"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2387 E., 2022/1326 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/412 E., 2019/731 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe ve annesine herkesin önünde hakaret ettiğini, saygısız davranıp evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, eviyle ilgilenmediğini, adına tescilli taşınmazları erkeğe karşı tehdit olarak kullandığını, uzun zamandır aralarında karı koca ilişkisinin bulunmadığını, erkeği eve almadığını, ailesinden hiç kimse ile görüşmediğini, aile bireylerini müşterek haneye kabul etmediğini, defalarca evden kovduğunu, davacı ile ayrı odalarda yattığını, davacının kişisel eşyalarını zarar vererek onları kullanılmaz hale getirdiğini, kıyafetlerini suya basıp ıslak hale getirerek zorda bıraktığını, şahsi eşyalarını, cüzdanını ve ceplerini karıştırdığını, ceplerinde muska kağıtları bulup çöpe attığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bu davayı evlilik birliği içinde edinilen malları satıp harcamak istemesi ve davalının buna karşı çıkması nedeniyle açtığını, asıl kusurlunun erkekte olduğunu, erkeğin 2018 yılı Nisan ayı ortalarında fiziksel şiddet uyguladığını, müşterek konutta gece vakitleri başka kadınlarla saatlerce sohbet ettiğini, kadın bunu kabul etmediğini belirttiğinde erkeğin nezaketsiz ve bir eşe asla yakışmayacak söz ve davranışlarda bulunduğunu, en ufak tartışmada kadını evden kovduğunu, kadının aile bireylerini arayarak almalarını istediğini, zaman zaman 15-20 gün eve gelmediğini belirterek öncelikle davanın reddine, davanın kabulü halinde ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, kadın ve ortak çocuk için aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin aynı yatağı paylaşmadığını, son zamanlarda müşterek eve gelip gitmediğini, gelse dahi uzun sürelerle evden ayrı kalıp kısa süreliğine döndüğünü, nereye gittiğini davacıya söylemediği, sorumsuzca davrandığını, başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiğini, kadının erkek kardeşi olan tanık Erol'u arayarak gel bunu götür yoksa öldüreceğim diyerek konuştuğunu, evlilik birliği içerisinde alınan ve kadın adına tescilli dairenin satışı hususunda kadına baskı yaptığını, fiziksel şiddet uyguladığını, müşterek evi terk ederek birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığını; kadının ise aynı yatağı paylaşmadığını, erkeğin aile bireylerini müşterek eve istemediğini, annesini evden kovduğunu, annesine ağır hakaret ve küfürler ettiğini, erkeğin tüm kıyafetlerini ıslatıp kapının önüne koyarak kişisel eşyalarına zarar verdiğini, kıskançlık yaptığını ve bu suretle kusurlu olduklarını, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü yönünden hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı kadın istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, davanın kötü niyetle açıldığını, erkeğin asli ve tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun varlığının söz konusu olmadığını ve tanık beyanları ile bunun sabit olduğunu, erkeğin kendi kusurlarına dayanarak davayı ikame ettiğini, tanık anlatımlarının İlk Derece Mahkemesi'nin gerekçesini çürüttüğünü, erkeğin kadını pek çok kez aldattığını, kadının tepkisel davranışlarının kusur kabul edilemeyeceğini, kadına isnat edilen kusurun da ispat edilemediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Mahkemece kadına yüklenen kıskançlık yapmak vakıasına davacı erkek tarafından dayanılmadığı, aynı yatağı paylaşmamak ve eşinin annesine ağır hakaret ve küfürler etmek vakıalarının ise ispatlanamadığı, bu vakıalara ilişkin tanık beyanlarının soyut beyanlardan ibaret olduğu, ispatlanamayan ve dayanılmayan vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiği ve erkeğin belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.