malik olduğu, tanık ifadelerinde belirtildiği üzere mal sattırma ve para çektirip alma şeklinde ekonomik şiddete yönelik kusurlu davranışlarının bulunduğu,4721 sayılı Kanun'un174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenen maddi ve manevi tazminat koşullarının davacı erkek yararına oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı erkek yararına 8.000,00 TL maddi ve 7.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında erkeğin kusurlu olduğunun belirtilmesine karşın, ilk derece mahkemesinin son kararında erkeğe kusur yüklenilmeyerek iki karar arasında çelişki oluşturulduğunu, yasal temsilci olarak davaya katılan davacının annesinin tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağnı, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin boşanmak istemediğini, kusurunun bulunmadığını, aleyhlerine hükmedilen tazminatları, yargılama gideri ve vekâlet ücretini de kabul etmediklerini belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının yararına kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile kanıtlandığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davalı kadının tam kusurlu olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu, davacı yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluştuğu, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı erkek yararına maddi ve manevî tazminata hükmedilmesinin ... olduğu, Avukatlık (vekâlet) ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, kural olarak, davada haklı çıkan tarafın kendisini vekil ile temsil ettirdiğinde, vekâlet ücretinin diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verileceği, davanın kabul edilmesi sebebiyle kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasının ... olduğu, buna ilişkin itirazın da yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebepler Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, davacı erkek yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... ve 371 ... maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.